Diz ağrıları ve tedavi yöntemleri...
Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Olcay Güler, diz ağrıları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
DİZ AĞRILARI HAYATINIZI KISITLAMASIN
Diz ağrısı günlük hayatta hemen herkesin yaşadığı sorunların arasında yer alıyor. Oturuş pozisyonunun yanlışlığı, dizin yanlış kullanılması gibi masum nedenlerin yanında kireçlenme (kıkırdak aşınması), travma, eklem iltihaplanması ya da romatizmal hastalıklar da diz ağrılarına neden olabiliyor. Sosyal aktiviteleri kısıtlayan diz ağrılarından kurtularak hareketlerin özgürleşebilmesi için; hayat tarzının düzenlenmesi, diz çevresindeki kasların güçlendirilmesi, ilaç tedavisi gibi yöntemler uygulanabilirken, daha ciddi sorunlarda cerrahi müdahaleler gerekebiliyor. Bu alanda robotik protez cerrahisi hasta konforunu artıran bir yöntem olarak öne çıkıyor.
Memorial Şişli Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Olcay Güler, diz ağrıları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Dizinizde ağrı yaşamamak için bunlara dikkat edinGenellikle ileri yaşta sık görülen diz ağrıları, aslında hemen her yaşta sorun olabilmektedir. Diz ağrıları birçok nedenden kaynaklanabilmektedir. Kronik diz ağrıları daha çok; yanlış spor hareketlerinden, fazla kilodan, spor yaparken yanlış ayakkabı kullanımından, oturuş şekli sorunlarından, diz üzerinde uzun süre çalışmaktan kaynaklanabilmektedir. Bu tür ağrılar sosyal yaşamı ve hareketleri kısıtlasa da yaşam tarzındaki küçük değişikliklerle, kilo kontrolü ve doğru yapılan düzenli egzersiz gibi basit önlemler alınarak çözülebilir. Özellikle fazla olan her kilo dizlere fazladan yük olarak binerek hem yaşanan ağrının şiddetini hem de yaralanma ve osteoartrit riskini artırmaktadır. Günlük hayatta alınacak basit önlemlerle yaşanabilecek diz ağrılarını en aza indirmek mümkündür.
Ayakkabı seçiminizi doğru yapın. Yapılan spor ya da aktiviteye uygun ayakkabı seçimi dizlerin üzerindeki anormal yüklenmenin en aza indirilmesinde önemlidir.
Kilonuza dikkat edin. Kilo diz eklemleri üzerindeki baskıyı artıran en önemli risk faktörlerinin başında gelmektedir.
Diz kaslarını güçlendirin. Diz kaslarını güçlendirmek ve özellikle de spor öncesi kasları egzersizlerle hazır hale getirmek hem diz ağrılarının azalmasına hem de yaşanabilecek sakatlıkların önüne geçmektedir.
Dizinizi zorlayan hareketlerde kaçının. Spor yaparken yaşanabilecek hareketlerin yanında günlük hayatta dizlerin üzerinde uzun süre çalışmak veya yer silmek gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır.
Tedavide robotik cerrahiler ön plana çıkıyor
Dizlerde yaşanan kronik ağrıların en sık görülen nedenleri arasında; kıkırdak hasarları, menisküs yaralanmaları, diz çapraz bağ yırtıkları, kireçlenme olarak bilinen kıkırdak aşınması (osteoartrit) gelmektedir. Bu rahatsızlıklar sonucu yaşanan ağrılar gün geçtikçe artmakta ve zamanla ağrılar hareketleri tamamen kısıtlamaya başlamaktadır. Kronik diz ağrıları için öncelikle sorunun tespit edilmesi gereklidir. Hastalık ortaya konduktan sonra soruna ve hastaya özel tedaviler planlanmalıdır. Hemen her hastaya önerilen en sık uygulanan konservatif yöntemler arasında fizik tedavi ve rehabilitasyon, düzenli adale güçlendirici egzersizler ve ilaç tedavileri sayılabilir. Ancak hastalığa yönelik tedaviler çözüm için gereklidir. -Enjeksiyon tedavileri: Özellikle kıkırdak hasarlarının şikayetleri azaltmak adına eklem içi iğneler olarak da bilinen enjeksiyon tedavileri uygulanabilir. Sık kullanılan enjeksiyonlar arasında PRP, kök hücre, hyalüronik asit ve sitokin enjeksiyonları sayılabilir. Halk arasında özellikle PRP ve kök hücre tedavisine sihirli bir yöntem olarak bakılmaktadır. Her ne kadar PRP ve kök hücre tedavisinde olumlu sonuçlar alınsa da bu yöntemler hala asıl uygulanacak tedaviye destek mahiyetindedir. Eklem içi enjeksiyonlar şikayetleri azaltmak için uygulanabilmektedir.
