EÜ'de çocukluk çağı travmaları ve önleme çalışmaları konuşuldu
Ege Üniversitesi (EÜ) Psikolojik Danışma Topluluğu (EGE PDT) tarafından çocuk istismarının psikolojik boyutlarını ele almak amacıyla 'Çocuklarda Bedensel Söz Hakkı' konulu seminer düzenlendi.
Simgenur Karabacak -Ömer Özsağlamlar - Alaz Şahutoğlu / İZMİR (Ege Ajans)- Ege Üniversitesi (EÜ) Psikolojik Danışma Topluluğu (EGE PDT) tarafından çocuk istismarının psikolojik boyutlarını ele almak amacıyla “Çocuklarda Bedensel Söz Hakkı” konulu seminer düzenlendi. EÜ Kültür Sanat Evinde gerçekleştirilen etkinliğe, Psikolojik Danışman Filiz Budak konuşmacı olarak katıldı. “Çocukluk Çağı Ruhsal Travmaları” başlıklı bir sunum yapan Budak, fiziksel ve duygusal istismar, risk faktörü, istismar sonrası oluşan travmalar, istismar belirtileri ve istismarcı profilinin özellikleri gibi konuları anlattı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren EÜ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi Hatice Altun, “TÜİK 2016 verilerine göre, Türkiye’de çocuk istismarı ile ilgili dava sayısı son 10 yılda yaklaşık 3 kat arttı. 2019 yılı verilerine göre ise 250 bin 498 çocuğun yüzde 15.2’si cinsel istismar mağduru. Gerek bu sayısal verilerin çokluğu, gerekse çocuk istismarının çocuk psikolojisi üzerindeki etkileri sebebiyle Psikolojik Danışma Topluluğu olarak farkındalık yaratan bu etkinliği düzenlemekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
“İstismarcıların kimi hedef alacağını bilirsek, engel olabiliriz”
Çocukluk çağı travmalarını önleme ve koruma çalışmalarında risk faktörlerinin önemine dikkat çeken Filiz Budak, “Tüm çocuklar dezavantajlı. Uzun süre travma mağduru çocuklarla çalıştığımda çocuğun, başlı başına bir dezavantaja sahip olduğunu gördüm. Çocuk istismarı ne yazık ki evrensel. Dünya istatistiklerine bakıldığında 2-4 yaş arası dört çocuktan üçü fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalıyor. İstismarcılar eylemlerini planlı bir şekilde gerçekleştiriyor. Ancak biz, istismarcıların kimi hedef alacağını önceden bilirsek, bunun önüne geçebiliriz. İstismarcılar yaş, cinsiyet, zihinsel ve fiziksel yetersizlik, ilgi ve sevgi eksiliği bulunan, izole olmuş farklı risk faktörlerine sahip çocukları hedef alabilirler. Bu, çocuğun üzerinde nasıl hâkimiyet kuracaklarını bilmelerinden kaynaklanıyor. İstismarcılar, hedef aldıkları çocuklara yumuşak ve ilgili davranarak eylemlerini gerçekleştiriyor” dedi.
Erkeklerin de istismara uğradığını ancak kadınlara oranla daha sessiz kaldıklarını söyleyen Budak, “Araştırmalar genellikle yetişkinler üzerinde yapılır. Araştırmalar her beş kadından birinin, erkeklerin ise on üçten birinin cinsel istismara uğradığını gösteriyor. Kadınlar, erkeklere oranla daha çok istismar ediliyor. Görüşmeler yaptığımda, istismara uğrayan erkeklerin olayı kapatma eğiliminde olduğunu, hukuki yollara başvurmak yerine sessiz kaldıklarını görüyorum. Bu durum mağdur çocuğun mağduriyetinin artmasına neden oluyor. Erkekler, Türkiye’de hiç istismar edilmiyor değil; neden sessiz kalıyor bunu konuşmalıyız. Bu yüzden toplumsal cinsiyet çalışmalarında erkekleri ön plana almak zorundayız” dedi.
Seminerin sonunda Budak, katılımcıların sorularını yanıtladı.