Çocuk ve yaşlılarda zatürreye dikkat edilmeli
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Güzin Oğuz, zatürrenin, tıp dilinde 'pnömoni' olarak adlandırılan akciğer iltihaplanması olduğunu belirterek bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplara bağlı oluşabildiğini söyledi.
Bulaşıcı bir akciğer enfeksiyonu olan zatürre, en sık görülen ve en fazla ölüme yol açan hastalıklar arasında yer alıyor. Bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık olan zatürre, çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi kronik bir hastalığa sahip olanlarda daha sık görülüyor. Zatürrede sigara kullanımı risk faktörlerinin başında geliyor. Bulaşıcı bir akciğer enfeksiyonu olan ve sonuçları ölüme kadar gidebilen ciddi bir hastalık olan zatürre hakkında bilgilendirme yapmak amacıyla her yıl 12 Kasım Dünya Zatürre Günü olarak anılıyor.
En fazla ölüme yol açan hastalıklardan biri
Zatürrenin en sık görülen, hekime başvurmaya neden olan ve en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasında olduğunu kaydeden NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Güzin Oğuz, “Çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi kronik bir hastalığa sahip olanlarda, sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı olanlarda görülme sıklığı daha fazladır. Toplumda gelişen pnömoniler, tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur” dedi.
Vücut savunması düşünce hastalık oluşabiliyor
Bazı pnömoni türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski olduğunu kaydeden Güzin Oğuz, “Ama hastalık çoğunlukla, hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan mikropların akciğere ulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumda hastalığa neden olmayan bu mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde pnömoni oluşturur. Kusmalar, geçirilmiş uzun süreli ameliyatlar, alkol kullanımı, grip salgınları da zatürre gelişimini kolaylaştıran diğer faktörler arasındadır” dedi.
Günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanılmasına ve etkin bağışıklama politikalarına bağlı olarak infeksiyon hastalıklarından ölümler giderek azalmakta iken toplumda gelişen pnömonilerin halen yüksek hastalık ve ölüm nedeni olduğunu kaydeden Dr. Güzin Oğuz, “Ülkemizde alt solunum yolu infeksiyonları, ölüm nedenleri arasında %4.2 ile 5. sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda pnömoniden ölüm oranının hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak %1 ile %60 arasında değiştiği ve hastanede tedavi edilen pnömonilerde oranın belirgin daha yüksek olduğu (%10.3-60) gösterilmiştir” dedi.
Nefes darlığı ve bilinç kaybı görülebiliyor
Zatürrenin belirtilerine de değinen Güzin Oğuz, ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısının en sık rastlanan belirtiler olduğunu belirterek “Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir” dedi.
Akciğer ödemi ile karıştırılabiliyor
Zatürrenin kalp yetmezliğine bağlı gelişen akciğer ödemi, emboli, hemoraji denilen kanama ile karıştırılabileceğini kaydeden Güzin Oğuz, “Zatürre bu hastalıkların yanı sıra kimyasalların akciğerde verdiği tahribatlar, ilaç reaksiyonları, sistemik romatizmal hastalıklar, akciğere özgü sarkoidoz hipersensitivite akciğer hastalığı gibi hastalıklar, KOAH akut alevlenme, astım atağı, akut bronşit, halk arasında verem olarak bilinen tüberküloz ve hatta akciğer kanseri ile karıştırılabilmektedir. Ayrıca karışabilen bu hastalıklar bazen zatürreye de eşlik edebilmektedir” uyarısında bulundu.
Bol sıvı alımı ve istirahat uygulanıyor
Zatürre tedavisinde antibiyotiklerin yanı sıra ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedavilerin kullanıldığını kaydeden Güzin Oğuz, “Bol sıvı alımı ve istirahat uygulanır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir” dedi.
Tedavi süresinin hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebildiğini kaydeden Dr. Güzin Oğuz, “Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir” diye konuştu.