Çocuklarınızı Koronavirüs ile korkutmayın!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, Koronavirüsün neden olabileceği kaygıların önüne farklı gündemleri takip ederek ve hobilere vakit ayırarak geçilebileceğini söyledi.
Küresel Koronavirüs salgınının insanlarda hayatı olumsuz yönde etkileyecek ölçüde kaygı sorunu yarattığını belirten uzmanlar, günlük yaşamda farklı alanlara yönelmenin ciddi psikolojik rahatsızlıkları önleyebileceğini söylüyor. Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, bu süreçte insanların kendileriyle birlikte çocukların psikolojisini de olumsuz etkilememeleri için Koronavirüsün tehdit olarak algılanmamasını öneriyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, Koronavirüsün neden olabileceği kaygıların önüne farklı gündemleri takip ederek ve hobilere vakit ayırarak geçilebileceğini söyledi.
Kaygının işlevsel noktaları var
Kaygının doğru temellendirilmesi gerektiğini kaydeden Klinik Psikolog Aziz Görkem Çetin, “Kaygı aslında sürekli nasıl başa çıkacağız diye düşünülmemeli çünkü hayatımızda çok işlevsel bir noktası da var. Aslında yarın uyanıp bir iş yerine gideceksek, o hayatı organize edeceksek kaygılanmamız gerekiyor. Doğru bir organizasyon için, bir şeylerin üstesinden gelmek için kaygı olmalı ama tek sıkıntı bu kaygının daha fazla artıp kişiyi işlevsiz hale getirmesi. Bununla ilgili kendimizi rahatlatacak noktalar bulmalıyız. Koronavirüs özelinde değerlendirdiğimizde, insanlar bu durumu çok aşırı tehdit olarak algılıyorlar. Gerekli bilgilere sahip olmak ve önlem almak yerine sosyal medyanın kirliliğine, kötü senaryolara odaklanıyorlar. Başka konuları hayatlarının gündemine almıyorlar, sadece virüs odaklı oldukları için kötü bir bilgi beslenmesi yaşadıkları için sıkıntıyı daha fazla yaşıyorlar” dedi.
Çocuklara doğru şekilde anlatılmalı
Çocuklara korkulacak bir durum olmadığını daha doğru şekilde anlatmanın önemini vurgulayan Çetin, “Koronavirüsün bir tehdit olduğu yaklaşımı ile değil de aslında bunun bir önlem olduğu ayrımını çocuklara açıklamak gerekiyor. Danışanlarımızla görüşmelerimizde ve çevrede gözlemlediğim ve kadarıyla bu konu çocuklara tehditvari bir şekilde aktarılıyor. Elini yıkamazsan hastalanırsın, bak hastanede yatıyorlar gibi bildirimlerle karşılaşıyorum. Konu bu şekilde olmak yerine daha pozitif bir yaklaşımla anlatılırsa çocukların korkularının da önüne geçilebilir” dedi.
Kaygıların panzehiri farklı hedeflere yönelmektir
Koronavirüs takıntısından kurtulabilmek için başka ilgi alanlarına yönlenilmesinin daha doğru olacağını söyleyen Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Kaygının aslında en büyük panzehiri alternatif hedefler üretmek ve o hedeflere doğru yönelmektir. Biz eğer kaygıyı kötü ve tek bir hedef doğrultusunda deneyimlersek bununla ilgili sorunlar yaşarız. Bu durum beyindeki parasempatik sistemi aktive ediyor, sonucunda biz beyni psikolojik ve fizyolojik olarak ya savaş ya da kaç gibi bir sürece sokuyoruz. Hobilerimiz varsa hobilerimizle daha fazla ilgilenme fırsatı yarattı bu durum bize. Aslında tek bir şeye odaklanmak yerine alternatif aktivitelere odaklanmak daha doğru olur.Bir kaygı var ve bu kaygının bazı bilgiler çerçevesinde kendi kontrolümüzde olduğuna yoğunlaşmamız süreçle ilgili baş etme sistemimizi güçlendiriyor. İnsanlar olabildiğince ilgi alanlarına yoğunlaşabilir çünkü bu tarz durumlarda beyni olumsuz şekilde uyardığımızda psikiyatrik rahatsızlıkları da daha çok artırıyor. Ardından travma sonrası stres bozukluğu, obsesif bozukluklar, panik bozukluklar, anksiyeteler görülebiliyor. Hayatlarını tek bir kaygı üzerinden var etmemeleri, alternatif düşünceler ve davranışlar üretmeleri daha iyi olacaktır. Koronavirüs dışında farklı konularda okumalar, farklı gündemleri takip etmek çok önemli olacaktır. Bilgi kirliliğine maruz kalmamak için sosyal medya kullanımını sınırlandırmak gerekir. Bütün gün televizyon kanallarındaki haberleri takip etmek psikolojik sağlığı sıkıntılara sokacaktır, farklı konularda yayınları da takip etmeleri daha çok önem kazanıyor.”