Canan Karatay'dan yeni kitap: KARATAY SÖZÜ
İki yılı aşkın süredir medyada görünmeyen Prof. Dr. Canan Karatay'ın yeni kitabı Karatay Sözü çok kısa bir sürede çok satanlar listesine girdi ve ilk sıralara yükseldi!
Canan Hoca söze kaldığı yerden devam ediyor: “Benim davam halk sağlığı”
İki yılı aşkın süredir medyada görünmeyen Prof. Dr. Canan Karatay’ın yeni kitabı Karatay Sözü çok kısa bir sürede çok satanlar listesine girdi ve ilk sıralara yükseldi! Canan Hoca bu kitabında bağışıklık zırhımızı nasıl oluşturacağımızı anlatıyor.
İlk kitabı Karatay Diyeti Nisan 2011’de yayımlanan ve o tarihten sonra gündem oldu. Ardından yayımlanan Karatay Diyeti’le Yaşam Boyu Sağlık, Karatay Mutfağı, Karatay Diyeti’yle Obezite ve Diyabete Çözüm Var, Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi, Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti ve Gerçek Tıbbın 10 Şifresi kitapların satış rakamları toplamda neredeyse 2 milyona ulaştı. Karatay Mutfağı kitabı Türkiye’nin bugüne kadar en çok satan yemek kitabı unvanını aldı.
Sağlık alanında paradigma değiştiren, adeta bir halk hareketi başlatan Prof. Dr. Canan Karatay, yeni çıkan kitabı Karatay Sözü’nde her yaşta, her zamanda ve her koşulda bağışıklığımızı güçlendirecek basit ama bir o kadar etkili yöntemleri anlatıyor. Her türlü virüs ve bakterilere karşı kolaylıkla uygulayabileceğimiz korunma yolları sunuyor…
Mart 2022 yayımlanan ve piyasaya çıkışından çok kısa bir süre sonra çok satanlar listesine giren Karatay Sözü’nde 60 yıllık hekimlik tecrübesinin tüm birikimini paylaşan Karatay, “Herkes kendi kendinin hekimi olmak zorundadır! 7’den 70’e her yaşta her insan için, en ucuz, en kolay, yan etkisiz ve uygulanabilir yaşam biçimi budur. Hasta hücreler dahil, vücudumuzda işi bitmiş hücrelerin yerine gelecek yeni hücrelerin sağlıklı olmasını ancak bizler sağlayabiliriz. Yani beden sağlığımızın sorumluluğu yalnız kendi elimizdedir, başkasının elinde değildir! Bütün hücrelerimizin kendilerini yenileme özellikleri vardır. Sıhhatimizi kazanmak için hücrelerimizin kendilerini yenilemelerine, toparlanmalarına bizlerin olanak sağlaması, fırsat vermesi yeterli olmaktadır ve gereklidir. Bağışıklık zırhı sağlam, sıhhatli yaşamamızın temel kuralı da işte budur” diyor!
Ve yine diyor ki, “Önce bağışıklığımızı korumak ve kadim bilgileri kullanmak esastır. Bağışıklık zırhı’na hepimizin ihtiyacı var!”
İşte Marketin Türkiye dergisinde yayınlanan bir araştırmada %30 oranla Türkiye’nin “sağlıkta kanaat önderi” seçilen Prof. Dr. Canan Karatay’ın yine kitabı Karatay Sözü’nden bağışıklık zırhımızı oluşturmamız için çok önemli bilgiler:
“Önce insan, insanın sıhhatli olması önemlidir! Bunun için de her yaşta, her zamanda, her koşulda bağışıklık sisteminin güçlü, bağışıklık zırhının sağlam olması gerekmektedir.”
“Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk’ün açıklamış olduğu gibi, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh da vatandır!” Bizim açımızdan da o satıh tüm insan vücududur!”
“Paniğe kapılmak, korkmak, korkutmak ve her türlü stres bağışıklık sistemimizi zayıflatmaktadır.”
Bir İngiliz atasözü de derki; “Hayat fırtınanın geçmesini beklemek değildir! Hayat yağmurda dans etmesini öğrenmektir!”
