"Al, kullan, at" alışkanlığına dikkat
Alışveriş yapmanın mutluluk hormonunu arttırdığı bilimsel bir gerçek olsa da “mutlu oluyorum” diyerek sürekli alışveriş yapmak takıntıya dönüşebiliyor.
Alışveriş yapmanın mutluluk hormonunu arttırdığı bilimsel bir gerçek olsa da “mutlu oluyorum” diyerek sürekli alışveriş yapmak takıntıya dönüşebiliyor. İndirimler, tanıtımlar gibi bir sürü dış etken ile sürekli alışveriş yapmaya yönlendirildiğimizi söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut, “İçinde bulunduğumuz dönem, al, kullan, at dönemi. İhtiyacımız olmadığı halde sırf indirimde diye alışveriş yapıyor ve satın aldıkça mutlu oluyoruz” açıklamasında bulundu.
Tüketimin çok fazla özendirilip imrendirildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Normalde almayacağımız bir şeyi yüzde 70 – yüzde 90 indirimli görünce bu fırsat kaçmaz düşüncesiyle alıyoruz. Benzer birçok eşyamız varken alıyoruz, aldıkça da mutlu oluyoruz. Al, kullan, at dönemindeyiz. İlişkilerimiz, evdeki eşyalarımız ve yiyeceklerimiz başta olmak üzere her şeyi alıyoruz ve hemen tüketiyoruz” dedi. Karabulut, sürekli alışveriş yapma isteğinin biriktirme ve koleksiyon yapma isteği ile de ilgili olabileceğini belirtti.
Alışveriş ihtiyaç için değil, zevk için yapılıyor
Sürekli alışveriş yapma isteğinin hem görsel basında hem de mağazadaki etiketlerle teşvik edildiğini söyleyen Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Hayatımızda AVM gerçeği var. Alışveriş artık ihtiyaçtan değil, zevk için yapılıyor” dedi. Çizginin öte tarafına geçilip geçilmediğinin anlaşılması için ‘Benim buna ihtiyacım var mı’, ‘İhtiyacımdan fazlasını mı aldım, ihtiyacım kadarını mı aldım’ ve ‘Bunu aldıktan sonra ne hissettim’ sorularını kişinin kendisine sorması gerektiğini söyleyen Karabulut, “Bazı insanlar alıyor ve dükkândan çıktıkları an pişmanlık hissedebiliyor. Kendini durduramama, frenleyememe durumu olabiliyor” dedi.
İnsanlar duyguları gibi eşyalarını saklayabiliyor
İnsanların ihtiyaçtan fazlasını tutan bir canlı türü olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Selin Karabulut, “Eşya atamamak da böyle bir şey. Gerekli gereksiz yığılan ve tutulan eşyalar, bir gün lazım olur telaşı ve düşüncesi, bırakamama ve vazgeçememe durumu ile ilgili olabilir. Bu insanların daha içe kapanık ve duygularını pek paylaşmayan, tutan, içine atan insanlar olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu. İnsanların tıpkı eşyayı tuttuğu gibi duygusunu da tutma ve saklama eğiliminde olduğunu belirten Karabulut, “Biriktirme, koleksiyon yapma isteği, obsesif kişilik yapısında görülebiliyor. Bazı konularda koleksiyoner olunup, gerçekten takip edip, özel siparişlerle o eşya getirtilebilir. Ya da hiçbir amaç olmadan sadece almak istenebilir” açıklamasında bulundu.
Alışveriş takıntısı ve biriktirme durumu için 3 soru
Alışveriş takıntısı ile biriktirme arasında ince bir farkın olduğunu söyleyen Psikolog Selin Karabulut, “Eğer ihtiyaç varsa ve maddi durum bunu almaya müsaitse alınabilir. Maddi durum çok elverişlidir ve çok alınabilir ve bu da normal olabilir” diyerek alma takıntısını şöyle açıkladı:
1. Paranı başka bir şeye harcaman gerekirken onlardan feragat edip sadece alışveriş yapıyorsan,
2. Aldığın şeyleri çoğunlukla kullanmıyorsan,
3. Evde çok benzer ve dolap bekleyen eşyaların varsa orada bir alma, biriktirme, alışveriş takıntısı olmuş olabilir.