Siber zorbalıkla mücadelede farkındalığın artırılması şart
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli'nin intiharı İle gündeme gelen sanal zorbalık, günümüzün en yaygın ve önemli sorunları arasında yer alıyor. Siber zorbalığın pek çok yöntemi olduğunu belirten uzmanlar, ailelere önemli görevler düştüğüne dikkat çekiyor.
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Koordinatörü, Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz son günlerde gündemde olan siber zorbalık hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Siber zorbalığın farklı şekillerde ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, şunları söyledi: “Zorbalık şiddetin alt grubunda yer alıyor. Siber zorbalık dediğimizde bir biçimde internet aracılığıyla mail aracılığıyla ya da sanal alem aracılığıyla özellikle gençler arasında daha yaygın görülen, kişinin kendini daha kötü hissetmesini sağlayan, kişinin psikolojik olarak tramvaya uğramasına, kendini değersiz hissetmesine ve başkalarının yanında küçük düşmesine utanç duymasını sağlayacak çeşitli sanal yöntemlerdir. Burada kişinin psikolojik olarak mağduriyet durumu ortaya çıkıyor. Bunu birçok yöntemle yapabiliyorlar.
Kişiye değersiz olduğu hissettirilmeye çalışılıyor
Sanal bir ortamda neler yapılabiliyor; bunlar arasında çok önemlilerinden bir tanesi özellikle gençlerde çok yaygın. Gencin kendinin değersiz olduğunu hissetmesi ya da psikolojik olarak veya fiziksel olarak bir engelinin özrünün ortaya koyularak kişiye değersiz olduğunu, hayatının yaşamaya değmez olduğunu hissettirmek. Gence ‘Neden kendini öldürmüyorsun senin bu dünyada ne yerin var?’ gibi mesajlarla kişinin intiharına yol açan durumlar örnek olarak gösterilebilir.
Özel bilgileri alınarak aşağılanması hedefleniyor
Bir diğeri başka bir kimlik altında o kız ya da erkekle karşı cinsten bir arkadaşlık kurarak özel bilgilerinin alınması, daha sonra bunun sanal ortamda başkaları tarafından görülmesini sağlanarak yine kişinin küçük düşürülmesi, aşağılanması durumuyla karşılaşması.
Fotoğraflar yoluyla uygulanabiliyor
Yine bir başkasına bakıldığında farklı resimlerin çekilerek bu çıplak resimler olabilir bunların yine sanal ortamda yayılarak yaşıtları tarafından yine kötü duruma düşürülmesi utanç haline gelmesi ve aşağılanması duygusudur. Sonuçta bir mağduriyet var ve bir kurban durumu var zaman zaman bu kurbanlığı sağlayan zorbalık yapan bir kişi var, bazen ikisi de aynı kişi olabiliyorlar.”
İnternette geçirilen süre çok fazla
Siber zorbalığın bütün dünyada yaygın olduğunu belirten Nesrin Dilbaz, “Yurt dışında yapılan araştırmalarda lise gençlerinin yüzde 50 oranında hayatında bir kez de olsa siber zorbalığa uğramış görünüyor. Bizim ülkemizde de çok ciddi bir risk var. Nedeni şu; çünkü bizim gençlerimizde yaptığımız araştırmalarda özellikle 16 yaş lise öğrencilerine yapılan çalışmalarda günün üç saatinden daha fazlasını internette geçirdiklerini görüyoruz. İnternette oldukları müddet içinde siber zorbalıkla karşı karşıya gelme riskleri çok fazla. Bakın oyun esnasında bile olabiliyor bu. Bir olgu vardı; beğenmediği bir oyunla ilgili bir yorum yapınca ondan nefret eden ya da oyundan nefret ettiği için ondan nefret duyan bir başka gencin birçok ortamda bunun adresini vererek kendisine bir düşman grup oluşturması ve bununla ilgili ölüm tehditleri alabileceği bir durum oluşuyor. Bir gencin ne kadar büyük bir kaygı yaşadığını düşünebiliyor musunuz? Genç fiziksel olarak birçok şey hissediyor ama psikolojik olarak kendini toplumdan çekiyor, o utanç duygusuyla okula gitmiyor ve yaşıtlarıyla ilişki kurmuyor. Artık hiçbir şeyden zevk almamaya başlıyor hayat onun için yaşanmaz duruma geliyor” diye konuştu.
Süre ve nasıl kullandıkları denetlenmeli
Prof Dr Nesrin Dilbaz, siber zorbalığa karşı alınacak önlemler konusunda ailelere önemli görevler düştüğünü belirterek “Birincisi aileler çocukları internete girdikleri sırada denetlemeliler. Nereye giriyorlar, nereyle görüşüyorlar, hangi sitelere giriyorlar? Bunun zaman zaman koruma programlarıyla zaman zaman interneti kontrol ederek zararlı olabilecek sitelere girmelerini engellemeleri önemli” dedi.
Okullarda farkındalık alanında çalışmaların yapılması gerektiğini kaydeden Dilbaz,
“Milli Eğitim’de bu yönde çalışmalar olduğunu biliyorum bu yönde birçok çalışma yapılıyor. Bu da gençlerin siber zorbalık konusunda farkındalıklarının arttırılmasıdır. Yani sanal alemde denetleyecek ama diğer taraftan gençler bununla karşı karşıya geldiklerinde mutlaka rehber öğretmenler ya da ebeveynlerini bilgilendirmeleri daha baştan itibaren önlem almaları gerekiyor. Bazı gençler bu saldırılardan daha çabuk etkileniyorlar, onun için iki ana yöntem var. Denetim ve siber zorbalık konusundan gençlerin farkındalığının arttırılması” diye konuştu.