Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl: Ruhsat alındıktan sonra denetim yapılmıyor!

"Yangın güvenliğinde eksiklikler felaketi getirdi!" diyen İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, Bolu Kartalkaya'da 36'si çocuk 78 kişinin ölümüne neden olan otel yangınını ve yangın güvenliği konusunu değerlendirdi: "Ruhsat alındıktan sonra denetim yapılmıyor!"

"Yangın güvenliğinde eksiklikler felaketi getirdi!"

"Ruhsat alındıktan sonra denetim yapılmıyor!"

Bolu Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin ölümüne neden olan otel yangınını ve yangın güvenliği konusunu değerlendiren İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Dedektörler, yangına hızlı müdahale imkânı sağlar. Bu sistemler sayesinde daha başlangıç aşamasında, genellikle 15 saniye içinde uyarı verir. 90 desibelin üzerinde bir sesle herkesi haberdar eder ve böylece tahliye için büyük bir zaman avantajı sağlanır.” dedi.

Denetim konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Denetim olsa eksikler olmaz. Uyarı sistemlerinin çalışır vaziyette olması lazım. Sprinkler sistemlerinin çalışır vaziyette olması lazım. Yangın çıktığında o sistemin çalışmadığını anladığımızda o ruhsatının da iptal edilmesi gerekebilir. Bizde böyle denetimler yok.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, Bolu Kartalkaya’da 36’si çocuk 78 kişinin ölümüne neden olan otel yangınını ve yangın güvenliği konusunu değerlendirdi.


Yanmaz denildiğinde akla ilk gelen betonarme yapılar…

Yangının, "yangın üçgeni" denilen yanıcı madde, oksijen ve tutuşturucu kaynaktan oluştuğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yanmaz malzeme denildiğinde ilk akla gelenin, betonarme karkas yapıları olduğunu, bu tür yapıların üzerine sıva, alçı gibi yanmaz özellikteki yöntemler uygulanabildiğini, camın da yanmaz koşullar arasında yer aldığını ve bu tür binalarda kullanılmasının tercih edilebildiğini dile getirdi.


Dış cephede yapılan yanlış uygulamalar ciddi tehlikeye neden oluyor

Yangın güvenliği açısından, dış cephe, ahşap malzemeler ve halı kullanımına değinen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Burada önemli olan halıların türü. Yanıcı özellikteki halılar, basit bir sigara külüyle bile ateşlenebilir. Halıların zor yanıcı olanları uygulanmalı. Dış cephede ise yapılan yanlış uygulamalar ciddi tehlikeye neden oluyor. Türkiye'de Binaların Yangından Korunma Yönetmeliği'ne göre, yangına güvenli, dirençli malzemeler A1 sınıfı yanmaz, A2 sınıfı zor yanıcı şeklinde sınıflandırılmış. Alüminyum dış cephe kaplamaları zor yanıyor ama yandığında da sönmesi çok zor, çünkü metal yanmasına dönüşüyor. Bazı uygulamalarda içeriye sirayet etmesin diye taş yünü gibi yanmaz malzemelerle destekleniyor. Alüminyum dış cephe kaplama veya Kartalkaya'da gördüğümüz ahşap giydirme kaplamalar da söz konusu. Zor yanan ama tutuştuğunda yanan bir malzeme. Pistlerin olduğu tarafta onlar da yandı. Zor da yansa yandı.” dedi.


Dedektörler, yangına hızlı müdahale imkânı sağlıyor

Binaların Yangından Korunma Yönetmeliğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Binanın yüksekliğiyle, kullanım kapasitesiyle alakalı mevzuat hükümleri var. Bu mevzuat hükümlerinden bir tanesi erken uyarı ve algılama sistemleri. Özellikle dedektörler, yangına hızlı müdahale imkânı sağlar. Bu sistemler sayesinde daha başlangıç aşamasında, genellikle 15 saniye içinde uyarı verir. 90 desibelin üzerinde bir sesle herkesi haberdar eder ve böylece tahliye için büyük bir zaman avantajı sağlanır. Yangın yaklaşık bir buçuk, iki dakika yatay seyirde seyreder. Bir anda hızlanmaya başlar ve anormal bir şekilde de büyür. Yangından kaçış için yaklaşık bir buçuk, iki dakikalık zamanı olabilir. Tabii bu süre yanıcı malzemenin vasfına göre değişebilir, uzayabilir veya kısalabilir.” diye konuştu.


