Türk Tarımına Kazandırılmış Bitki: İzmir Kekiği
İzmir kekiğini Türk tarımına ve ekonomisine kazandıran Egeli akademisyen Prof. Dr. Ceylan, İzmir kekiğinin doğadan tarlaya iniş serüvenini anlattı...
İZMİR(Ege Ajans)- İzmir kekiğini Türk tarımına ve ekonomisine kazandıran Egeli akademisyen Prof. Dr. Ayhan Ceylan, İzmir kekiğinin doğadan tarlaya iniş serüveni anlattı. Prof. Dr. Ceylan, “Kekikte ıslah çalışmaları diğer bitkilere göre hem çok az ve hem de çok yenidir. Yurdumuzda İzmir kekiği üzerinde ilk ıslah çalışmaları Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde yapılmış ve sonunda iki kekik çeşidi 2002 yılında Tarım Bakanlığı tarafından tescil edilmiştir. Bunlar Ceylan 2002 ve Tayşi 2002 olarak adlandırılmıştır” dedi.
İzmir kekiğinin üretimi konusunda öncü bilimsel çalışmalar gerçekleştiren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayhan Ceylan, İzmir kekiğinin doğadan tarlaya iniş serüveni ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Ceylan, “Yurdumuz florasında bol miktarda bulunan ve kekik adı altında farklı cins ve türlerden oluşan toplama kekik, yıllardır yurt içinde tüketildiği gibi yurt dışına da ihraç edilmektedir. 1970’li yıllarda dünya kekik ticaretinin yarıdan fazlasını Türkiye karşılıyordu. Ancak Türkiye’de hiç kekik üretimi yoktu. Bütün materyal doğadan toplanarak tüketiliyor ve ihraç ediliyordu. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Tıbbi Bitkiler seksiyonu, bu kadar çok hem tüketilen ve hem de ihraç edilen kekik bitkisinin tarıma kazandırılması gerektiği görüşüne vardı ve bu yönde araştırılmasına karar verdi” dedi.
Dünyada baharat olarak tüketilen bitkiler arasında kekiğin çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayhan Ceylan, “Türkiye’nin baharat ihracatının yaklaşık üçte birini kekik grubu oluşturmaktadır. Florada çok yaygın olarak bulunduğundan, yıllardır toplanarak hem yurt içinde tüketilmiş ve hem de ihraç edilmiştir. Ancak doğadan toplananlarda belli bir kalite standardının bulunmaması, özellikle uçucu yağ oranlarının düşük olması, böcek ve böcek artıklarının olması, hayvan kıl, tüy ve dışkılarının bulunması, toplamada doğaya zarar verilmesi, dünyada doğadan bitki toplanmasına karşı bir fikir oluşturmuştur. Bu nedenle birçok bitkide olduğu gibi kekikte de tarlavari üretime geçilmesi gerektiği fikri oluşmuştur. Yurdumuzda kekik ihracatı yapan firmalarda bu bitkinin doğadan toplama yanında tarlavari üretiminin yapılması fikri 1990 yıllarında oluşmaya başlamış ve 2000’li yıllarda da artık kekik üretimine geçilmiştir” diye konuştu.
Tüm bitkilerde olduğu gibi İzmir kekiğinde de verim ve kalitenin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ceylan, “Kekikte ıslah çalışmaları diğer bitkilere göre hem çok az ve hem de çok yenidir. Yurdumuzda Origanum onites üzerinde ilk ıslah çalışmaları Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde yapılmış ve sonunda iki kekik çeşidi 2002 yılında Tarım Bakanlığı tarafından tescil edilmiştir. Bunlar “Ceylan 2002” ve “Tayşi 2002” olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünün geliştirdiği kekik çeşidi Oğuz-2012 ismi ile bakanlık tarafından 2015 yılında tescil edilmiştir” dedi.
“Kekik tarımı gittikçe yaygınlaşıyor”
İzmir kekiğinin tarlaya iniş serüveni ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ceylan, “Bu materyali ilk defa 1972 yılında İzmir Seferihisar yöresinde topladığımız İzmir kekiği tohumları ile oluşturduk. Araştırmalara önce kekiğin agronomik özelliklerini belirleme çalışmaları ile başladık. Bu çalışmalarla İzmir kekiğinin tarla koşullarında tarımının iyi bir şekilde yapılabileceği ve yeterli verim alınabileceğini belirledik. İstenilen kaliteyi sağlayamazsanız ticaret yapma şansınız yoktur. Bu nedenle agronomik çalışmalar yanında ıslah araştırmalarına da yoğunlaştık. Kekikte kalite denilince akla ilk gelenler uçucu yağ oranı, uçucu yağın bileşimidir. İlk bölüm ıslah çalışmamız 1988 yılına kadar devam etti. Ancak uçucu yağ oranları kekik ticareti ile uğraşan firmaların istekleri düzeyinde değildi. Bu nedenle 1991 yılında Batı Anadolu’nun 10 ilinden toplanan ve yaklaşık 1700’e yakın tek bitki analizi ile Muğla, Antalya ve İzmir ili popülasyonlarının ele alındığı araştırmayı klon seleksiyon yöntemi ile yürütmeye başladık. 2002 yılında iki İzmir kekiği çeşidimiz Ceylan 2002, Tayşi 2002 Tarım Bakanlığı tarafından tescil edilen ilk kekik çeşitleri oldu. 1990 yıllarının ortalarında İzmir’de bir firma ve Denizli’de de bir müteşebbis kekik yetiştirmek istediklerini belirterek yardımcı olmamızı talep ettiler. Her iki müteşebbise de hem bilgi yönünden yardımcı olduk hem de tohum ve fide vererek destekledik. Böylece kekik Türkiye’de ilk defa tarlaya inmiş oldu” diye konuştu.
Kekik tarımının 2000’li yıllardan itibaren çok hızlı bir yayılma gösterdiğini ve bu trendin hala devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Ceylan, “Tarlada kekik üretimi arttıkça doğadan toplama da gittikçe azaldı. Bugün doğadan toplanan kekik üretilenin kekiğin yüzde 20’sinden daha düşük seviyelere inmiştir. 1972 yılında başladığımız kekik araştırmalarını yürütürken Almanya Justus Liebig Üniversitesi Bitki Yetiştirme ve Islahı Enstitüsü ile yürüttüğümüz yaklaşık 20 yıllık araştırma projesi, TÜBİTAK’a sunduğumuz projeler, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile yürüttüğümüz müşterek proje, Özel sektörün maddi desteği kekiğin doğadan tarlaya inmesinde çok büyük katkıları olmuştur. Adı geçen kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Kekik araştırmalarına başlamamız ve sonunda doğadan topladığımız materyalden tarlada üretimi yapılacak çeşidin tescil edilmesi süresi 30 yılı buldu. Bu dönem içinde birçok çalışma arkadaşlarımla birlikte uğraştık. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak kekik araştırmasını birlikte başlattığım Prof. Dr. Annelisa Vömel’e ve daha sonra uzun yıllar çalışarak bu büyük projeyi birlikte sonlandırıp Türk tarımına yeni bir kültür bitkisini kazandırdığımız meslektaşım Prof.Dr. Emine Bayram’a özellikle teşekkür ediyorum” dedi.