-Menisküs cerrahisi: Menisküs yırtığına bağlı şikayeti olan hastalarda menisküs tamiri, menisküs nakli veya menisküsün yırtık kısmının temizlenmesi uygulanabilir. Uygun hastalarda menisküs dokusunun tamiri diz ekleminin korunması için önemlidir. Menisküsün tamamının cerrahi olarak çıkarıldığı hastalarda menisküs nakli uygulanabilmektedir.
-Ön Çapraz bağ cerrahisi: Ön çapraz bağ yaralanması sonrası tedavi uygulanmayan hastalarda eklem kıkırdak aşınması önemli bir sorundur. Ön çapraz bağı yaralanan hastalarda ön çapraz bağın yeniden yapılması diz ekleminin uzun dönem sağlığı için çok önemlidir.
- Kıkırdak nakli; Kıkırdak hasarı belirli bir bölge ile sınırlı hastalarda tercih edilen bir cerrahi yöntemdir. Bu tedavi özellikle genç hastalarda, diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu durumlarda tercih edilebilir.
-Yüksek tibial osteotomi: Dizin sadece iç tarafında kıkırdak aşınması ve/veya “O“ bacak deformitesi olan hastalarda tercih edilmektedir. Bu yöntemde amaç, aşınmanın olduğu iç kısımdaki fazla vücut yükünün eklemin sağlam olan dış kısmına yönlendirilmesidir. Uygun hastalarda yapıldığı zaman, hastanın kendi eklemini koruması sağlanmakta ve protez ihtiyacını geciktirebilmektedir.
- Yarım diz protezi: Diz ekleminin sadece iç veya dış tarafında ileri derece aşınması olan hastalarda uygulanmaktadır. Diz ekleminin sadece aşınmış olan kısmının yapay eklem ile değiştirilmesidir. Bu sayede dizin normal hareket açısına kavuşmasını sağlamaktadır.
-Diz kapak protezi: Aşınmış olan diz kapak ekleminin yapay eklem ile değiştirilmesidir. Hastaların diz kıvırması ve merdiven inip çıkmasında rahatlık amaçlanmaktadır.
-Total diz protezi: Aşınmış ve yıpranmış diz ekleminin özel alaşım metaller ve sıkıştırılmış özel plastik implanttan oluşan özel bir yüzey kaplama tekniğidir. Diz protezi ameliyatında hedef; bozulmuş eklem yüzeyleri arasında teması keserek; ağrı çekmeyen, istediği kadar yol yürüyebilen ve merdiven inip çıkabilen bir eklemi elde etmektir.
-Robotik protez cerrahisi: Klasik protez cerrahisine göre; daha çabuk iyileşme, daha fazla doku koruması, daha uzun protez ömrü gibi avantajlar sunan robot yardımlı protez cerrahileri son yıllarda tedavide ön plana çıkmaktadır. Robot yardımlı protez cerrahisi, ameliyat öncesi hastaya en uygun protez boyutunun belirlenmesini ve ameliyat sırasında sorunsuz uygulanmasını sağlayabilmektedir.