Toplumsal duyarsızlaşma önlenebilir mi?
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, toplumsal duyarsızlaşma hakkında değerlendirmelerde bulundu ve nasıl önlenebileceği ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Toplumsal duyarsızlaşma, sosyal sorunları çoğaltan bir fenomen!
Toplumu oluşturan geleneklere, toplumun güncel sorunlarına ve toplumu sürdürecek tahayyüllere karşı gelişen yoğun ilgisizlik hali, toplumsal duyarsızlaşma olarak kabul ediliyor. Duyarsızlaşmanın özellikle günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu en derin sorunlardan biri olduğunu ifade eden uzmanlar, sosyal sorunların çoğalmasında da önemli etkiye sahip bir fenomen olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar; otoriter siyasal idare, makineleşme, metropolleşme ve statükocu kültür tekelleri nedeniyle ortaya çıkan toplumsal duyarsızlaşmanın değerler eğitimi sayesinde önlenebileceğini vurguluyor. Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, toplumsal duyarsızlaşma hakkında değerlendirmelerde bulundu ve nasıl önlenebileceği ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.
Sorunlara karşı ilgisizlik toplumsal duyarsızlaşmaya yol açıyorToplumsal duyarsızlaşmanın toplumu oluşturan geleneklere, toplumun güncel sorunlarına ve toplumu sürdürecek tahayyüllere karşı gelişen yoğun ilgisizlik hali olarak tanımlanabileceğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma; toplumu temellendiren vatan, dil, aile ve eğitim gibi ortak değerlere, toplumu süreklileştiren adalet, bayındırlık ve barış gibi acil ihtiyaçlara, toplumu geleceğe taşıyacak özgün maddi ve kültürel inşalara yönelik herhangi bir düşünce, duygu ve eylem bağlamı üretmeme durumunu ifade ediyor.” ifadelerini kullandı.
Günümüz toplumlarının en derin sorunlarından biri…
Duyarsızlaşmanın insanı diğer canlılardan ayıran önemli bir özellik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleymanlı, ”Bu nedenle insan kendisine ve çevresine duyarlı yani etik bir anlayış sergiler. Duyarsızlaşmanın özellikle günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu en derin sorunlardan biri olduğu gibi, sosyal sorunların çoğalmasında da önemli etkiye sahip fenomen olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle günümüzde iklim krizi ve çevre yıkımlarının etkileri daha somut ve geniş ölçekli hissedilmeye, gözlemlenmeye başladıkça toplumsal duyarsızlaşma kapsamındaki eleştirilerin yapıya ve özneye ekolojik açılardan yöneltildiğini görmekteyiz.” dedi.Metropolleşme de toplumsal duyarsızlaşmaya yol açabilir
Toplumsal duyarsızlaşmanın otoriter siyasal idare ve statükocu kültür tekelleri nedeniyle ortaya çıkabildiği gibi metropolleşme ve makineleşme gibi çağdaş yaşam unsurlarına bağlı olarak da meydana gelebildiğini dile getiren Prof. Dr. Süleymanlı, “İktidarın kendi çıkarları dahilinde toplumun çıkarlarını tali bir hale getirmek için maddi ve kültürel anlamdaki tüm gücünü kullanması, toplumsal duyarsızlaşma durumuna neden olabilir. Bu nedenle de baskı veya rıza aygıtları kullanılarak toplumsal düşünce, duygu ve eylem gücünün sınırlandırılmasına binaen toplumsal duyarsızlaşma durumunun geliştiğini görmek mümkün.” ifadelerini kullandı.Toplumsal duyarsızlaşma önlenebilir
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma durumunun en önemli belirtilerinden biri toplumun kendi temelleri, güncel sorunları ve gelecek tahayyülleri üzerine herhangi bir duygu, düşünce ve eylem bağlamı geliştirmemesidir.” dedi.Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumun kendi geçmişini unutması, bugün geldiği noktayı fark edememesi ve gelecekte var olma amacına yönelik olan motivasyonunu yitirmesi halinde toplumsal duyarsızlaşma durumunun varlığından söz edilebilir. Dolayısıyla belleğini, bilincini ve hayal gücünü kaybeden bir toplumun toplumsal duyarsızlaşma durumu içinde olduğu açıktır. Toplumsal duyarsızlaşma durumu önlenebilir. Bu noktada toplumsal yaşamı ve sistemi kapsayan disiplinler arası, derinlikli, bütüncül, eleştirel ve özgün bir eğitim-öğretim anlayışı inşa etmeye çalışmak zorunludur. Maddi ve manevi açıdan toplumun akli, hissi ve fiili yetilerini anmaya, anlamaya ve aşmaya çabalayan bir eğitim-öğretim anlayışı geliştirmenin, toplumsal duyarsızlaşmayı önleyebilir.”