Prezentabl olma beklentisi sosyal fobiyi tetikliyor

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, prezentabl olma beklentisinin sosyal fobiyi tetiklediğini söyledi.

İş yaşamında çok kullanılan “prezentabl” yani “düzgün görünüşlü, şık ve bakımlı, takdim edilebilir” anlamında kullanılan kavram, sosyal fobiyi tetikliyor. “Prezentabl olma beklentisi, sosyal açıdan daha yüksek bir performans sergileme baskısı oluşturur” uyarısında bulunan uzmanlar, ‘prezentabl olanlar hayatta kalır, olamayanların soyu tükenir’ mantığının yanlış olduğunu belirtiyor. Uzmanlar şehirlerde prezentabl olma beklentisinin de daha yüksek yaşandığını kaydediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, prezentabl olma beklentisinin sosyal fobiyi tetiklediğini söyledi.

Bireyin prezentabl olması yönündeki çevre beklentisinin kişide baskıya neden olduğunu, bunun da sosyal fobiyi tetiklediğini belirten Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, şunları söyledi: “Sosyal fobi zaten insanların bakışlarını üzerinde hissetmektir. Acaba rezil olur muyum, utanılacak bir şey yapar mıyım korkusu vardır. Prezentabl olma beklentisi sosyal açıdan daha yüksek bir performans sergileme baskısı oluşturur. Bu durumda sanki muhatabı tarafından beğenilme ve başarı kazanma mecburiyeti vardır. Sosyal fobi hastaları, tanıdığı kişiler arasındaki rahatlıklarını tanımadığı toplum içinde yitirirler.

Kişi strese giriyor ve kaygısı artıyor

Eğer bir kişi mesleği nedeniyle prezentabl olmak zorunda ise tanımadığı kişiler karşısında daha da gösterişli, becerikli, etkileyici, karizmatik olmak mecburiyetindeymiş gibi hissedeceği için performansından önce strese girer ve kaygı düzeyi yükselir. Kaygı yükselince yüzü kızarır, başta yüzü olmak üzere tüm bedeni terler, sesi titrer, başı döner, ağzı kuruyup konuşamaz hâle gelir. Bu görüntüsünün muhatabı tarafından fark edildiğini düşünmesi durumuna ise sorunlar daha da artar ve kısır döngüye girilir. Bunun ardından ise normalde sergileyeceği başarının daha da altına düşebilir.”

Büyük şehirlerde beklenti yüksek

Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, özellikle büyük şehirlerde yaşayanlarda bu duygunun daha yoğun yaşandığını belirterek “Prezentabl olma beklentisi, İstanbul gibi büyük şehirlerde daha fazla yaşanıyor. Zira bu beklenti daha çok iş çevrelerinde ve plazalarda ön planda. Kırsal kesimde, köylerde bir insanın prezentabl olup olmaması ile kimse ilgilenmez. Oralarda daha ziyade doğallık önemlidir. Doğal olmayan, yapmacık davranışlar kabul görmez. O nedenle sosyal kaygıları olan insanlar kırsal kesimde çok rahat ederler” dedi.

İyi görünmek için estetik ameliyatı yaptırılıyor

İyi görünmek için estetik ameliyat yaptırıldığını da belirten Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, “Bu uğurda insanlar çok bedeller ödüyor ne yazık ki! Prezentabl olmanın hem maddi bedeli hem de manevi bedeli oldukça ağır. Toplum nazarında daha güzel, daha çekici, daha etkileyici, daha iş bitirici, daha güven telkin eden bir görünüm sergilemek için hem dış görünüşünüzün hem de davranışlarınızın özenle düzenlenmiş olması gerekiyor. Tüm bunlar ise hem masrafa hem de çok büyük çabaya neden oluyor. Büyük şehirlerde ve iş çevrelerinde prezentabl olanların daha başarılı olduğu ve kariyerinin artıp yüksek gelire ulaştığının görülmesi ise insanları bu yöne çekiyor. Yani insanlar bir nevi doğal seçilime tabi oluyor. Sanki ‘prezentabl olanlar hayatta kalır, olamayanların soyu tükenir’ mantığı. Tabi bu mantık hiç doğru değil” diye konuştu.

Suni görünüm, yapmacılık iticidir

Her insanın ayrı bir karaktere sahip olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, dış görüntünün yanı sıra bireyin donanım ve yeteneklerinin de önemli olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Sırf başarı, güç, kariyer, zenginlik için kendini olduğundan daha farklı göstermek amacıyla suni bir görünüm için çabalanmamalıdır. Çünkü insanın fıtratı doğalı ister. Yapmacıklık iticidir. Boş bir içeriği süslü bir ambalajla kapatma çabası içine girmek doğru değildir. İşverenler personelinin görünümünden daha çok onun donanımına ve çabasına bakmalıdır. Yani zarfa değil mazrufa (zarfın içindeki mektup) bakmalıdır.”