Evet çıkarsa Erdoğan'ın ilk işi ne olacak?
KEŞKE SEVİYELİ BİR TARTIŞMA OLSAYDI
Türkiye referanduma gidiyor.
‘Evet’ çıkarsa anayasa değişikliği ile birlikte sistem değişikliği söz konusu…
‘Hayır’ çıkarsa statükoya devam!
‘Hayır’ diyenlerin mesajı açık ve net!
1- Tek adamlığa hayır.
2- Erdoğan'dan kurtulalım da ne olursa olsun.
‘Evet’ diyenlerin mesajı pek o kadar net olmasa da…
Genel temayül şöyle:
1-Güçlü Türkiye…
2-Büyümeye ve istikrara devam!
BAŞKANLIK SİSTEMİ
a) Güney Doğu
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğundan bu yana en büyük ve kronik sorunu; Güney Doğu'da yaşanan Kürt kökenli T.C. vatandaşlarıyla, merkezi Ankara hükümetlerinin arasında yaşanan sorundur.
İlk yıllarda jandarma baskısıyla kontrol edilen sistem sonradan PKK'nın doğuşuyla beraber TSK'nın faaliyet alanına girdi. Ama sorun bir türlü çözülmedi.
Yaşı müsait olanlar bilir, göreve gelen her Genel Kurmay Başkanı “PKK bu yaz bitecek” yönünde demeçler verdi. Ancak o yaz bir türlü gelmedi.
Kendi ivmesini yaratan Kürt sorunu o kadar büyük özgül ağırlık kazandı-ki bugün Rusya'nın, Almanya’nın, İngiltere'nin, Amerika'nın hatta İran'ın bile kendi PKK'sı var-
Sonuçta Osmanlı'nın son dönemlerinde kapıştığı her güç bugün bir şekilde PKK'ya sponsor.
Buna karşılık paparazzi medyada çarpıtılan haberlerin aksine; bir kısım gençliğin terör örgütü PKK'ya gönüllü katılımı söz konusu…
Daha açık ifade etmemiz gerekirse; konunun konuşulmayan ciddi bir sosyolojik dinamiği var.
b) Merkezi Yönetim
Trafik Müdürünü Keşan’dan, Emniyet Amirini Taşköprü’den, Savcıyı Manavgat’tan, Hakimi de Karaman’dan atarsan…
Merkezi sistem Ankara'dan ancak 'cart-curt'la yöneltilir.
Yerel sakinler de Ankara'ya aidiyet duygusundan ziyade 'idare et' duygusuyla yaklaşır.
90 küsur senede gelinen nokta budur.
c) Toplumsal Bilinçaltı
Küçük öğrencileri sınıfa toplayıp Türkiye haritası üzerinde ülkeyi Sevr anlaşmasıyla Batı'nın nasıl paylaştığını öğretirsen bu öğreti zaman içinde toplumun bilinçaltında büyük travmalara yol açar.
Bu noktada…
Yeni anayasa konusunda eyalet alternatifinin varlığı bu yöndeki Sevr travmasını yansıtıyor.
d) Ana Muhalefet Bürokrasi Hurdalığı
Cumhuriyet'in kurucusu, Atatürk'ün evladı CHP, uzun süredir ana muhalefet partisi konumunda.
Partinin yapısına baktığımızda neredeyse tüm üst düzey yöneticilerin bürokrasiden emekli olduğunu görüyoruz.
Kendi çıkarını her şeyin üzerinde tutan evrensel kanunun yan ürünü olan bir bürokratın sizce sistem değişikliğini kabul etmesi mümkün mü?
Burada ilginç olan ve özellikle de CHP'nin kabul etmediği, yani ifade edemediği başka bir gerçek daha var.
CHP seçimlerde Güneydoğu'da tutarlı bir şekilde sıfır çekiyor.
Başka bir açıdan değerlendirmek gerekirse…
CHP’nin bölgedeki başarısızlığını, vatandaşın merkezi yönetim ve dışardan zorlama bürokrasiye (sandık yoluyla) cevabı olarak niteleyebiliriz.
e) Başkanlık sistemi Güneydoğu sorununa çözüm olabilir mi?
ABD'nin Yeni Meksika isimli bir eyaleti var.
Yıllar önce yazdım.
Sakinlerinin tamamı Meksikalı.
Hepsi İspanyolca konuşuyor, kültürleri yüzde yüz Meksikalı.
Sınırın ötesindeki Meksikalıları sevmezler beğenmezler kendilerini Amerikalı olarak kasarlar.
REFERANDUMUN PÜF NOKTASI
İçlerinden yetişen birisinin tanımıyla: “Bu 'puşt' medyayla, etnik kliklerin kontrolündeki hukukla, topunu erken emekli eden Meclisiyle ve dışarından yeşil ışık yanınca darbe yapan üniformalı bürokratlarıyla bu memlekette sizce demokrasi mi vardı?”
Hatırlatırım! Bugüne kadar seçilen hiç bir lider sistem değişikliği için cesaret edemedi veyahut izin alamadı.
Şimdi geldik dünyada esen rüzgârla beraber tek adamlık ortamında anayasa değişikliğine.
Tartışılması Gereken Esas Sorular;
1- Bu referandumun Güneydoğu'ya geçici ateşkes değil, kalıcı barış getirip getirmeyeceğidir.
2- Recep Tayyip Erdoğan dışında başka bir liderin sistem değişikliğini gündeme getirebilme şansı var mıydı?
3-Kültürlerinin survivor mod olarak geliştirdiği 'taraflı tarafsız' olma geleneği dominant olan Kürtler, Kuzey Suriye'de, Kuzey Irak'ta, Güneydoğu Türkiye'de ve Zagros İran'ın da kendi içlerinde 'tek yürek tek yumruk' mudur, yoksa bu coğrafyanın özelliği olarak birbirlerinin gözünü mü oyarlar?
Seviyeli bir referandum tartışması bence yukarıda ki soruları içeren platform üzerinden olmalıydı.
Ama ne yazık ki bugün varılan popüler kültür buna izin vermiyor.
Sonuç olarak referandum sonucu ne çıkarsa çıksın, Milletin iradesini saygıyla karşılıyorum.
‘Hayır’ ya da ‘Evet’ çıkarsa ne olur spekülasyonuna da girmek istemiyorum.
Yalnız bir öngörümü sizlerle paylaşmak isterim.
Yazımı zahmet edip sonuna kadar okudunuz bari bir kazanımınız olsun.
16 Nisan referandum sandığından ‘Evet’ çıktığı takdirde…
Erdoğan'ın ilk yapacağı girişim;, Güneydoğu'da kalıcı barış için masaya oturmak olacaktır.
ENGİN CİVAN / ABD / 11.04.2017