“Tıp bir sanattır. Tıp öyle bir sanattır ki, objesinde canlı insan bulunan ‘kutsal’ bir sanattır.”
“Bir kalp ve iç hastalıkları profesörü olarak, senelerden beri tuz fobisi ile yaşamakta olan kişilere açıklamak isterim ki, asıl sıhhate zararlı olan, sıhhati bozan, minerali bulunmayan rafine olmuş fabrikasyon sofra tuzudur.”
“Kanın ve idrarın, yani tüm vücudun, organların asidik olmasının birçok nedeni vardır. Bu bağlamda, kanı ve idrarı asidik değerlere indirgeyen faktörlerin, hastalıkları da davet eden faktörler olduğunu belirtmek isterim.”
“Asidik ortamda başta kalsiyum olmak üzere birçok mineral kemiklerden kana geçerek idrarla atılmaktadır. İleri yaşlılarda görülen osteoporozun en önemli nedenlerinden biri de, ilerleyen yaşlarda vücudun asiditeye daha yatkın olmasıdır.”
“Hipertonik tuzlu su solüsyonu, bağışıklık sağlayan T- hücrelerinin fonksiyonunu güçlendirmektedir. Bu nedenle, sepsis gibi tüm sistemik enfeksiyonların tedavisinde faydalı olduğu bildirilmiştir. Özellikle HIV (AİDS), EBOLA ve HEPATİT virüslerinin neden olduğu hastalıkların tedavisinde faydalı olduğunu açıklayan bilimsel çalışmalar bulunmaktadır.”
“Önce vücuduna ihtiyacı olan sağlıklı besinleri sağladığından emin ol ama bunun için vücudunun neye ihtiyacı olduğunu doğru öğren.”
“Bağırsaklarımızda trilyonlarca dost bakteri ve virüs bulunmaktadır. Tüm virüs ve bakterilere karşı zırhımızı kuşanmak ve savaşabilmek için ilk adımda asıl yapmamız gereken, bağırsaklarımızda yaşayan dost bakterilerin azalmasını ya da yok olmalarını önlemektir!”
“Kelle-paça ve kemik suyu, en önemli ve temel bir protein olan doğal kollajen içerir. Kollajen insan ve hayvan vücudunda yüksek oranda (%30-40) bulunan temel bir proteindir. Özellikle cildimizde bulunan kollajen oranı başı çekmekte olup %80 olarak bildirilmiştir.”
“Kristal kaya tuzu, sodyum bikarbonat, hakiki fermantasyon sirke, limon vücutta alkali etki yapar, her türlü virüs ve bakteriye karşı koruma sağlar!”
“Ağız, burun ve boğazı mukozalarının alkali olmasını sağlamak, her türlü virüs enfeksiyonlarından korunmanın en doğal, en ucuz ve en kolay yoludur. Herkesin rahatlıkla evlerinde, iş yerlerinde, acil servislerde, yoğun bakım ünitelerinde sıklıkla uygulayabilecekleri basit bir yöntemdir.”
Kristal kaya tuzu ile hazırlanmış su, ellerimizin derisinde bulunan tüm virüs ve bakterileri öldürdüğü gibi, ağız, burun ve boğaz mukozasında ve tükürüğümüzde bulunan patojen virüs ve bakterileri de öldürür.
Sodyum bikarbonatlı sıcak su buharını solumakla üst ve alt solunum yollarının enfeksiyonlarının süresi kısaltıldığı gibi hastalık belirtileri de daha hafif olarak geçmektedir.
“Sodyum bikarbonat, kanımızı alkali kılan, yani kanımızın ph değerinin dengelenmesini sağlayan önemli bir tuzdur, önemli bir tampon iyondur.”
Sodyum bikarbonat vücuda oksijen sağlar, tansiyonu yükseltmez, düşürür! Vücuttan ağır metalleri de atar!
İyot da çok önemli! Denizde balıkların hastalanmamasının sebebi tuzlu su ve iyottur!
Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay
1943 yılında Elazığ’da doğdu. 1961 yılında Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden, 1967 yılında da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.