Kaçış merdivenlerine fanlarla yukarıdan hava basılması gerekiyor 

Kaçış sistemlerinin de çok önemli olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Binanın kullanım düzenine bağlı olarak, 500 kişilik bir yapı için en az 3, daha fazla kişi için ise 4 kaçış çıkışı olması gerekmektedir. Koridor genişlikleri genellikle 2 ila 2,5 metre olarak planlanmalı, bu sayede tahliye sırasında rahat bir şekilde hareket edilmedi sağlanır. Kaçış merdivenleri ise pozitif basınçlandırılmış şekilde tasarlanmalıdır. Bu, yüksek sıcaklıktaki dumanın merdivenlere dolmasını önlemek için gereklidir. Fanlarla yukarıdan hava basılması gerekiyor ki insanlar oradan güvenle kaçabilsin. Bunlar olmadığı zaman da işte böyle facialarla karşılaşırız.” şeklinde konuştu.


Söndürme sistemleri, yangını yüzde 96.7 oranında başarıyla söndürebilir

Bazı yangınların hızla büyüdüğüne işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Otomatik söndürme sistemleri, özellikle otel gibi binalarda zorunlu olarak olması gereken önemli bir güvenlik önlemidir. Ancak bu sistemlerin mevcut olmaması veya çalışmaması büyük bir dezavantaj yaratır. Söndürme sistemleri, yangını yüzde 96.7 oranında başarıyla söndürebilir. Söndürülemediği takdirde çoğalmayı baskılayarak itfaiyenin olayının yerine gelmesi için kritik zaman kazandırır.” dedi.


Hızlı tahliye yapılamamış

Kartalkaya’daki yangında ölenlerden bazılarının odada giyinmeye çalıştıklarının tespit edildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Orada da zaman kaybetmişler anlaşıldığı kadarıyla. Dolayısıyla hızlı tahliye yapılamamış. Çıkış yolu bulunamamış. Duman bastırdığında göz gözü görmeyecek şekilde yüksek sıcaklıklarla beraber odanın dışına çıkamayacak duruma geliniyor. Dolayısıyla kaçış merdivenleri çok önemli.” ifadesinde bulundu.


Otel betonarme ama içerideki malzemeler sıkıntılı

Otelin betonarme bir bina olduğunu ancak dış cephesini yalıtım malzemesi kullanılmış ahşaptan oluştuğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Ahşap kaplamayı kimyasala batırıyorlar. 5-6 saat kimyasalda tutuyorlar. Genelde Bolu'da yapılan bir iş o bu. O da ve ısıyla ilgili iletkenliğini azaltarak yanmazlığını biraz azaltıyor, daha zor yanar hale getiriyor. İçerideki malzemelerle ilgili sıkıntı var. Orada lambriler var. Onlar kolay yanıcı malzemeler. Onlar yangın yükünü arttırmış.” diye konuştu.


Bir mevzuat değişikliği gerekiyor…

Denetim konusuna da değinen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, şöyle devam etti:
“Denetim olsa eksikler olmaz. Uyarı sistemlerinin çalışır vaziyette olması lazım. Sprinkler sistemlerinin çalışır vaziyette olması lazım. Yangın çıktığında o sistemin çalışmadığını anladığımızda o ruhsatının da iptal edilmesi gerekebilir. Bizde böyle denetimler yok. Biz ruhsat alma aşamasından sonra bir daha kimse uğramıyor. Turizm Bakanlığının denetiminde olan bir yeri ne itfaiye ne emniyet gelip de denetleyebiliyor. Turizm Bakanlığı da denetlerken itfaiye raporu var mı, yok mu diye bakıyor. Onlar da çıkartıp önceden aldıkları raporu gösteriyorlar. Ama içeride bir tadilat yapmışlar, değişiklik yapmışlar veya sistem çalışmamış, periyodik bakımlarını yaptırmamışlar kimse bilmiyor. Açıklama yapıldı, 2021 ve 2024'te yangınla ilgili uygunluk raporu var. Ama Turizm Bakanlığı sistemin çalışıp çalışmadığını denetlemiyor. İtfaiyenin uhdesinde olduğu için itfaiyenin verdiği kâğıt üzerindeki rapora güveniliyor. O raporda bazen kafeteryayla ilgili oluyor. Bazen başka bir şeyle ilgili oluyor. Dolayısıyla biz kâğıt üzerinde işlemlerimizi iyi yapıyoruz. Dolayısıyla burada da bir mevzuat değişikliği gerekiyor. Nasıl iki araçlarımızı periyodik muayeneye tabi tutuyoruz TÜVTÜRK istasyonlarında iki senede bir, mevzuata itfaiyenin yapacağı bu şekilde bir denetleme eklenmeli.”

Denetimle ilgili mekanizma oluşturulması lazım
Turizm Bakanlığının yangın güvenliğini denetleyebilecek mekanizmayı oluşturmasının gerekebileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Şu anda belediyelerin uhdesinde çalışan itfaiyelerin gözetiminde bu denetimler iskân veya ruhsat alana kadar yapılıyor. Denetlemeler periyodik olarak yapılmalı. Denetimle ilgili mekanizma oluşturulması lazım” şeklinde sözlerini tamamladı.

bolu kartalkaya i̇ş sağlığı ve güvenliği uzmanı otel yangını yangın denetimleri yangın güvenliği