Kemik tümörleri her yaşta görülebiliyor
Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle, kemik tümörlerinin sebepleri ve belirtileri ile tedavisi hakkında bilgi verdi.
KEMİK TÜMÖRLERİ BÜYÜME AĞRISI İLE KARIŞTIRILABİLİR
Yumuşak doku ve kemik tümörleri toplumda, milyonda bir oranında görülüyor. Yumuşak doku tümörleri, kemik tümörlerine göre 2-3 kat daha fazla ortaya çıkıyor. Tümörler vücudun herhangi bir noktasında ya da kol ve bacaklarda da görülebiliyor. Özellikle erkeklerde ortaya çıkan hastalık, genetik faktörlerin etkisine bağlı olarak gelişebiliyor. Çocukluk çağında görülen kemik tümörleri ise belirtileri nedeniyle, büyüme ağrısı ile benzerlik gösterebiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle, kemik tümörlerinin sebepleri ve belirtileri ile tedavisi hakkında bilgi verdi.
Hiç belirti vermeyebilir
Kemik sorunlarının en önemli nedenleri arasında; gençlerde spor yaralanmaları, yanlış beslenme, fiziksel aktivite azlığı yer almaktadır. İleri yaşlarda görülen osteoporoz, osteomalazi gibi hastalıklarda da yaygın kemik ağrıları olur. Bu evrede görülen kemik tümörü veya bunun metastazının erken tanısında güçlük oluşabilir. Belirti vermeyen iyi huylu kemik tümörleri, çocukluk ve gençlik dönemlerinde farklı nedenlerle çekilen röntgenlerde tesadüfen tespit edilebilir. Ağrı hissedildiğinde ise ortopedi uzmanına başvurulmalıdır.
Kemik tümörleri her yaşta görülebilir
Kemik tümörleri her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Özellikle çocukluk döneminde ortaya çıkanların çok büyük bir çoğunluğu, iyi huylu olarak kabul edilir. Gençlerde ve orta yaş grubunda, kemiğinden kendisinden kaynaklanan kanserlerin yanı sıra iyi huylu kemik tümörleri görülürken, ileri yaştaki tümörlerin önemli bir bölümü ise bir başka organ kanserinin metastazı olarak ortaya çıkabilmektedir.
Büyüme ağrısı deyip geçmeyin
Çocukluk döneminde özellikle 10 ile 13 yaş arasında oluşan kemik ağrıları, daha çok büyüme ağrısı kabul edilir. Ancak vücudun her iki yanında da eşit olan büyüme ağrılarından farklı olarak tek taraflı gerçekleşen ağrıları, tümör ağrısı gibi kabul edilip çocuğun da bu açıdan değerlendirilmesi gerekir. Çocuklarda görülen büyüme ağrıları, daha çok kemiğin hızlı geliştiği ve uzadığı bölgelerde daha sık yaşanır. Diz ve çevresinde her iki tarafı da etkileyen ağrıların dışında, gece uykudan uyandıran sancılar, basit bir düşme ile ortaya çıkan kırıkların ve ele gelen şişliklerin de iyi değerlendirilmesi gerekir. Kemik tümörleri belirlendiğinde, tümörün yapısı ve vücuttaki etkisine bağlı olarak, ameliyatla tedavi ya da düzenli takip gerekebilir.
Geçmeyen kemik ağrısı şikayetiniz varsa…
Kemikte en çok görülen kemik kanseri türü, “osteosarkom” olarak adlandırılır. Yumuşak doku tümörleri ise kemik tümörlerine göre 2-3 kat daha fazla ortaya çıkmaktadır. Çoğunlukla bacaklarda ve kollardaki kemiklerde ortaya çıkan kemik kanseri, bacak ve uyluk kemiğinin dize yakın, kolun ise omuz eklemine yakın olan bölümlerinde sıklıkla görülür. Nadiren de olsa kalça kemiği (pelvis), kürek kemiği ya da çene gibi farklı kemiklerde de kemik kanserine rastlanır. Kemik tümörü başlangıçta fark edilemeyebilir. Çoğunlukla sıradan ancak uzun süre geçmeyen kemik ağrısı şikayeti ile oraya çıkar. Özellikle kaval kemiği, kaburga gibi cildin hemen altındaki kemiklerde şişkinliklere neden olabilir. Bazı durumlarda ise kemik kırılmaları ile kendini belli eder.
Bu belirtileri mutlaka dikkate alın;
Uzun süren kemik ağrıları ağrı kesiciler ile geçmiyorsa,
Uzun süre hissedilen ağrının şiddeti giderek artıyorsa,
Kemik ağrısının yanı sıra şişlik ve kızarıklık da fark ediliyorsa,
Ağrı bölgesinde ele gelen kitle ve sertlik gibi bulgular varsa,
Ağrınız, düşme ya da çarpma gibi yaralanmalarla ilişkili değilse,
Kemik ağrınıza iştahsızlık, halsizlik, yorgunluk, ateş, aksama ve döküntü gibi diğer belirtiler de eşlik ediyorsa.
İleri tanı yöntemleri ile belirlenebiliyor
Kemik kanseri belirtileri fark edilir fark edilmez tedavi öncesi hastalığın yayılımını belirlemek, oluştuğu bölgedeki tümörün boyutunu ve etkilediği dokuları görebilmek pek çok tanı yönetimine başvurulmaktadır. Bazı vakalarda röntgen yeterli olmayabilir. Bu durumda bilgisayarlı tomografi, MRG, kemik sintigrafisi, PET tarama ve akciğer tomografisinden de yararlanılır. Tomografi kemikteki tüm ayrıntıları görmek için kullanılırken, MRG ise yumuşak doku, kemik içinden tümörün uzantısı ya da uzak noktaya yayılma riskini görebilmek için tercih edilir. Metastaz olup olmadığı ise kemik sintigrafisi ile belirlenir.
İyi huylu kemik tümörlerinde cerrahi yönteme başvurmak yerine, düzenli kontrol ve takip çok daha önemlidir.