3 Yaş Üstü Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozukluklarına Dikkat!
Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü nedeniyle, okula yeni başlayan çocuklarda sıkça görülen dil ve konuşma bozukluklarını değerlendirdi.
22 Ekim 2024 - 14:45
3 yaşından sonra hala çoğu sesi yanlış çıkarıyorsa dikkat!
Dil ve konuşma bozukluklarının çocukların hem sosyal hem de akademik gelişimlerini doğrudan etkileyebildiğini dile getiren Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, “Sosyal olarak, bu çocuklar kendilerini doğru ve anlaşılır bir şekilde ifade edemedikleri için akranlarıyla iletişim kurmakta zorluk yaşayabilirler. Örneğin, anlaşılırlığı düşük olan, kekemelik veya ses bozukluğu olan bir çocuk, sınıf içinde konuşmaktan çekinebilir.” dedi.Hazel Ezgi Dündar, “Eğer bir çocuk 3 yaşından sonra hala çoğu sesi yanlış çıkarıyorsa, 4 yaşından sonra hala birçok kelimeyi anlaşılamayacak şekilde söylüyorsa, kekemelik belirtileri gösteriyorsa mutlaka bir dil ve konuşma terapisti tarafından değerlendirilmelidir.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü nedeniyle, okula yeni başlayan çocuklarda sıkça görülen dil ve konuşma bozukluklarını değerlendirdi.
Okul çağında en sık görülen dil ve konuşma bozuklukları neler?
Okul çağındaki çocuklarda en sık görülen dil ve konuşma bozukluklarının konuşma sesi bozuklukları, akıcılık bozuklukları ve ses bozuklukları olduğunu ifade eden Hazel Ezgi Dündar, “Konuşma sesi bozuklukları çoğunlukla bazı sesleri yanlış üretme örneğin ‘araba’ yerine ‘ayaba’ deme şekline görünür. Bazen de sesleri dilin kurallarına uygun şekilde üretememe, yer değiştirme, ses/hece ekleme ve çıkartma ya da konuşma seslerine dair farkındalığa sahip olmama şeklinde kendini gösterebilir. Akıcılık bozuklukları ise duraklamalar, tekrarlar ve uzatmalar şeklinde görülebilir. Çocuklarda ses bozukluğu olduğu ise sesinde kısıklık, tizlik, nefeslilik ve sesini zorlanarak çıkartma durumları gözlemlendiğinde düşünülebilir.” dedi.
Sosyal ortamlarda daha çekingen kalabiliyorlar
Dil ve konuşma bozukluklarının çocukların hem sosyal hem de akademik gelişimlerini doğrudan etkileyebildiğini dile getiren Hazel Ezgi Dündar, “Sosyal olarak, bu çocuklar kendilerini doğru ve anlaşılır bir şekilde ifade edemedikleri için akranlarıyla iletişim kurmakta zorluk yaşayabilirler. Bu, onların arkadaş edinmesini ve grup oyunlarına katılmasını zorlaştırabilir, hatta özgüven eksikliğine ve içe kapanıklığa neden olabilir. Örneğin, anlaşılırlığı düşük olan, kekemelik veya ses bozukluğu olan bir çocuk, sınıf içinde konuşmaktan çekinebilir, bu da onların sosyal ortamlarda daha çekingen kalmalarına yol açabilir.” diye konuştu.
Akademik başarıları da olumsuz etkilenebiliyor
Akademik açıdan, dil ve konuşma becerilerinin okuma, yazma, dinleme ve anlama gibi akademik yeteneklerin temelini oluşturduğunu kaydeden Hazel Ezgi Dündar, “Konuşma bozukluğu olan çocuklar dil becerileri akranları ile eş seviyede gelişmediğinde akademik başarıları da olumsuz etkilenebilir.” dedi.Okuma problemlerinin, çocukların okuma hızında, doğruluğunda ve anlama becerilerinde yaşıtlarına göre gerilik göstermesi ile tanımlandığını da kaydeden Hazel Ezgi Dündar, “Yaygın okuma problemlerinde, çocukların harfleri doğru bir şekilde tanıyamaması veya kelimeleri doğru sıralama ve heceleme konusunda yaşadıkları zorluklarla karakterizedir. Ayrıca, okuma sırasında çok yavaş olabilirler ve okuduğu metni anlamada zorluk yaşayabilirler. Tüm bu yaşanan zorluklar özellikle fonolojik farkındalık, kelime dağarcığı ve diğer dil alanlarındaki becerilerin yeterli seviyede gelişememesinden kaynaklanabilir.” şeklinde konuştu.
YORUMLAR