Marka ve İletişim Uzmanı Hatice Kumalar, Agro TV'de Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Özlem Tuğçe Keleş'in sunumuyla yayınlanan İklim ve Gelecek programına konuk oldu. Programda kurumların değişen tüketici beklentilerini iyi analiz etmeleri gerektiğini vurgulandı.
“Markayı var eden şey itibarıdır”
Dr. Öğr. Üyesi Özlem Tuğçe Keleş’in İklim ve Gelecek programında markaların sürdürülebilirlik politikalarında iklim değişiminin etkilerini değerlendiren Marka ve İletişim Uzmanı Hatice Kumalar, kurumların değişen tüketicilerin beklentilerini iyi analiz etmeleri gerektiğini vurguladı. “Markayı var eden şey itibarıdır” diyen Kumalar, kurumların sosyal vatandaş rollerini göstermelerinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Brandistanbul PR Kurucu Ajans Başkanı, Marka ve İletişim Uzmanı Hatice Kumalar, Agro TV’de Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Özlem Tuğçe Keleş’in sunumuyla yayınlanan İklim ve Gelecek programına konuk oldu. Programda markaların Z kuşağını iyi analiz etmeleri gerektiğine dikkat çeken Hatice Kumalar, sosyal sorumluluk alanında çalışmalarla topluma fayda sağlayan kurumların olası bir kriz anında toplum tarafından daha çok tolere edildiğini belirtti.
“TERCİH ETTİĞİMİZ KURULUŞUN KURUMSAL VATANDAŞLIK ROLÜNÜ SORGULAMAK DURUMUNDAYIZ”
“İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde artık sadece iyi bir ürün, iyi bir hizmet almak yeterli olmuyor.” diyen Hatice Kumalar, “Tercih ettiğimiz kuruluşun kurumsal vatandaşlık rolünü, toplumdan aldığını topluma iyi niyetli davranış göstergesi olarak nasıl sergilediğini de sorgulamak durumundayız.” değerlendirmesinde bulundu.
“BİR ALANI SAHİPLENEN KURULUŞLAR İTİCİ BİR GÜÇ OLUŞTURUYOR”
Bir alanı sahiplenen kuruluşların diğer kurumlara da örnek teşkil ederek itici bir güç oluşturduğunu belirten Kumalar, “Kurumların bilinçli ve farkındalıkla hareket etmesi artık kaçınılmaz bir gerçek. Çok iyi projeler ortaya koyan kurumlarımız var. Ayrıca görüyoruz ki ortaya konan bu iyi projeler diğer markaların da bir şeyleri yapması için itici bir kuvvet doğuruyor. Günümüzde bu rekabetçi ortamda ve veri bombardımanına maruz kaldığımız bu yoğun gündem içerisinde kuruluşların kendilerini, kurumsal vatandaş rollerini ortaya koyan projelerini anlatmaları artık bir zorunluluk.” dedi.
“Z KUŞAĞINI İYİ ANALİZ ETMEMİZ GEREKİYOR”
Markalar açısından sürdürülebilir politikaları benimsemenin günümüzün şart koşulu olduğunu savunan Kumalar şu ifadeleri kullandı: Bütün üretim süreçlerimizi, pazarlama faaliyetlerimizi, orta ve uzak vade hedeflerimizi belirlerken Z kuşağının varlığını kabul etmeniz ve iyi analiz etmeniz gerekiyor. Karışınızda sorgulayan, ilişki ağını iyi anlayan bir nesil var. Artık sadece ‘Benim ürünüm güzel’ demekle olmuyor. Ürünün içini dolduracak o ruhu, iyi niyeti, duyarlılığı ve farkındalığı da serpiştirmeniz gerekiyor.
“MARKA BİLİNİRLİĞİ ÖNEMLİ AMA MARKAYI VAR EDEN ŞEY İTİBARIDIR”
Sosyal medyanın da gücüyle hızla örgütlenebilen, hızla protesto edebilen bir yapı da söz konusuysa sosyal sorumluluk alanında bazı alanları sahiplenmenin önemi daha da artıyor. Çünkü yaşanacak bir kriz ortamında siz iyi niyetli bir marka olarak kamuoyunda yer almışsanız daha kolay tolere edilebiliyorsunuz. Marka bilinirliği önemli ama markayı var eden şey itibarıdır.”