İdrar kaçıranlar doktora gitmeyi 3 yıl bekliyor
Türkiye'de kadınların en büyük problemlerinden bir tanesi idrar kaçırma. Bu konuda şehir şehir gezen ve ilk olarak İstanbul'da buluşan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü Ankara'da da büyük bir ilgiyle karşılandı...
Canped'in ana sponsorluğunda Keçiören Belediyesi'nin ev sahipliğinde Nergis Kumbasar'ın sunumu ve Kontinans Derneği'nin bilimsel öncülüğünde düzenlenen seminerde Prof. Dr. Tufan Tarcan, idrar kaçırma sorunu yaşayanların şikayetlerinin başlamasıyla doktora gitmesi arasında 3 yıl geçtiğine vurgu yaptı.
İdrar kaçırma ülkemizde kadınların en büyük kabusları arasında yer alıyor. Yaşanan bu sıkıntıyı konuşmak üzere ilk olarak İstanbul’da buluşan Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü Ankara’da da büyük bir ilgiyle karşılandı. Canped'in ana sponsorluğunda Keçiören Belediyesi'nin ev sahipliğinde Nergis Kumbasar'ın sunumu ve Kontinans Derneği'nin bilimsel öncülüğünde Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu'nda gerçekleşen seminerde Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan ile Kontinans Derneği Halkı ve Kamuoyunu Bilgilendirme Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin konuşmacı olarak yer aldı. Tarcan, idrar kaçırmanın hastalar tarafından üzerinde çok konuşmayı sevmedikleri bir konu olduğunu belirtirken, Seçkin ise bunun bir hastalık olarak ifade edilmemesi gerektiğini söyledi.
‘İdrar kaçırma hastalığına sahibim’ demenin insanın kendisine biraz haksızlık etmesi olacağına vurgu yapan Seçkin, “İdrar kaçırmanın tek bir tipi olmadığı için altta yatan sebepleri de farklı olabiliyor. Bir şey kaldırırken yaşanan idrar kaçırmayla, aniden sıkışarak oluşan idrar kaçırma başka bir şekilde adlandırılıyor. Bir takım cerrahi işlemlerden sonra yaşanan idrar kaçırma ise daha farklı. Bunların hepsinin ön ayrımını yaptıktan sonra altta yatan sebeplerini ortaya koyduğumuzda olayı önemli şekilde çözmüş ve tedavilerin belirlenmesinde de yol almış oluyoruz. Baştan da söylediğim gibi bunu bir hastalık olarak belirlemek yanlış olur.” diye konuştu.
Şeker hastalığı ilk olarak idrar kaçırmayla karşımıza çıkıyor
İdrar kaçırmanın bir semptom yani bir belirti olduğunun üzerinde duran Tarcan şöyle devam etti: “Bunun altında çok farklı hastalıklar yatabiliyor. Örneğin MS hastalığının ilk yüzde 15’lik kısmı idrar kaçırmayla ortaya çıkıyor. Bunun tanısını ilk olarak ürologlar koyuyor. Şeker hastalığı da ilk idrar kaçırma problemiyle karşınıza gelebiliyor. İdrar kaçırmanın çeşitleri ve altındaki mekanizma nedir sorusuna yanıt bulmak çok önemli. ‘İdrar kaçırmanın hafif olduğu zaman tedavisi genelde kas egzersizi, biraz daha kuvvetli olduğu zaman ilaçla, ama daha şiddetli olduğu zamanda mutlaka ameliyatla oluyor’ diye bir önyargı var. Bu her zaman doğru değil. Tedaviler de idrar kaçırmanın tipine göre değişebiliyor. Altta yatan çok önemli nörolojik bir hastalık olabilir. Burada yapılması gereken en önemli şey; bu işin uzmanı yani üroloji uzmanına başvurmaktır.”
İdrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz
“Hem kadınlarda hem de erkeklerde idrar kaçırmanın görüldüğünü biliyoruz ama kadınlarda daha çok yaşanıyor.” açıklamasında bulunan Bedrettin Seçkin, “Kadınlar doğum sürecinde özellikle pelvik tabanının da bozulmasıyla bu sorunu daha çok yaşayabiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırmayı daha çok ileri yaşlarda görüyoruz. Bazı idrar kaçırmalar ise her yaşta görülebiliyor. Yaş ilerledikçe idrar kaçırmayı daha çok görmeye başlıyoruz. Ancak bizim bir mottomuz var; idrar kaçırmayı hiçbir yaşta kabul etmiyoruz.” diye konuştu.
“Şikayetin başlamasıyla doktora başvurma arasında geçen süre ortalama 3 yıl. O da doktora başvuranlar için geçerli.“ açıklamasına özellikle dikkat çeken Tufan Tarcan şöyle devam etti: “Kadınlar bu hastalığını daha çok saklıyor. İdrar kaçıran hastaların sadece yüzde 12’si hekime söyleyebiliyor. Ürolog ve kadın doğum uzmanına da gidiyor ama bunu saklıyor. Genelde kültürel nedenler ve utanmadan dolayı saklama ihtiyacı duyuyorlar. En çok ise yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak görüyor ve herkeste bunun yaşanacağı algısına sahipler. Ancak eskiden olmayan şimdi ise kadınların büyük kurtarıcısı olan idrar toplayıcı pedler var. Biz de bazı hastalarımıza bunları öneriyoruz. Yatağa bağımlı hastalarda idrar toplayıcı alt bezleri hayat kurtarıcı oluyor. Uygun materyallerin kullanılmadığı durumlarda ise ciddi cilt enfeksiyonları ortaya çıkabiliyor. Ancak bizim tedavi edemediğimiz hasta grubu çok düşük.”
İdrar kaçıran insanların farkında olmasalar bile bir refleksleri oluştuğunu ve sıvı alımını kısıtladıklarını söyleyen Bedrettin Seçkin, “Sıkışma tipi idrar kaçırma problemi yaşayanlar; dışarı çıktıklarında özellikle su içmiyorlar tuvalete gitmemek için. Aslında bundan çok daha önemli bir başka sebebi ise büyüklerimizden geçen bir alışkanlık olan tuvalet seçme ve idrar geciktirme.” dedi.
Tuvalet seçmeyin, sağlığınızı koruyun
Her yaştan insanın kendilerine idrar kaçırma problemiyle kendilerine geldiklerini belirten Seçkin sözlerini şöyle tamamladı: “İdrar kaçırmanın en büyük sebebi idrar torbasının dolu olmasıdır. İdrar geldiğinde dışarıda tuvalete gitmeyi reddeden insanlarda ileriye yönelik idrar kesesi kasılmaz hale gelebiliyor. Tuvalet seçmeyin. Hiç kimsenin bugüne kadar tuvaletten mikrop kaptığına rastlamadım. Mikrop zaten bizim içimizde olan bir şey. Siz ne kadar idrar gelip onu boşaltmazsanız üremesine de zemin hazırlamış olursunuz. Saat başı 1 bardak su içerek, sıkışmasak bile 3,5 saatte bir tuvalete gitmek idrar sistemimizi sağlıklı kullandığımız anlamına gelir. ‘Günde 2 litre su içiyorum’ diyorsunuz ama mesaide içmediğiniz su sayılmaz ki. İçtiğiniz suyu güne yaymanız gerekiyor. İdrar kaçırmaları küçük önlemlerle atlatmak belki de böylece mümkün olacak.”