2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi yapıldı: "Psikiyatrinin en büyük ihtiyacı ölçülebilirlik…"
Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu'nda düzenlenen 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi'nde, EEG'nin 100 yıllık tarihi süreci ve EEG'yi icat eden Alman Psikiyatrist Hans Berger'in hayat hikâyesi ele alındı.
22 Mayıs 2024 - 17:25
'100. Yılında EEG' temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi’nde EEG’nin 100 yıllık tarihi süreci ve EEG’yi icat eden Alman Psikiyatrist Hans Berger’in hayat hikâyesi ele alındı.
Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen '100. Yılında EEG' temalı 2. Nörobilim ve Teknolojileri Kongresi Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda yapıldı.ÜÜTV’den de canlı yayınlanan kongrenin açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Psikiyatrist Pof. Dr. Nevzat Tarhan, beyin aktivitesini ölçmek için kullanılan bir tıbbi teşhis yöntemi olan EEG’nin (Elektroensefalografi) uzun süre epilepside kullanıldığını ifade ederek, daha sonra psikiyatri alanında da kullanılmaya başlandığını anlattı.
“EEG’nin psikiyatri alanında kullanılması için ciddi bir mücadele verildi”
Prof. Dr. Tarhan, EEG’nin psikiyatri alanında kullanılması için ciddi bir mücadele verildiğini de dile getirerek, Elon Musk’ın Neuralink şirketinin ilk kablosuz beyin çipini de nörologların ve psikiyatristlerin seyrettiğini söyledi.EEG’nin hastanelerinde ilk yıllarda bilimsel amaçlı kullanılmasının da bazı zorlukları beraberinde getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, EEG’nin 2013 yılında Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) için biyolojik marker olarak kabul edildiğini ifade etti.
“Beyinle ilgili ölçülebilirliğe ihtiyaç var”
EEG’nin nörobiofeedback uygulamalarında kullanıldığını da dile getiren Prof. Dr. Tarhan, “Psikiyatrinin en büyük ihtiyacı ölçülebilirlik ihtiyacıdır. Psikiyatrinin hedefinde beyin var. Beyinle ilgili de ölçülebilirliğe ihtiyaç var.” dedi.Kişilerin eğer diyabeti varsa şekerini ölçtüğünü ve ona göre ilaç kullandığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “EEG ile hastanın tedavi öncesi beyin fonksiyonlarına bakıyoruz. Ailelerin çoğu bazen kişinin hasta olduğuna inanmıyor. Beyindeki bazı bulguları gösterdiğimiz zaman, hastalar ve aileleri ikna oluyorlar. Hastaların ikna olması tedavide yüzde 40 plasebo etkisi yapıyor. Hastanın tedaviye uyumu da artıyor.” diye konuştu.
“Yapay zekâ, tanı ve tedavide yardımcı olacak…”
İnsanların tedavi ihtiyacı için birçok keşfin yapıldığını da hatırlatan Prof. Dr. Tarhan, yapay zekanın da bu alana pek çok yenilik sağlayacağını söyledi.EEG’nin beynin ısı haritasını çıkararak ölçüm yaptığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, Nöropsikiyatrik hastalıklarda yapay zeka uygulamasının tanıda ve tedavide yarımcı olacağını belirtti.Prof. Dr. Tarhan, EEG ölçümlerinin NP modeli olarak hazırlanan yapay zekaya yüklendiğini ve OKB ve depresyon gibi tanıları başarılı bir şekilde belirlediğini de anlattı.
Açılış dersi: Yüzüncü Yılında EEG Neden Hala Gündemde…
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Yüzüncü Yılında EEG Neden Hala Gündemde: Bir Keşfi Hazırlayan Bilim Özel Bir Zihnin Gücü” başlıklı açılış dersini verdi.EEG’nin keşfi öncesindeki hücre, biyoelektrik, sinaps ve nöron teorilerinin EEG’nin keşfini kolaylaştırdığını ifade eden Prof. Dr. Tanrıdağ, Hans Berger'in bu keşfi yapmasını mümkün kılan zihinsel şifrelerin de ‘Astronomi eğitimini düşünme, telepatiye merak ve bu nedenle Psikiyatriye ilgi, 1924’te oğlu Klaus’un beyninden yapılan ilk EEG kayıtları olduğunu söyledi.
EEG’nin gelecek kuşaklara aktarılmasında belki de tek eksiğimiz…
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, EEG’yi icat eden Alman Psikiyatrist Hans Berger’in keşfettiği Alfa dalgalarının Berger dalgaları olarak anıldığını dile getirerek, şöyle devam etti: “EEG, daha önceden nedeni bilinmeyen ve toplum zihninde başta epilepsi olmak üzere birçok konunun bilimsel açıdan incelenmesine zemin sağlayarak nörobilimin 20. Yüzyıl boyunca gelişimine katkı sağlayan faktörlerin başında yer almıştır. Günümüzde ise EEG nörolojideki sağlam konumuna ek olarak kantitatif olarak psikiyatrideki birçok sendromun tanı ve izlenmesine el atmış durumdadır.EEG’nin bu özelliklerinin gelecek kuşaklara aktarılmasında belki de tek eksiğimiz Hans Berger gibi vizyoner, misyoner ve eleştirel öncülere duyduğumuz ihtiyaçtır. EEG özel bir keşiftir. Nörobilimin 20. Yüzyıldaki yolunu açmıştır. Hala sıklıkla ve yararlı olarak kullanılmaktadır.”
Hans Berger, zihin beden, ruh beden ilişkilerini arıyordu…
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzman Prof. Dr. Sultan Tarlacı da “Berger Gerçekte Ne Arıyordu? Psişik Enerji Arayışından EEG’nin Keşfine” başlıklı konuşmasında, EEG’nin tarihsel önemine işaret ederek, Berger’in zihin beden, ruh beden ilişkilerini ararken birçok çalışma yaptığını ve EEG’yi de insanlığa hediye ettiğini söyledi.Berger’in ilham kaynaklarından birini telepati yoluyla bir kez iletişim kurduğu ablası ve annesinden dedesi olan şarkiyatçı Friedrich Rückert olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tarlacı, Berger’in zihni zihne bağlayan enerji arayışının EEG’ye ulaştığını ve ilk EEG kaydının da 1929’da yapıldığını anlattı.
Prof. Dr. Tarlacı, Hans Berger’in çalışmalarının zamanında umursanmadığını da ifade ederek, Berger’in 1941 yılında intihar ettiğini de hatırlattı.
Aile fotoğrafı çekildi
Sunumların ardından kongreye katılanlarla aile fotoğrafı çekildi. Kongrede Prof. Dr. Serap Saygı “Fokal Epilepsilerde İktal EEG Bozuklukları, Prof. Dr. Kemal Arıkan “Psikiyatrik Elektrofizyoloji” Prof. Dr. Sermin Kesebir “Bipolar EEG: Bir Psikiyatristin Penceresinden Beyin Dalgalarının Ritmi”, Prof. Dr. Barış Metin “LORETA: Düşük Çözünürlüklü Beyin Elektromanyetik Tomografi ve Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel de “Nörobilimde Büyük Veri ve Nöropsikiyatrik Hastalıklarda Yapay Zeka Uygulaması: NP Model Örneği” konularını ele aldı.
YORUMLAR