Yüksek kolesterolde en büyük etken aile!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, lipid düzeyi bozukluğu hakkında önemli bilgiler verdi.
Yaygın olarak “kolesterol” olarak bilinen lipid düzeyi bozukluğu, başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere, birçok hastalığa yol açıyor. Lipid düzeyi bozukluğunun kalp damarlarında darlık ve tıkanmaya yol açtığını belirten uzmanlar ailesel faktörlere dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Baltalı, lipid düzeyi bozukluğu hakkında önemli bilgiler verdi. “Lipid düzeyi bozukluğu bir kolesterol. Kolesterol ise bir yağın parçası yani ondan bir madde veya lipidin bir bölümüdür. Karaciğerde üretiliyor ve daha sonra vücuda dağılıyor. Zararlı olan veya fazla kolesterol de tekrar karaciğere geri taşınıyor” diyen Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Lipid düzeyi bozuklukları her halükarda tedavi edilmesi gereken bir sorundur” uyarısında bulundu.
Hayvansal yağlar, kötü kolesterole yol açıyor!
Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Lipid düzeyi bozukluğu şu şekilde; burada başka bir şey daha var o da zararlı kısmı fazla olan protein ve lipid karışımı. Bu, vücuda zararlı olan kötü kolesterol dediğimiz şey” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yağ kalbe giden damarlarda birikiyor. Birikmesi ise kalp krizine, kalp damar hastalıklarına ve koroner arter damar hastalıklarına yol açıyor. Kötü kolesterol düzeyi daha fazla birikmeye yol açıyor ve vücuda zarar veriyor. Bu hastalıkları tedavi edersek kalp krizi riskini azaltmış oluruz. Bunu iki şekilde yapabiliriz. İlki diyetimize dikkat ederek ikincisi ise hayvansal yağ tüketmeyerek riskimizi azaltabiliriz.
Yüksek kolesterolün birinci sebebi: Ailesel faktörler
‘Lipid düzeyi bozukluğu’ dediğimiz şey, vücuttaki kötü kolesterolün damarlarda yüksek düzeyde birikmesidir. Bu birikmenin kaynaklandığı sebeplerden birincisi ailesel faktörler dolayısı ile anne-babadan kaynaklanan lipid düzeyidir. Anne-babası 50 yaşının altında kalp krizi geçirmiş olan veya kalp damarlarında yüksek birikme yaşayanların, kalp krizine yakalanma riski normal bireylerden daha yüksektir. Normal bireylerden daha yüksek olduğu için bunlarda kolesterol düzeyini düşürmek veya normal insanlarda kötü beslenme hareketsizlik vb. durumlardan kaynaklanan hastalık riskinin azaltılması gerekiyor. Bunu ölçümünü, kötü kolesterol-iyi kolesterol ölçümüne bakarak yapabiliriz.”
İşlenmiş etlerden uzak durun!
Kötü kolesterolün ikinci nedeninin beslenme alışkanlığı olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Özellikle sucuk, salam, sosis, pastırma gibi işlenmiş etler, yağlı et gibi besinlerden fazla tüketmekten kaynaklanan bir hastalıktır. En önemli iki nedeni budur. Özellikle tüm toplumu içine alan neden yaşam tarzının bozuk olması yani kötü beslenme ve hareketsizliktir” dedi.
Yüksek kolesterol, özellikle kalp-damar hastalıklarına yol açıyor
Lipid düzeyi bozukluğunun özellikle kalp-damar hastalıklarına yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Kalp damarlarında bir darlık olması veya kalp krizi dediğimiz kalbi besleyen damarın tıkanması hastalıklara neden olur. Bu durum da ciddi olarak kalp yetersizliğine ve yaşam süresinin kısalmasına, ani ölümlere, yaşam kalitesinin azalmasına felçlere neden oluyor” şeklinde konuştu.
Başlıca belirtiler: Göğüs ağrısı ve yanma
Lipid düzeyi bozukluğunun yol açtığı hastalıkların belirtilerine değinen Prof. Dr. Baltalı, “Özellikle 40 yaş erkekler üzerinde, 60-65 yaş kadınlar üzerinde göğüste oluşan bir ağrı, yanma en sık oluşan durumdur. Bunu dışında aşırı bir nefes darlığı, karın ağrısı, bulantı, sessizken sesini duyabilme oluşabiliyor” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
Hastalıklardan korunmak için sağlıklı beslenin!
Bu hastalıklardan korunmak için; en önemlisi yediğimize, içtiğimize, hareketliliğimize, yaşam tarzımıza dikkat etmeli ve sağlıklı hale getirmeliyiz. Sağlıklı hale getirmek için koroner arter hastalığı nedenini gidermek gerekir. Bunlardan en önemlisi sigara kullanımıdır. Aynı zamanda bu hastalıkların önüne geçmek için tansiyon tuz oranı düşürüp, yediğimize içtiğimize çok dikkat etmek durumundayız. Hayvansal gıdalardan, yağlardan mümkün olduğu kadar kaçınılmalıdır.
Bir başka önemli konu ise 20 yaşından itibaren lipid prokalsitoninin kontrol edilmesi gerekir. Yüksek ise düşürmek gerekir. Bu da yediklerimizde seçici olmamız gerektiğini gösterir. Örneğin; trans yağlardan uzak durmalıyız.”