0-3 yaş arası çocuklar ekrana hiç maruz kalmamalı
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, son yıllarda hayatımızda daha fazla yer edinen dijital teknolojilerin sonucu olarak yaşadığımız ekran maruziyetine dair değerlendirmelerde bulundu.
Ekran maruziyeti her geçen gün artıyor! 0-3 yaş arası çocuklar ekrana hiç maruz kalmamalı
Ekran maruziyeti süresinin her geçen yıl arttığına değinen uzmanlar, bunun sebebinin dijital teknolojilerin eğitim ve iş yaşamına giderek daha fazla dahil olmasından kaynaklandığını belirtiyor. Ekran maruziyetini ‘dijital çağın bir hastalığı’ olarak tanımlayan Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, uzun süre ekrana maruz kalmanın psikolojik ve fiziksel etkilere neden olabileceğine dikkat çekiyor. 0-3 arası çocukların ekrana hiç maruz kalmamaları gerektiğini vurgulayan Ünal, 0-2 yaş döneminde ekran maruziyetinin bilişsel gelişimde gecikme veya gerilemeye yol açabileceğinin altını çiziyor.Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, son yıllarda hayatımızda daha fazla yer edinen dijital teknolojilerin sonucu olarak yaşadığımız ekran maruziyetine dair değerlendirmelerde bulundu.
Dijital teknolojilerin eğitim ve iş yaşamına daha fazla dahil olması ekran maruziyetini arttırdı
Türkiye’de ekran maruziyeti süresinin her geçen yıl arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Dijital çağda gündelik yaşamın bir parçası da ekranlı araçlar. Yeni iletişim teknolojileri geliştikçe ve yeni araçlar hayatımızda yer aldıkça ekran izleme süreleri de artış gösteriyor. Son yıllarda gerek pandemi gerek depremler dijital teknolojilerin daha fazla hayatımızda olmasını gereklilik haline getirdi. Diğer yandan, eğitim, iletişim, bilgi edinme, sosyalleşme gibi pek çok amaçlarla kullanılan dijital mecralara talep arttıkça ekran izleme süreleri de artıyor. Özellikle dijital teknolojilerin eğitim ve iş yaşamına giderek daha fazla dahil olması ve sosyal medya mecralarının günden güne kullanımının artması günlük ekran maruziyetini arttırdı diyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Görüntülü konuşma dahil ekran süresi çocuklarda günlük 1 saati geçmemeli
Ekran maruziyetini, kişinin gelişimsel düzeyine uygun olmayan şekilde ve sürede ekran başında kalması olarak tanımlayan Dr. Ünal, “Dijital çağın bir hastalığı da diyebiliriz. Küçük yaştan itibaren ekran başında uygunsuz şekilde ve sürede geçirilen süreler ekran maruziyeti sorununu gündeme getirdi. Akıllı telefon, tablet, televizyon başlıca ekran maruziyetine yol açan araçlar olarak sıralanabilir. Hatta şimdilerde akıllı saat gibi doğrudan bedene temas eden araçların da ekran maruziyetiyle birlikte pek çok sorunu beraberinde getireceğini söyleyebiliriz.” dedi.Gelişimsel dönemlere göre ekran başında kalma sürelerine yönelik çeşitli görüşler olduğunu da sözlerine ekleyen Ünal, “İlk 3 yaşta çocuğun ekrana hiç maruz kalmaması gerekir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2019 yılında, çocukların 1 yaş ve altında ekranlara maruz kalmaması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Dijital çağda ekran maruziyetine maruz kalınmayacağı mümkün görünmese de görüntülü konuşma gibi durumlar da dahil olmak üzere ekran izleme süresi çocuklarda günlük 1 saati geçmemeli. 3-6 yaşa kadarki sürede çocuğun ekran başında tek başına kalmaması, mutlaka bir ebeveyni ile kontrollü vakit geçirmesi gerekir. 6-12 yaş arasındaki süreçte akademik amaçlı olarak ekran başında kalınacak süre sınırlandırılabilir. 13 yaş ve üzeri süreçte ise, dijital reşit olması için gerekli dijital medya okuryazarlık becerileri bireylere kazandırılmalı.” açıklamasını yaptı.
