Dişleri de Organ Mantığıyla Sahiplenmek Gerekiyor!
'Diş hekimliği fakültelerinde her geçen gün, diş hekimliği eğitiminin kalitesi artıyor! Teknoloji, neredeyse her yıl onlarca yeni aleti diş hekimliğinin hizmetine sunuyor. Öte yandan toplumumuzda ağız ve diş sağlığı bilinci, geçmişe göre çok arttı. Bu da diş hekimlerine daha fazla sorumluluk yükleyerek tedavide bakış açısının değişmesine neden oluyor' diyen İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hastanesi Endodonti Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Enver Sedat Küçükay, önemli açıklamalarda bulundu.
Diş Hekimliğinde Eğitimlerin Kalitesi Artıyor!
Diş hekimliği fakültelerinde, her gün diş hekimliği eğitiminin kalitesi artıyor. Bunda hocalarımızın yurt dışı kongre katılımlarının artmasının, yapılan araştırmaların sonuçlarının anında herkes tarafından okunacak ve uygulamaya geçirilecek hale gelmesinin çok büyük etkisi var.
Teknoloji Diş Hekimliğini Nasıl Etkiledi?
Teknoloji, neredeyse her yıl onlarca yeni aleti diş hekimliğinin hizmetine sunuyor. Bu yenilikler, doğru irdelendiği ve amacına yönelik kullanıldığında, kaliteli tedavi uygulamak açısından çok yararlı oluyor. Öte yandan ağız ve diş sağlığı bilinci, toplum içinde yeterli düzeye ulaşmadı ise de, geçmişe göre farkındalık çok arttı. Artık karşımızda ağız ve diş sağlığını daha fazla önemseyen, dişlerinin ağzında kalması için diş hekimi ile işbirliğine hazır bir hasta grubu var. Bu da diş hekimlerine daha fazla sorumluluk yükleyerek tedavide bakış açısının değişmesine neden oluyor.
Tedaviye Bakış Açısının Değişikliği mi?
Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada da çok uzun bir süre, çürüyen veya herhangi bir sebeple ağrıyan dişlerin çekilmesi ve yerine bir protezle bu eksikliğin giderilmesi düşüncesiyle diş hekimliği yapıldı. Bu mantıkla yapılan tedaviler, bize gösterdi ki bir dişin bile ağızda tutulabilmesi hastanın daha sonraki yaşamına büyük bir konfor getirebiliyor. İşin özeti; artık diş hekimliğinde bir dişin çekilmesi çok zor alınacak bir karar haline geldi. Özellikle; endodonti bilim dalının son yıllardaki başarılı tedavileri, dişlerin ağızda kalması için gerçekleştirdiği tedaviler, bundan çok değil kısa bir süre önce, kolayına çekilen dişlerin senelerce hastalara sağlam dişleri gibi hizmet vermesine neden oldu.
Dişleri de Organ Mantığıyla Sahiplenmek Gerekiyor!
Ağzımızda yirmi yaş dişleri ile birlikte 32 tane diş var. Birini çeksek ne olur, mantığından uzaklaşmak gerekiyor. Kaldı ki bu 32 dişin ağızda ayrı ayrı görevleri var. Birinin kaybı hepsini etkiliyor. Bu nedenle; kaç tane dişimiz olursa olsun, rahatsızlanan dişimizin ağzımızda kalması için mücadele etmeliyiz. Tedavi mantığı ile yaklaşmak gerekiyor. Bu gün çekilecek denilen bir çok diş, iyi bir kanal tedavisi ile yıllarca işlevini sürdürebilmektedir.
Kanal Tedavisi Yapılan Dişlerin Bir Süre Sonra Çekilmek Zorunda Kaldığı Doğru mudur?
Bu söylentinin gerçekle yakından uzaktan ilgisi yoktur. Çekilecek denilen dişlerin kanal tedavisinden sonra başarı oranı, bu gün için yüzde 90 civarında. Düşünsenize, çekilecek denilen dişinize kanal tedavisi yaptırırsanız sizinle kalması için yüzde 90 şansınız var.
Hastalar Çekilecek Denen Her Dişe Kanal Tedavisi mi Yaptırmalı?
Bunu “her diş” için ezbere söylemek doğru olmaz. Ama lütfen dişiniz çekilecek denildiğinde, bir kanal tedavisi uzmanından onay almadan dişinizi çektirmeyin. Çünkü kanal tedavisi uzmanları çekim öncesinde son aşamaya gelmiş dişlerin ağızda tutulması için eğitim alıyorlar. Dişe yaklaşımları, o dişi tamamen ağızda tutabilmek üzerine. Konuşmanın başında anlattığım gibi teknolojinin de bu konuda çok yardımları oluyor. Kanal tedavisi yaparken kullanılan aletlerdeki ve tekniklerdeki gelişmeler artık bu işi daha kolay bir hale getirdi.
Kanal Tedavisi Yaptırdık Ama Şikayetlerimiz Devam Ediyor Ne Yapmalıyız?
Çok önemli bir nokta bu, ne yapacağız değil mi? Çekecek miyiz dişi? Hayır. Yeniden kanal tedavisi yapacağız aynı dişe. Bir dişe kanal tedavisi yapıldı ise ama bazı şikayetler devam ediyorsa diş yine çekilmez. Kanal tedavisi yenilenir. Yani artık deyim yerindeyse, bir dişle vedalaşmak öyle kolay değil. Unutmamak gerekir ki; artık tedavilerde bile mümkün olduğunca orijinal dokunun korunmasına çalışılıyor. “Minival İnvaziv Diş Hekimliği” gün geçtikçe yayılıyor ve benimseniyor. Yani bırakın dişin çekilmesini, tedavi sırasında bile dişin orijinal formunu korumaya, en az doku kaybı ile hasarlı yerlerin çıkarılmasına ve en az yapay madde ile tedavinin tamamlanması üzerine çalışmalar yapılıyor. Özetle; diş hekimliğinde bir dişin çekilmesi kararının alınması artık hiç kolay değil. Diş hekimlerinin görevi de dişi ağızda tutmak için sonuna kadar mücadele etmeleridir. Yaşamımız sırasında da birçok konuda birçok defalar yaptığımız gibi, en azından dişlerimize çekilmeden önce bir şans daha verin. Çekilecek denilen dişlerinizi çektirmeden önce bir Endodonti Uzmanı ile görüşün.