Abdurrahman Kurt'tan çarpıcı açıklama: "Batı'nın HDP ve CHP'yi desteklemesinin sebebi İslamofobidir"
AK Parti MKYK Üyesi Abdurrahman Kurt, 24 TV'de yayınlanan Arafta Sorular programında Star yazarı Esra Elönü'nün sorularını cevapladı.
AK Parti MKYK Üyesi Abdurrahman Kurt, 24 TV'de yayınlanan Arafta Sorular programında Star yazarı Esra Elönü'nün sorularını cevapladı. HDP'nin tepkisel Kürt oylarını CHP'ye kanalize ettiğini belirten Kurt, ‘'Bugün Türkiye'de bir sorun varsa CHP'nin çıkardığı bir sorundur. Tepkisel oyları alıp sorunun sahibi CHP'ye verirler. Batı'nın Türkiye'de CHP ve HDP de dahil muhalefeti desteklemesinin sebebi ise İslamofobidir.' Açıklamasında bulundu.
24 TV'nin her bölümü ses getiren programı Arafta Sorular'ın bu haftaki konuğu, AK Parti 23. Dönem Milletvekili, AK Parti MKYK üyesi Abdurrahman Kurt oldu. Star yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan Kurt, üçüncü bir ittifak söylemleri, Erkan Uğur'un çirkin tutumu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Batı'nın Türkiye'de CHP ve HDP de dâhil muhalefeti desteklemesinin sebebi İslamofobidir
Elönü: HDP'nin içinde bulunduğu bir ittifak söylentisi var. Siz ne öngörüyorsunuz?
Kurt: Böyle bir ittifak söz konusu değil. Kürtlerin bu ülkede siyaseti yönetme gücü yoktur. Ama siyasetin yön verenlerinden bir aktör olma gücü vardır. HDP tepkisel Kürt oylarını CHP'ye kanalize etmiş. Yani sorunun sahibine. Bugün Türkiye'de bir sorun varsa CHP'nin çıkardığı bir sorundur. Başörtüsü meselesi gibi, dindarlara uygulanan baskı gibi... Özeleştirileri de yok. Çözmeye niyetleri de yok. Tepkisel oyları alıp sorunun sahibi CHP'ye verirler. Batı'nın Türkiye'de CHP ve HDP de dahil muhalefeti desteklemesinin sebebi İslamofobidir. Bu sebeple muhalefetin haklı olan eleştirileri de varsa o hak için kullanılmıyordur.
İbrahim Kalın; yüce bir duruş gösteriyor, topluma da mesaj veriyor ama, aldığı cevap çok çirkin
Elönü: Bizim mahallemiz var mı? Yoksa bir mahalleye mi hapsediliyoruz? 'Kutuplaşıyoruz' diye haykıranlar oksitlenmiş kutup başları mı?
Kurt: AK Parti bugün bir mahalleye hapsedilmek isteniyor. Yasakçı, hoşgörüsüz, toleransı olmayan... İbrahim Kalın örneğinde yaşadık. İbrahim Kalın; farklı mahalleden olan bir sanatçıyı davet etme cesareti ve erdemi gösteriyor. Yoksa onun kalibresinde adam mı yok. İbrahim Kalın; yüce bir duruş gösteriyor. Topluma da mesaj veriyor. Ama aldığı cevap çok çirkin. Bizi bir mahalleye hapsetmek isteyen insanlar, asıl kendi mahallesinin resmini çiziyor. Bu resimde hoşgörü yok bu resimde kendi gibi düşünmeyenlere hayat hakkı yok, bu resimde kendi gibi düşünmeyen insanın varlığına tahammül yok. İnsanların şunu görmesi lazım. Bize önerilen şey topluma yıllarca acı çektirmiş halin resmidir. Biz bu hale girmemek için bugünlere kadar mücadele verdik. Bunu korumak hepimizin üstüne vebaldir. Bunun farkında olmamız lazım. Bu vebali yerine getirirken kinle öfkeyle değil kararlılıkla, ısrarla yapmak zorundayız.