3-6 yaş arası çocuklar ebeveyn kontrolünde eğitici videolar izleyebilir
Dijital oyunların eğitici yanı ele alındığında faydalı kullanım tarafından yararlanılabileceğini belirten Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Özellikle kavram öğretiminde, zekâ gelişiminde, strateji geliştirme ve yetenekleri harekete geçirmede küçük yaştan itibaren faydalı olabilir. 3-6 yaş arasında ebeveyn kontrolü ile eğitici videolar çocuklara belirli bir süre sınırı içinde izletilebilir. 6 yaş ve üzeri için okul ortamında, öğretmen rehberliğinde, laboratuvar ortamında ders destekleyici olarak kullanıldığında akademik ve motivasyonel olarak faydalı olabilir. Diğer yandan, olumsuz duygulara sürükleyen tehlikeli dijital oyunlardan çocukları uzak tutmak gerekir. Sosyal medya kullanımı için de 13 yaşı sınır kabul ederek harekete geçmeliyiz. 13 yaş altında ebeveyn kontrolü hem sosyal medya hem oyunlar için sağlanmalı. Genel olarak ekran maruziyetinin dengeli olması adına günde 1-3 saati geçmeyen verimli kullanıma dikkat edebiliriz.” diye konuştu.Çocukların internetteki aktivitelerinden haberdar olmak ebeveynlerin sorumluluğunda
Ebeveynlerin dijital teknoloji kullanımı açısından çocuklarından haberdar olması gerektiğine vurgu yapan Ünal, “Çocukların gelişimsel dönemlerine göre, özellikle 13 yaş altındaki çocuklarının internet ortamında hangi sitelere girdiklerinden, hangi oyunları oynadıklarından, sosyal medya mecralarına giriyorlarsa neler paylaştıklarından yani kısacası tüm aktivitelerinden haberdar olmak ve doğru yönlendirerek kılavuzluk yapmak ebeveynlerin sorumluluğundadır. Diğer yandan, ev ortamında anne ve babanın dijital medya kullanımında çocuklarına rol model olması da önemli. Çocuklar ev ortamında anne ve babalarını örnek aldıkları için kurallı aktiviteler ile birlikte vakit geçirilmeli. Doğru yönlendirme için ebeveynlerin dijital medya okuryazarlığı becerilerine sahip olması ve bunu uygulamak için motivasyonlarının olması gerekir.” önerisinde bulundu.
0-2 yaş döneminde ekran maruziyeti bilişsel gelişimde gecikme veya gerilemeye yol açabiliyor
Uzun süre ekran maruziyetinin, 0-2 yaş olan erken bebeklik döneminde çocukların dış dünyayı gözlemleme, dokunarak öğrenme gibi aktivitelerini sınırlandırdığına dikkat çeken Dr. Ünal, “Bu sebeple çocukların bilişsel gelişiminde gecikme veya gerilemeye yol açtığı belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün de ilk 5 yaş için vurguladığı sağlıklı bilişsel gelişmenin gecikmesi, fiziksel aktivitelerde yavaşlama, sedanter davranış (hareketsizlik), uyku bozuklukları gibi olumsuzluklar dikkate alınmalı.” dedi. Genel olarak uzun süre kontrolsüz ekran maruziyetinin postür bozukluklarına, omuz, sırt, bel ağrısı gibi kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına neden olduğunu vurgulayan Tutgun Ünal, bunların yanında görme sorunları, baş ağrısı, uyku bozukluğu, dikkat sorunları, saldırgan davranışlar gibi sorunlara da yol açabileceğini belirtti. Ünal ayrıca uzun süre ekran başında vakit geçirmenin, ergenlerde yalnızlaşmaya yol açarak sosyal fobi, düşük akademik başarı, akran zorbalığı gibi pek çok sorunu ortaya çıkartabileceğini ve bu konuda ailelerin dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.
İşi ekran başında olanlar dikkat!
Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, işi gereği ekrana yoğunlaşan kişiler kullanım önerilerini sıralayarak sözlerini tamamladı:-Ekran kullanımında önerilen sürelere dikkat edilmeli; 20/20/20 kuralı olarak, 20 dakikada bir, 20 saniye 6 metre (20 fit) ve ötesine bakmak faydalı olacaktır.
-Ekran kullanımında önerilen mesafelere dikkat edilmeli; Dijital ekranların pozisyonunda 30-60-300 kuralı olarak cep telefonu 30 cm, bilgisayar 60 cm ve televizyon 300 cm uzakta olacak şekilde ayarlanmalı.
-Ekran göz seviyesinden 15-20 derece aşağıda olarak şekilde ayarlanmalı.
-Ekran kullanılan ortamda çok parlak ışık yerine sarı ışık tercih edilmeli.
-Ekran parlaklık seviyesi çok parlak ya da düşük parlaklık seviyesinde olmamalı.
-Yatmadan 2 saat önce mavi ışıkla ilişkimizi kesmek için televizyon, bilgisayar, tablet, akıllı telefon, led lambalar dan uzak durmaya dikkat etmeliyiz.
-Bilgisayar ekranı başında 2 saatten uzun süre aralıksız vakit geçirmemeliyiz.
DOI Numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.41135