Çocuklarda İdrar Kaçırma Ciddi Rahatsızlıkların Belirtisi Olabiliyor
Okul öncesi çocuklarda masum karşılanan kaka ve idrar kaçırma, bazen ciddi rahatsızlıkların, psikolojik sorunların belirtisi olabiliyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şafak Karaçay, bu tür durumlarla karşılaşıldığında bir uzmana başvurmak gerektiğini söylüyor.
Bebekler dünyaya gelmelerinin ardından tuvalet ihtiyacını bezle gideriyor. Ancak bir süre sonra tuvalet eğitimi başlayarak bezli hayata veda ediliyor. Çocuk iki yaşındayken kaka kontinansı yani kakayı tutabilme başlarken, idrar için süre biraz daha uzun oluyor. Çocukların, ortalama üç yaşında idrarının farkına vararak tutmaya başladığını anlatan Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Şafak Karaçay, “Yeni fark edilen kas gruplarının bu süreçte yavaş işlemesi nedeniyle dört-altı yaş arasında yaşanan idrar kaçırma tabloları sorun yaratmıyor. Fakat sonrasında görülen vakalar patolojik yani sorunlu kabul ediliyor” diyor.
İKİ YAŞINDAN SONRA DEVAM EDEN KAKA KAÇIRMA ÖNEMSENMELİ
Kaka kaçırma, idrar kaçırmaya oranla daha problemli bir eylem olarak karşımıza çıkıyor. Bu durum, çocuğun büyümesiyle orantılı olarak devam ederse altta yatan sinirsel ve anatomik faaliyetlerdeki bozukluk ihtimali yükseliyor. Yaşamın erken döneminde kaka tutmaya başlanabildiği için iki yaşını geçen çocuklarda inkontinans yani kaçırma durumuyla karşı karşıya kalınırsa ayrıntılı şekilde araştırılması gerekiyor. Toplumumuzda yanlış ve sağlıksız beslenmeden dolayı kabızlığa çok sık rastlandığını, ikincil kaka kaçırma ve psikolojik nedenlerin de bu sorunun görülmesinde etkili olduğunu belirten Doç. Dr. Şafak Karaçay, şöyle devam ediyor: “Kaka kaçırmayı önemsemek, üzerine dikkatle eğilmek, varsa altta yatan patolojik nedeni mutlaka elemek gerekiyor. Dolayısıyla sorunun nedenlerinin erken dönemde ortaya konulması büyük önem taşıyor.”
SORUNUN TEMELINDE KABIZLIK ÖNE ÇIKIYOR
Bu rahatsızlığın tedavisi, nedene göre değişiyor. Çocukta çok şiddetli, alışkanlık haline getirilmiş kabızlık varsa ve buna ek olarak da kaka kaçırıyorsa, öncelikle kabızlığın tedavi edilmesi, içerideki duyuyu engelleyen kaka taşlarının ortadan kaldırılması gerekiyor. Bir diğer sorun ise anal bölgede kakanın tutulmasını sağlayan kaslarda ve sinirlerde bir beslenme veya ileti probleminin varlığı. Vücudumuzun sinir ağı üzerinde oluşabilecek herhangi bir sorun, spina bifida gibi doğumsal sinir ve beyin anomalileriyle doğan çocukların sinir ve geri iletiminde de sorunlar ortaya çıkabiliyor. Doç. Dr. Karaçay, bu yol üzerinde bir sorun olduğunda, sinir ağındaki problemi düzeltmenin çoğu kez kolay veya mümkün olmadığını belirterek, “Söz konusu gruptaki çocuklara destek tedavileri veriliyor. Bir kısım çocuk hayatı boyunca kakasını tutamazken, bir kısmında da bağırsağa veya beslenmeye ilişkin masum nedenler doğru tedavilerle ortadan kaldırılırsa yüz güldürücü sonuçlar alınabiliyor” diyor. Dört yaş grubundaki çocuklarda, idrarın farkına varıp tutma eylemi ile tuvalet alışkanlığı yerleşmeye başlıyor. Buna rağmen idrarını kaçıran çocuklar iki gruba ayrılıyor. Bu noktada hasta öyküsü önem kazanıyor. İdrar kaçırmanın gündüz veya gece gerçekleşmesine göre yaklaşımın değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Şafak Karaçay, şöyle devam