Çözüm sürecinde, büyümeye kalkan bir Türkiye'nin başına geleceklerin provasını yaşadık
Esra Elönü'nün 'Arafta mısınız?' ve 'İkilemleriniz oldu mu?' sorularına cevap veren Kurt sözlerini şöyle sürdürdü:
İstanbul'da okurken Kürt olduğumu İsanbul'dakiler söylerdi. Diyarbakır'da zaten herkes Kürt olduğu için farketmiyorsunuz. Ama burada hep ötekisiniz. Ve bunu aşmaya çalışyıorsunuz. Kürtlerin böyle bir kaderi oldu. Öteki olmak. İstanbul'da bir Diyarbakırlı'nın gurbette hissettiklerini Trabzonlu hissetmiyor. Burada bir sorun var aslında. Burada zorunlu bir araf var. Zorunlu araf iyi bir şey değil. Doğal araflar belki iyidir. Göç gibi.. Göçlerin zorunlu olan kısımları hep zarar verir. Ama arayış göçlerinin yaptığı katkı iyidir. Arafta böyle bir şeydir. Doğal araflar iyidir ama zorunlu olanlarda sorun vardır. Benim de kısmen zorunlu araflarım var. Terörle mücadeleyle ilgili teröre doğuran sebeplere baktığımız zaman suça götüren yollara bakmak gerekir. Olayların sadece içeride olmadığıyla yüzleştik. Çözüm süreci böyle bir süreçtir. Çözümün sadece içeride bitmediğini gördük. Bu ülkede silaha dayalı arayışta olanların, terörü bir yöntem olarak kullananların sonlanmasına ilişkin devletin kendi hatalarından feragat ettiği, onu onarmak için büyük bir motivasyonla yola çıktığı bir dönemde karşılaştığımız şey bu işin sadece burada bitmediğiydi. Avrupa, NATO yönlendirmesi... Türkiye'nin makus bir kaderi vardır. 'Büyürse budayın. Kurursa sulayın.' derler. Çözüm sürecinde, büyümeye kalkan bir Türkiye'nin başına geleceklerin provasını yaşadık. Bu bizim motivasyonumuzu kırmamalı. Biz birşeyleri başardığımız için bu kadar engel çıkarılıyor. Dolayısıyla çözüm süreci içerisinden olayı okuduğumuz zaman, bir dönem içeride başlamış problemleri çözmek için yola çıktığını söyleyenlerin dışarıda bu sorunu yaratanların güdümüne girdiğini gördük. PKK'nın silah bırakma yeteceğinin kendi başına olamayacağın, Batılı ülkeler müsade etmeyince olmayacağını gördük.
AK Parti, Türkiye'de Kürt kimliğinin, devlet nezdinde ilk tescilinin yapıldığı yerdir
Elönü: Kürt seçmenin gözünde AK Parti neye tekabül ediyor?
Kurt: Algılar ve olgular arasında farklar var. AK Parti'ye ilişkin bazı tepkilerin haddinden fazla büyüdüğünü görüyorum. Papaza kızıp oruç bozmak gibi ifrattan tefrite savrulmak.. Maalesef duygusal olarak yaşadığımız birşey. AK Parti, Türkiye'de Kürt kimliğinin, devlet nezdinde ilk tescilinin yapıldığı yerdir. Bunu yaparken Yüce Divan'da yargılanmalarını ve darbe teşebbüslerini göze alarak yapmışlardır. Bunla kanla, canla, emekle yapılan şeylerdir. Almanya'da yıllar önce bir konferansa davet ettiler. Karşımda HDP sempatizanı bir genç var. Türkiye'yi anlatırken 1980'lerin Türkiyesi'ni anlatıyor. 'Ben de 2010'u anlatayım.' dedim. Solcu bir yazarın Kürt sorunuyla ilgili önerilerini hatırlattım. Çözüm olarak 14 madde saymı. Bu 14 maddenin yasalarla ilgili olan 10'unu yaptık. Üzerine 20 madde daha ekledik. Bugünkü Türkiye'yi anlattığımı söyledim. Doğu'dan bu kadar oy alan AK Parti Türk ve Kürt hareketidir.