"Ailemde meme kanseri yok, taramaya gerek yok" düşüncesi doğru mu?

VM Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Yıldız, “Toplumda meme kanserinin aile öyküsü olmadan gelişmediği gibi yanlış bir kanı mevcuttur. Oysa meme kanserlerinin sadece yüzde 5-10’u kalıtsaldır. Günlük pratikte kanser tanısı koyduğumuz hastaların çoğu, ailesinde meme kanseri tanısı konulan ilk kişi oluyor” dedi.

"Ailemde meme kanseri yok, taramaya gerek yok" düşüncesi doğru mu?
12 Ekim 2021 - 21:23

Ailemde meme kanseri yok diye taramanızı ihmal etmeyin

Kontrollerini “Ailemde meme kanseri yok, taramaya gerek yok” düşüncesiyle ihmal eden kişilerin çok pişman olabildiğine dikkat çeken VM Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Yıldız, “Toplumda meme kanserinin aile öyküsü olmadan gelişmediği gibi yanlış bir kanı mevcuttur. Oysa meme kanserlerinin sadece yüzde 5-10’u kalıtsaldır. Günlük pratikte kanser tanısı koyduğumuz hastaların çoğu, ailesinde meme kanseri tanısı konulan ilk kişi oluyor” dedi.

Geçmişten bu güne dünyada her 8 kadından birinin hayatının bir döneminde meme kanseri ile karşılaştığını ifade eden VM Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Yıldız, tüm kadın kanserlerinin yaklaşık dörtte birinin ve kanser nedenli kadın ölümlerinin altı birinden meme kanserinin sorumlu olduğuna dikkat çekti.
 

YILDA BİR KERE MUAYENE ÖNEMLİ 

Meme kanserinin erken teşhisinin ancak tarama programları ile olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ramazan Yıldız, “Bir kadın kendi kendine muayene ettiğinde eline bir sertlik, kitle geldiğinde veya diğer belirtiler ile karşılaştırıldığında bu kesin olarak meme kanseri anlamına gelmez. Kadınlar kendi memesini muayene etmeyi öğrenirlerse zamanla oluşabilecek değişiklikleri de fark edeceklerdir. Bunun dışında yılda bir kere bu konunun uzmanı olan meme ile uğraşan genel cerrahi uzmanı tarafından muayene yapılması önemlidir”  uyarısında bulundu.
 

RİSK FAKTÖRLERİ

Doç. Dr. Ramazan Yıldız, meme kanseri risk faktörlerinin değiştirilemeyen risk faktörleri, kısmen değiştirilebilir risk faktörleri ve değiştirilebilir risk faktörleri olarak 3 grupta toplanabileceğini söyledi. 

Değiştirilemeyen risk faktörleri
• 30 yaş üzerinde risk giderek artmaktadır.
• İlk adet yaşı 12’den küçük olması.
• Genetik ve aile öyküsü birinci derecede akrabasında meme kanseri olan birey genel topluma göre iki kat risk altındadır.
• Kişisel meme kanser öyküsü: Önceden meme kanseri geçiren bir bireyin karşı memesinde meme kanserine yakalanma riski topluma göre yüksektir, her yıl bu risk yüzde 1 artar ve bu kişiler yaşam boyu topluma göre yüzde 10 daha fazla riske sahiptir.
• Meme yapısı dansitesi yüksek meme dokusunda meme kanseri riski daha fazladır.
Kısmen değiştirilebilir risk faktörleri
• 30 yaşında sonra doğum yapmak ya da hiç doğum yapmamak.
• 55 yaşından sonra menopoza girmek, emzirmemek, göğüs bölgesine radyoterapi almış olmak.

Değiştirilebilir risk faktörleri
• Diyet: Özelikle az yağlı, dengeli ve sebze-meyve ağırlıklı diyet riski azaltmaktadır. Kanserojen besinlerin yaygın tüketimi ise riski artıracaktır.
• Obez ve şişman kişilerde meme kanseri daha fazla görülmektedir.
•  Vücut Kitle İndeksi (BMI) yüksek olan post menopozal kadınlarda görülme olasılığı artmaktadır.
• Östrojen tedavisi: Çoğu çalışma 10 yıldan fazla östrojen alımının meme kanseri gelişiminde ufak bir risk artışına sebep olduğunu göstermektedir.
• Sigara.
• Yetersiz fiziksel aktivite ve spor.
• Alkol tüketimi.


MEME KANSERİ TARAMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLER

Mamografi: Meme dokusunun röntgen ışınları ile incelenmesine dayalı bir yöntemdir. Hastanın herhangi bir yakınması yokken çekilen ilk mamografi baz mamografidir. Mamografi tarama amaçlı veya tanı amaçlı yapılabilir. Tarama amaçlı mamografi hiçbir yakınması olmayan kişilere yapılırken, tanı amaçlı yapılan mamografide şüpheli kitle veya bölgenin daha detaylı incelenmesi amaçlıdır.

Ultrasonografi (USG): Ses dalgalarının dokulardan geri yansıması esası ile çalışır. Mamografide bulunan bir şüpheli kitle, alan veya hastanın eline gelen kitlenin sıvı veya katı olduğunu anlamak için kullanılır. İçi sıvı dolu olan kitleler yani kistler kanser açısından önemli bir tehdit oluşturmazlar. Buna karşılık, içi katı olan yani solid kitleler memenin tümörleridir. Bunların iyi veya kötü huylu olduğu ayrımını düzenli takipler veya başka ileri yöntemlerle yapmak gerekir.

Her kadının 35 yaşında ilk mamografisini çektirmeli, 40 yaşına kadar her sene klinik muayene yaptırmalı ve düzenli olarak her hafta kendini muayene etmelidir. İdeal olan iki mamografi arasındaki sürenin 14 ayı geçmemesidir. Geçmesi durumunda tümörün bir katlanma zamanı atlanabilir. 

Meme MR: Meme manyetik rezonans görüntülemesi (MRI) (kısaca meme MR’ı) göğüs kanserini ve göğüsteki diğer anormallikleri saptamak için kullanılan bir testtir. Meme MR’ı (emar) göğsünüzün çoklu resimlerini çeker. Meme MR’ı görüntüleri bir bilgisayar kullanılarak detaylı resimler oluşturmak için birleştirilir. Rutin tarama için kullanılmaz. Meme MR’ı genellikle doktorunuz mamogram, ultrason veya klinik göğüs muayenesinin sağlayabileceğinden daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğunda uygulanır.


VM Medical Park Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ramazan Yıldız

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl Oldu"
Bergama Ziraat Odası Başkanı: "2024 Tarım İçin Kara Bir Yıl...
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde Gerideyiz?'
'Türkiye'nin Balığı Dünya Sofralarında, Biz Neden Tüketimde...