24 Haziran seçimleri hakkında her şey!
Oy kullanım ve sayım konusunda, özellikle CHP'ye oy verenlerden gelen mesajlar; sanki bir alavere-dalavere dönmüş algısını yaratıyor.
Oy kullanımda hazır ve nazır bulunan parti temsilcileri ve müşahitleri, yurt dışından gelen yüzlerce gözlemci ve de oya sahip çıkma girişimleri sonucunda, seçimlere abartıldığı kadar hile karıştığını düşünmüyorum.
Olası bir şaibenin de yüzde 0.25'i geçme ihtimali olmadığını sanıyorum.
Dolayısıyla rakamlar gerçeği yansıtmakta.
Durum ve sonuç böyle olmakla birlikte, değerlendirme yaparken bu veriler üzerinden konuşmakta yarar var.
HALKI HAKİR GÖREREK İKTİDAR OLUNMAZ
Kaybeden tarafta, "Bu halk cahil, bu halk eğitimsiz, bu halk yobaz, bunlardan hiçbir şey olmaz!..” (!) şeklinde ifadelerle yenilgiye avuntu aranıyor.
Kazanan tarafın aslında düşük/niteliksiz (!) bir güruhtan oluştuğu ima ediliyor.
Ortaya konulan bu tavır; (aktif-pasif) saldırganca bir ruh halini oluşturuyor.
Ben konuya biraz daha farklı bir açıdan yaklaşmak istiyorum.
Bir bütün olarak bakıldığında...
Bugün Türkiye topraklarında yaşayan vatandaşların muazzam bir olgunluk içinde ve rasyonel biçimde oy kullandığına şahit olduk.
Peki, bu olgunluk ve rasyonalite neyin ürünü?
Bunu kestirmek zor!
Ancak...
Bu topraklarda binlerce yıldan beri o kadar çok hükümran ve medeniyet gelip geçmiş ki...
Bu tarihi birikimle oluşan toplumsal deneyim, geleneklere daha sıkı tutunmak gibi reaksiyoner-savunmacı bir tutum benimseyen vatandaşı, sapla samanı ayırma konusunda iç güdüsel olarak geliştirmiş.
RAKAMLARIN DİLİ
Kısa sürede popüler olan Muharrem İnce'nin toplumda bir damar yakaladığını söyleyebiliriz.
Bu damar; 16 yıldır iktidarda olan Erdoğan’dan bezenler, yaşam tarzı konusunda huzursuz olanlar, "Vay malı götürdüler; ben niye götüremedim..." diye kahrolan gruplar (bu kümeye önemli medya esnafı da dahildir) ve bir dizi başka katmanların oluşumudur.
Bu seçimsel koalisyonun desteğiyle, kendi partisinin üzerinde oy alan Muharrem İnce, toplumda biriken gazın patlamaya yol açmadan atmosfere bırakılmasının önemli supabı olmuştur.
Altını çizmekte fayda var!..
Vatandaş, işin ehli olarak gördüğü için, nihayetinde oyunu Erdoğan’a vermiştir.
Aynı vatandaş, her iki adayın da temsil ettiği partilere daha az oy vermiştir.
Ancak nedenleri farklıdır.
CHP'ye verilen uyarı niteliğindeki mesaj, "Kılıçdaroğlu sen bu işi bırak!.." yönündedir.
AK Parti'ye verilen mesaj da "Fazla kibirli oldunuz; bizden koptunuz!" uyarısıdır.
Diğer taraftan her iki partinin de, ilk defa sandık başına giden 2 milyon gençten oy alamaması gelecekleri için en ciddi uyarıdır.
HDP'YE YAPILAN UYARI
Türk entelinin her daim hakir gördüğü ortalama vatandaşın HDP'ye verdiği mesaj mükemmelin ötesindedir.
Birinci mesaj: "Demirtaş kardeşim, sen PKK ile bağını net bir şekilde koparamadın; o nedenle bizim cumhur adayımız olamazsın!" mesajıdır.
İkinci mesaj: "Ey HDP'li kardeşim, Kürt meselesi Türkiye’nin baş meselesidir. Meclis’e gir ! Barışçıl yollardan bu sorunu çöz!" mesajıdır.
İYİ PARTİ VE MHP’YE VERİLEN MESAJ
Birinci mesaj: "Meral hanım sizi not ettik; bir şans veriyoruz ama daha çok fırın ekmek yemeniz gerek!.." mesajıdır.
İkinci mesaj: "Devlet Bey, Kılıçdaroğlu’na inat sana oy veriyoruz. TBMM'yi dengele, fakat şu af maf işlerine girme" mesajıdır.
SONUÇ OLARAK...
Hür iradesiyle oy kullanan vatandaş, Türk entellerinin ve o entellerin mütemmim cüzü medya esnafının varsaydığından çok daha mantıklı ve çok daha bilinçli bir şekilde demokratik hakkını rekor bir katılımla kullanmış ve demokrasiye olan inancıyla nikah tazelemiştir.
"Demokrasi kazandı, ülke kaybetti, İnce kaybetti, Erdoğan kazandı..." gibi düz mantık üzerinden yapılan yavan yorumlara yer yok.
Önemli bir seçimdi; Türkiye’nin idare şekli değişti.
Yeni idare şekli, cumhuriyet’in kurulduğu günden bu yana çözülemeyen Kürt sorunu, merkezin taşrayı sömürme sorunu ve benzeri sorunların çözülmesinde aracı olabilir.
Korkmayınız! Ki vatandaş sağlam! Baktı olmadı, ya sistemi revize eder ya da yeniler. Türkiye hiçbir zaman arızaya girmez.
ENGİN CİVAN