Beyin göçünün önüne geçmek için hangi adımlar atılmalı?
Türkiye'nin ivedilikle beyin göçünü tersine çevirmesi gerektiğini belirten Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez,
BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE DÖNDÜRMEK İÇİN ŞİRKETLERE BÜYÜK ROLLER DÜŞÜYOR!
Dünyada dijital beceriler ve inovasyon gibi yeteneklerin şekillendirdiği yeni çalışma düzeni, beyin göçünün de rotasını değiştiriyor. Beyin göçünün Türkiye’nin sosyo-kültürel geleceği, ekonomisi ile şirketlerin rekabetçiliği için ciddi bir tehdit yarattığını belirten Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, “Yeni nesil teknolojilerin izinden giden, adil ve şeffaf bir sistem benimseyen, bünyesinde liyakat havuzu oluşturan şirketler beyin göçünü tersine döndürebilir. Nitelikli insan kaynağı için cazibe merkezine dönüşen şirketler, beyin göçüne geçit vermeyerek sürdürülebilir büyüme performansı yakalayabilir” dedi.Günümüzde her türlü büyüklükteki işletme için “dayanıklı şirket” olabilmenin yolu nitelikli insan kaynağı için cazibe merkezine dönüşmekten geçiyor. Nitelikli insan kaynağı ise daha dijital, çoklu yeteneklere sahip, paylaşımlı işbirliği modellerine açık çalışan profili olarak tanımlanıyor. Bugünün çalışanları ofislerin dört duvarı arasında sıkışmak yerine aynı anda birden fazla yapıya entegre, oldukça esnek bir şekilde faaliyet gösteriyor. Ülkeler de çalışan profilindeki bu değişime ayak uydurmanın izini sürüyor. Yazılımcılardan sağlıkçılara kadar çok sayıda sektördeki yetenekler, belirsizliğin yükseldiği dünyada rotalarını yeniden çizerken, beyin göçü ülkeler için ciddi bir tehdit yaratıyor.
Türkiye’nin ivedilikle beyin göçünü tersine çevirmesi gerektiğini belirten Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, “TÜİK verilerine göre ülkemizden en çok göç edenler %26 ile 20-29 yaş arasındaki gençler olarak öne çıkıyor. Üstelik 18-25 arası gençlerin %82,9’u imkan olsa başka bir ülkede yaşayabileceğini söylüyor. Bugün 12 bin Türk akademisyen yurtdışında ve 2023’ün ilk çeyreğinde 700 doktorun yurtdışına çıkış için belge talep ettiği görülüyor. Beyin göçünü tersine döndürmek için şirketlerimize büyük roller düşüyor. Ülkeler için makro düzeyde yaşanan sıkıntı, şirketler için de fazlasıyla geçerli. KOBİ’ler durum çok daha kritik. Finansal kırılganlıklar, aile şirketi-yoğun yapı ve düşük dijitalleşme düzeyi, genç yeteneklerin gözünü korkutuyor. Çünkü bu senaryo, hem yetersiz maaş hem ihlal edilen yönetim ve inisiyatif alanları hem de arzu edilen yeteneklerin entegre edileceği dijital altyapının olmadığı bir durumu resmediyor. Yeni yetenekleri cezbetmek bir yana, birçok şirket yeteneklerini yurtdışındaki rakiplerine, bazen çok daha düşük pozisyonlara rağmen kaptırıyor” ifadelerinde bulundu.