Sıcak havalarda 'deliryum'a yenik düşmeyin
Yaz aylarının kâbusu güneş çarpması, hava sıcaklığının yüksek olduğu ortamlarda uzun süre korunmasız kalan bireylerde, vücut ısısının 40 derecenin üzerine çıktığı, kuru ve sıcak ciltle birlikte deliryum, nöbet ve koma gibi santral sinir sistemi tablolarının görüldüğü tehlikeli bir durum. Peki, zamanında tedavi edilmezse kalp krizine kadar varabilecek sorunlara yol açan güneş çarpmasına karşı nasıl önlemler almalı, kendimizi güneşin bayıltıcı etkisinden nasıl korumalıyız?
Normalde insan vücudu terleme ve terin buharlaşması ile soğurken (ısı kaybederken); havadaki nem oranının yüzde 75 olduğu ortamlarda bu mekanizma işe yaramıyor. İşte bu gibi ortamlar güneş (sıcak) çarpmasına zemin hazırlıyor. Özellikle yaşlılar, kalp hastalığı olan kişiler ve şeker hastaları güneş çarpmasından en çok zarar görebilecek risk grubunu oluşturuyor.
Medical Park Fatih Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, şu sıcak günlerde sık karşılaşmaya başladığımız güneş çarpması hakkında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı:
HIZLI NEFES ALIP VERME, NABIZDA ARTIŞ, BAŞ AĞRISI…
Güneş çarpması durumunda insanlarda belli başlı belirtilere rastlanır. Vücut ısısı 40 derecenin üzerindedir. Hızlı nefes alıp verme (dakikada 20’den fazla) ve nabızda artış (dakikada 100’den fazla) görülür. Genellikle baş ağrısı vardır. Deri sıcak ve kurudur. Hastaların yüzde 25’inde tansiyon düşüktür. Baş dönmesi, mide bulantısı, nöbet geçirme hatta komaya kadar gidebilen sinir sistemi bulguları görülebilir.
Aşırı sıcak havalar, yoğun su ve tuz kaybı yaşanması sebebiyle yeterli sıvı tuz tüketilmediği için'deliryum' olarak bilinen hastalığa da neden olabilir. Deliryumda kişide algı bozuklukları, olmayan şeyleri görme, etrafındaki insanlara karşı davranış anormallikleri görülebilir. Çevresindekileri tanımayabilir, hatta kendisine zarar verebilir. Bilincinde dalgalanmalar olabilir. Farklı bir yerdeymiş gibi davranabilir. Deliryum erken teşhis ve tedavi yapılmazsa, yani ihmal edilirse ölüme kadar da götürebilir.
KALP KRİZİ VE SOLUNUM YETMEZLİĞİ GÖRÜLEBİLİR
Gerekli tedaviyi alamayan hastalarda kas yıkımı, akut böbrek yetersizliği, akut solunum yetmezliği, kalp krizi, karaciğer hasarı, bağırsak ve pankreas hasarı görülebilir. Son evrede ise durdurulamayan kanamalar ve spontan damar içi pıhtılaşmasıyla giden “yaygın damar içi pıhtılaşma” tablosu görülebilir.
GÜNEŞE ‘ÇARPILMAMAK’ İÇİN 7 ÖNLEM
Güneş çarpması yaşamamak için almamız gereken önlemler nelerdir?
Kıyafetler önemli: Hava sıcaklığına uygun, vücut ısısını çok artırmayacak açık renkli kıyafetler giyilmeli. 11.00–15.00 saatleri arasında güneş altında kalınmamalı; illa kalınması gerekirse geniş kenarlı şapkalar kullanılarak güneşten korunulmalı.
Su içmeyi hatırlayın: Su içmek için, susamayı beklememeliyiz. Mineralden zengin maden suyu tüketimi kaybedilen mineralleri yerine koyması açısından faydalı olabilir. Tuz tüketimini böbrek veya kalp hastalığınız yoksa artırın. Mümkünse kaya tuzu kullanın çünkü kaya tuzunda diğer iz elementler de bulunduğundan, bunların kaybolan eksikliği de yerine konacaktır.
Kızartma ve aşırı yağlı besinler yemekten kaçının: Özellikle öğlen saatlerinde hazmı zor yiyecekleri tüketmekten kaçınılmalı.
Alkolden uzak durun: Alkol, sıcak günlerde vücut ısısını dengeleyen sistemler üzerine negatif etki yapacağı ve su kaybını artıracağı için aşırı sıcaklarda tüketilmemeli.
Spor yaptığınız saate dikkat edin: Sıcaklığın en yüksek olduğu ve güneş ışınlarının neredeyse dik olarak dünyaya indiği 11.00-15.00 saatleri arasında, güneş altında yorucu spor yapılmamalı.
Duş kurtarıcı olabilir: Çok sıcak günlerde serin su ile sık duş almak vücut ısısını düşürmeye yardımcıdır.
GÜNEŞ ÇARPMASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Güneş çarpmasının tedavisinde (hastane ortamında) öncelikle gerek duyuluyorsa solunum desteği sağlanır; hastanın soğutulmasına devam edilir. Dolaşım sisteminin devamlılığın korunması için damar yolu vasıtasıyla elektrolitli sıvı takviyesi yapılır. Nöbet geçiren hastalarda uygun ilaçlar ile sinir sisteminin stabilitesi sağlanır.