Büyüdükçe kilo verir diye düşünüyorsanız…
Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş, her 4 çocuktan birinin kilo problemi yaşadığını söyledi.
Obezite, vücutta yağ dokusunun aşırı miktarda artması olarak tanımlanır. Besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumlarda ortaya çıkar. Çocukluk döneminde obezite önemli bir sağlık problemidir. Bugün dünya üzerinde yüzbinlerce çocuk obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Her 4 çocuktan birinin kilo problemi yaşadığını söyleyen Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş “Yapılan araştırmalar 21. yüzyılın obez çocuklarının obeziteye bağlı hastalıklar nedeniyle ebeveynlerinden daha kısa yaşayacaklarını ortaya koyuyor. Obez çocukların üçte biri, obez ergenlerin de üçte ikisi erişkin dönemde de obez olarak kalıyor. Çocukluk dönemindeki obezitenin artışını durdurmak için çocukluktan itibaren önlem almak gerekiyor” dedi.
Anne baba şişmansa…
“Anne babanın şişman olması durumunda; çocuklarında %80 obez olma ihtimali artırmaktadır. Anne babadan birinin şişman olması çocuğun obez olma durumunu %50’ye düşürmektedir. İkisi de obez değilse oran %9 olarak bulunmuştur” diyen Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Renan Güneş sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehirlerde yaşayan çocukların fiziksel aktivitesi daha kısıtlanmıştır. Yüksek kalorili gıdaların tüketimi ve hareketsizlik sonucunda çocuklar obeziteye eğilim gösterir. Obezite ve psikolojik etmenler arasında bir ilişki olduğu kabul edilmektedir. Anne baba çocuk arasındaki olumsuz ilişkiler çocuğun ruhsal yapısını etkileyip aşırı yemeye neden olabilmektedir.”
Pandemi obezite riskini arttırdı
Televizyon, bilgisayar ve tablet gibi teknolojik araçların günümüz çocuklarının aktivitelerini kısıtladığını söyleyen Renan Güneş “Buna bağlı olarakta enerji tüketimini azaltmaktadır. Özellikle son dönemlerde pandemi nedeniyle sokağa çıkmaları kısıtlı ve okul ortamları oturarak bilgisayar başında olduğundan hareketleri çok azalmış ve obezite riskleri artmıştır. Çocukların karbonhidrat ve yağ açısından zengin besinleri tüketmeleri obezite riskini artırmaktadır. Özellikle fast food beslenme tarzı obezite oluşumuna zemin hazırlamaktadır” ifadelerin kullandı.
Öğün sayısı büyük önem taşıyor
Tiroid hastalıkları, hormonal nedenler, böbrek üstü bezi hastalıkları ve bazı kronik hastalıkların da obezitye neden olabileceğini aktaran Güneş, beslenmede öğün sayısı ve alınan besin maddelerinin içeriğinin son derece önemli olduğunu söyledi. Güneş, beslenmenin sıklığının azalması, bir veya iki öğün yemek yeme ve yiyeceklerin yüksek kalori içermesi durumunda obezitenin arttığını belirtti. Ailesel faktörler, çevresel faktörler, beslenme ve fiziksel aktivite azlığı gibi durumların genel olarak obezite riskini artıran unsurlar arasında olduğunun altını çizdi.
Obezite bu sorunlara yol açıyor
Dr. Renan Güneş çocuklarda obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarını şöyle sıraladı;
-İnsülin hormonunun aşırı artması diyabet hastalığına neden olur. Eğer ailede şeker hastalığı varsa şeker hastası olma olasılığı daha da artar.
-Obez çocuklarda ergenlik normalden erken gelişebilir. Obez kız çocuklarında ergenliğin erken gelişmesine bağlı olarak adet düzensizlikleri ve kıllanma gibi hormonal bozukluklar ortaya çıkar.
-Obez kız çocuklarında erken kemik gelişimine bağlı erken adet görme veya adet görememe ortaya çıkabilir.
-Obez çocuk ve gençlerde ağırlık artışına bağlı olarak, eklemlere aşırı yük binmesi nedeniyle çeşitli ortopedik bozukluklar ortaya çıkabilir.
-Obezite çocuklarda solunum fonksiyonlarını bozarak ve kalbe binen yükü artırarak hareket yeteneğini azaltır. Bu azalmaya bağlı olarak ortaya çıkan hareketsizlik enerji tüketimini azaltarak obezite riskini artırır.
-Obezite birçok psikolojik bozuklukların ortaya çıkmasına da neden olur. Obez çocuklar sosyal ilişkilerden çekinerek daha içe kapalı bir hale gelebilir ve psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
-Obez çocuklarda yüksek tansiyon, hiperlipidemi, şeker hastalığı, solunum bozuklukları, kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, ortopedik bozukluklar, polikistik over sendromu ve psikolojik bozukluklar ortaya çıkabilir.
Önlem alın!
Çocukların ve gençlerin hareketsiz yaşamlarının önüne geçilerek, fiziksel aktivite yapmalarının obeziteyi önleyeceğini aktaran Renan Güneş “Sağlıksız yiyecekler, şekerli içecekler ve yüksek kalorili yiyecekler ile beslenmeleri azaltılarak, sağlıklı besin tercihi yapmaları için programlar oluşturulabilir. Erken çocukluk döneminden itibaren çocukların sağlıklı beslenme, düzenli uyku ve fiziksel aktivite alışkanlıkları ile büyümeleri sağlanabilir. Okul çağı çocukları ve gençler için okullarda sağlıklı besinlerin tercih edilmesi sağlanabilir” dedi.
Aile desteği çok önemli
Çocuklarda obezite tedavisinin uzun süren ve sabır isteyen bir süreç olduğunu belirten Renan Güneş “Bu konuda ailenin desteği çok önemlidir. Ailenin sabırlı olması ve çocuğu doğru yönlendirmesi gerekmektedir. Asıl amaç enerji harcamasını artırmak ve alınan enerji miktarını azaltmak olmalıdır. Enerji alımını azaltırken, çocuğun büyüme ve gelişmesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Beslenmenin düzenlenmesi için çocuğun uygulayacağı diyetin, çocuğun ve ailenin yeme alışkanlıklarına uygun olarak özel bir şekilde hazırlanmalıdır. Diyet programı hazırlanırken, çocuğun büyüme ve günlük aktivitesi göz önüne alınarak, gerekli besin öğelerini içermesine dikkat edilmelidir” açıklamasında bulundu.
Fiziksel aktivite şart
Enerji harcanması için fiziksel aktivitenin son derece önemli olduğunu kaydeden Renan Güneş sözlerine şunları ekledi: “Bu nedenle diyet tedavisi mutlaka egzersizle desteklenmelidir. Egzersiz programının da kişiye uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Çocuğun obezite tedavisinde başarılı olabilmesi için, yeme şeklini ve fiziksel aktivitelerini bir davranış biçimi ve hayat tarzı haline getirmesi gerekmektedir. Fiziksel aktivite, sadece enerji tüketimini artırmakla kalmaz aynı zamanda insülin duyarlılığını artırarak şeker hastalığının tedavisi ve iyi kolesterolü artırarak kalp damar hastalıklarının gelişimini engeller.”