ediyor: “Bunların nedenleri birbirlerinden tamamen farklı. Dolayısıyla takip edilmesi gereken yol da değişiyor. Sadece gece işemesi olan bir çocuğun başka hiçbir belirtisi yoksa buna ilişkin hafif ve kolay tedavilerle belli bir süre içinde sorun kontrol altına alınabiliyor. Bu durum, çoğu kişinin gelişim aşamasında başına gelen bir tabloyu ifade ediyor. Eğer eşlik eden başka bir patoloji yoksa, çocukla iş birliği içinde olmak ve şu an kullanılan tedavileri kombine edip, bir takım olarak ilerlemek gerekiyor. Ama gündüz idrar kaçırma varsa bunun ayrıca ele alınması önem taşıyor. Çünkü bu çocukların sinirsel sorunu, düşük kapasiteli mesanesi olabiliyor. Bazen de sinir ileti yolaklarında tıpkı kaka kaçırmada olduğu gibi sıkıntı görülebiliyor. Çok basit şekilde, hiç farkına varılmayan ve sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu da olabiliyor. Mesanenin daha yukarısında anatomik bir probleme de rastlanabiliyor. Dolayısıyla doğru tanının konulabilmesi için doğru adımların atılması, gerekli görüntüleme yöntemlerine başvurulması önem taşıyor.”
GECE VE GÜNDÜZ YAŞANAN İDRAR KAÇIRMADA YAKLAŞIM DEĞİŞİYOR
Dört yaş grubundaki çocuklarda, idrarın farkına varıp tutma eylemi ile tuvalet alışkanlığı yerleşmeye başlıyor. Buna rağmen idrarını kaçıran çocuklar iki gruba ayrılıyor. Bu noktada hasta öyküsü önem kazanıyor. İdrar kaçırmanın gündüz veya gece gerçekleşmesine göre yaklaşımın değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Şafak Karaçay, şöyle devam ediyor: “Bunların nedenleri birbirlerinden tamamen farklı. Dolayısıyla takip edilmesi gereken yol da değişiyor. Sadece gece işemesi olan bir çocuğun başka hiçbir belirtisi yoksa buna ilişkin hafif ve kolay tedavilerle belli bir süre içinde sorun kontrol altına alınabiliyor. Bu durum, çoğu kişinin gelişim aşamasında başına gelen bir tabloyu ifade ediyor. Eğer eşlik eden başka bir patoloji yoksa, çocukla iş birliği içinde olmak ve şu an kullanılan tedavileri kombine edip, bir takım olarak ilerlemek gerekiyor. Ama gündüz idrar kaçırma varsa bunun ayrıca ele alınması önem taşıyor. Çünkü bu çocukların sinirsel sorunu, düşük kapasiteli mesanesi olabiliyor. Bazen de sinir ileti yolaklarında tıpkı kaka kaçırmada olduğu gibi sıkıntı görülebiliyor. Çok basit şekilde, hiç farkına varılmayan ve sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu da olabiliyor. Mesanenin daha yukarısında anatomik bir probleme de rastlanabiliyor. Dolayısıyla doğru tanının konulabilmesi için doğru adımların atılması, gerekli görüntüleme yöntemlerine başvurulması önem taşıyor.”
BÖBREK KAYBINA DAHİ YOL AÇABILİYOR
İdrar kaçırma sorunu yaşayan çocuktaki problem, küçük kapasiteli bir mesane ise tıbbi ya da cerrahi tedaviler uygulanıyor. Eğer mesaneden böbreklere doğru kaçak varsa bunu ortadan kaldırmak için de yine tıbbi ve cerrahi tedavi öne çıkıyor. Üreter ya da böbreklerde sorun varsa çocuk genellikle cerrahi yolla tedavi ediliyor. Erkek ya da kız çocuklar için en korkulan durumun böbrek kaybına varabilen sorunları ailelerin fark edememesi olduğunu belirten Doç. Dr. Karaçay, “Hastalık sinsi ilerlediği için bir çocuk cerrahi uzmanının takibi gerekiyor. Oranlar çok yüksek olmasa da çocuklarda böbrek rahatsızlıklarının ortaya çıkma ihtimali de var. Dolayısıyla göz önüne alınması gerekiyor” diyor.