1972 yılında İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği’nde İç Hastalıkları Uzmanlık Eğitimi’ni tamamladıktan sonra, İngiliz hükümeti bursu ile Liverpool Regional Cardiac Center’da Kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimine başladı.
1974-1976 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tedavi Kliniği’nde baş asistan olarak çalıştı. Bu sırada Türkiye’de bir kardiyolog olarak (cerrahi yardım almaksızın) bir ilki gerçekleştirdi. Kalıcı ve geçici kalp pili implantasyonu tekniğini başarıyla uyguladı. Koroner Yoğun Bakım’da ‘Vena Subklavya Ponksiyon’ tekniğini yerleştirdi.
1976-1978 yılları arasında, Güney Afrika Cape Town Üniversitesi Groote Schuur Hastanesi’nde, dünyada ilk kez kalp nakli ameliyatını gerçekleştirmiş olan Christiaan Barnard’ın ekibinde çalışarak, Doçentlik Tezi’ni kalp nakli yapılmış olan hastalar üzerinde gerçekleştirdi ve 1979 yılında doçent oldu.
İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde, Cape Town’da eğitimini görmüş olduğu (şu anda ülkemizde yaygın bir şekilde uygulanmakta olan) ‘femoral arter’ yolu kullanılarak yapılan koroner anjiyografi tekniğini (Judgkin tekniği) yine ilk kez ülkemizde uyguladı ve bu uygulamayı ülkemize yerleştirdi.
1987-1995 yılları arasında Stat Üniversite of New York Health Science’ta kalp hastalıkları alanında araştırmalar yaptı.
1986 yılında Kalp Hastalıkları Uzmanı, 1998 yılında Profesör, 2002 yılında da ‘European Cardiologist’ (Avrupa Kalp Hastalıkları Uzmanı) oldu.
1995-1997 yılları arasında Gaziantep ve İstanbul’daki birçok özel hastanede, ‘koroner yoğun bakım’ ve ‘koroner anjiyografi laboratuvarları’nı kurdu.
1997-2002 yılları arasında Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2002-2006 yılları arasında da Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
2006-2010 yılları arasında Türkiye’deki ilk sağlık üniversitesi olan İstanbul Bilim Üniversitesi’nde Kurucu Rektör olarak görev yaptı.
2012 yılından itibaren Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi’nde İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Profesörü olarak çalışmaktadır.
‘Kolesterole Kuşkuyla Bakanların Uluslararası Ağı’ (The International Network Of Cholesterol Skeptics - THINCS) ve ‘Uluslararası D Vitamini Konseyi’ üyesidir. Bu oluşumlardaki diğer üyeler ile sürekli bilgi alışverişinde bulunmakta ve tartışmalara aktif olarak katılmaktadır.
Profesör Karatay’ın British Heart Journal, Cardiovascular Research, American Journal of Emergency Medicine, Europace, British Journal of Nutrition ve Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi gibi yerli ve yabancı birçok bilimsel dergide çalışmaları yayınlanmıştır.
M. Canan Efendigil Karatay, Ali Başak Karatay ile evlidir ve çiftin Mehmet Rahmi Karatay adında bir oğulları vardır.
Hayykitap’tan yayımlanan kitapları:
Karatay Sözü, Mart 2022
Gerçek Tıbbın 10 Şifresi, Şubat 2018
Anne Adayları ve Hamileler İçin Karatay Diyeti, Nisan 2015
Karatay Diyeti’yle Beslenme Tuzaklarından Kurtuluş Rehberi, Ekim 2013
Karatay Diyeti’yle Obezite ve Diyabete Çözüm Var, Şubat 2013
Karatay Mutfağı (ortak yazarlı), Mayıs 2012
Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık, Kasım 2011
Karatay Diyeti, Nisan 2011
‘Karatay Sözü’
Teknik Özellikler
Yazar: Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay
Yayınevi: Hayykitap - 957
Kategori: Hayat Güzeldir 103
Türü: SAĞLIK / Koruyucu Tıp / Hayat Güzeldir
Birinci baskı: Mart 2022
Sayfa sayısı: 168
Ebat: 15,5 x 23
Fiyatı: 45 TL
ISBN: 978-625-7479-67-7
Barkod: 978625747967