Prof. Dr. Haydar Sur: "Yerli aşı, aşı karşıtlarının fikrini değiştirebilir"
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, tam kapanma sonrası kademeli normalleşme sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemiyle mücadelede tedbirlerin önemine işaret eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Sosyal mesafe, havalandırma ve yoğun aşılama üçlüsünü aynı anda uyguladığımız takdirde, bu hastalığı sonbahara kadar büyük ölçüde hayatımızdan bertaraf etmiş olacağız.” dedi. Prof. Dr. Haydar Sur, ayrıca yabancı aşı konusunda tereddütlü olan çoğu kişinin yerli aşı piyasaya çıktığında bu aşıyı yaptıracağını öngördüklerini belirtti.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, tam kapanma sonrası kademeli normalleşme sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.
Bayramlaşmalar kapanmanın olumlu etkilerini biraz azaltacak
17 günlük kapanmanın ardından vaka sayılarında yaşanan düşüşten söz eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Bu düşüşü sadece kapanmaya bağlarsak yanlış yorumlarız. Kapanmanın etkileri daha görülmeye başlamadan, erken dönemde düşüş başlamıştı. Mevsimsel olarak virüsün bir iniş dönemine geçmesi de bizim şu anda yaşadığımız durumu gösteriyor. Kapanmanın da getirdiği bir rahatlama var. Bu rahatlama hem pozitif hem negatif yönde. Bayram döneminde değişik dinamiklerle iç içe girmiş olduk. Bayramlaşmalar ve ev içi bulaşmaların olumsuz etkileri, kapanmanın olumlu etkilerini maalesef biraz azaltacak.” diye konuştu.
Yerli aşı çalışmaları umutları artırıyor
Bu süreci aşı ile birlikte yürütmenin kapanmanın etkilerini istenilen düzeye getireceğini dile getiren Prof. Dr. Haydar Sur, “Aşı konusunda önümüzde bazı engeller var. Bunlardan ilki aşı tedariğinde yaşadığımız sorun. Bakanımızın, ‘10-15 gün içinde rahatlayacağız’ yönündeki açıklaması ümitleri kuvvetlendirdi. Ülkemizde yapılan aşı çalışmalarının en az 3-4 tanesinde Faz-3 aşamalarına geçilecek olması da bir diğer umudumuz. Bu çok önemli bir gelişme. Sağlık çalışanları arasında yüzde 15’lik bir kesim aşıya tereddüt ve kuşku ile yaklaştığından aşı olmamış durumda. Sağlık sektöründe 1 milyon 200 bin çalışan insan var. Doktor, hemşire, fizyoterapist, diyetisyen, ebe gibi insan vücudunu tam okumuş sağlık profesyonellerinde bu kaygı yok. Varsa bile sağlığın ilmini yapmış kişilerde böyle bir kaygı binde birin altındadır. Hastane mutfağında, kantininde çalışanlar, temizlik görevlileri de sağlık görevlisi olarak geçiyor. Yapılan araştırmaya göre bu %15’lik kesimin yarısı, ‘Türk aşısı piyasaya çıkınca yaptıracağım, yabancı aşılara güvenmiyorum’ diyor. Türk aşısına güvenerek aşı yaptıracak bu grubu da hesaba katarsak aşıya güvensizliğin, sağlıkçılarda %10’ların altında %5’lere yaklaştığını görüyoruz.” ifadelerinde bulundu.
Çözüm; sosyal mesafe, havalandırma ve yoğun aşılama
Türk aşıları piyasaya çıktığında aşı konusunda tereddüt yaşayanların çoğunun aşı olacağını öngördüklerini dile getiren Prof. Dr. Haydar Sur, “Bu da bizi yeni bir fırsat tüneline sokacak. Sosyal mesafe, havalandırma ve yoğun aşılama üçlüsünü aynı anda uyguladığımız takdirde, bu hastalığı sonbahara kadar büyük ölçüde hayatımızdan bertaraf etmiş olacağız. Toplumun %80’i bağışıklandığı takdirde o toplumda virüs rahatça insandan insana geçip, var olamaz. Bunun için insanların ya hastalığı geçirmesi lazım ya da aşılanması lazım. Şu anda başka bir yol yok. Söz konusu olan şey bulaşıcı bir hastalık. Bulaşıcı hastalıkları toplumdan arındırmak için sıfıra indirmeniz gerekir. Yurt dışından gelişlerde sıfır bile yetmez. Çünkü vakayı başa alma riski var. O yüzden bin, iki bin, üç bin diye sihirli bir sayı söylemek doğru bir hareket olmaz. Günlük 2 bin, 3 bin vakayla Türk sağlık sisteminde çalışan meslektaşlarımız, arkadaşlarımız mükemmel bir halk sağlığı çalışması yürütebilir. Filyasyonlara, her bir vakanın temaslısının temaslısına rahatlıkla ulaşıp yayılmanın önüne geçecek mekanizmaları oluşturabilirler.” diye konuştu.
Öğrenciler için açık hava sınıfları oluşturulabilir
İki yıldır eğitimde yaşanan aksamaların özellikle ilkokul öğrencileri için çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Sur, “Okul bahçeleri açık sınıf haline getirilmeli ve eğitimde eksik kalınan noktaların tamamlanmasına ayrılmalı. Açık havanın da verdiği fırsatı kullanmak zorundayız. Sadece esnafı konuşuyoruz ama okullara da odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Açık hava sınıflarıyla bu yaz tamamlanma gündeme getirilmeli.” dedi.