Görünmez elin tekmesi ve yeni dünya düzeni
Tabii ki gündemimiz Korona.
Evlere kapandık, ana uğraşımız da sosyal medya.
Yemek yapan, komplo üreten, dezenformasyon yayan, ne ararsanız var!
Bu grup içinde, sınırlı da olsa, fütürist olarak ahkam kesenler de var.
Öngörülerin Leitmotifi: ‘Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak’
Ünlü düşünür Hariri, uluslararası iş birliğinin artacağını öngörüyor.
Ünlü yazar/gazeteci Friedman da “bu işten küreselleşme güçlenerek çıkar” diyor.
Ben de bugünkü analizimde, post-virüs dünya halleri üzerine bir beyin fırtınası yapacağım.
BENİM DENEYİMİMİN KOBAYI: AMERİKA
Amerika virüsle sınavında sınıfta kaldı.
Bunun yansımalarını her alanda gözlüyoruz.
Amerika’nın idari yapısı, sağlık sigortası olayına kapitalist biçimde yaklaşımı, doktor ve hemşire eğitiminin aşırı pahalı olması ve bir dizi ek unsur, ABD’nin sağlıkta çökmesine yol açtı.
Bunları incelerken öngörü yapmak için elimizde yeterli done var.
ÖNCE GERÇEK BİR HİKAYE...
Daha önceki salgınlardan ders alan ABD Sağlık Bakanlığı, mevcut ventilatörlerin yetersiz, hantal ve kullanımım zor olduğunu tespit eder.
Bunun üzerine Bakanlık daha ufak, daha ekonomik ve kullanımı kolay solunum cihazları arayışına girer.
Yıl 2000. Ufak bir Japon firmasının Kaliforniya eyaletinde kurduğu tesis ihaleyi kazanır.
3 adet prototip hazırlanır. O zamanki Bakanlık yetkilileri testlerden başarılı çıkan prototipler karşısında sevinçten adeta havalara uçar.
Ve seri imalata yeşil ışık yakılır.
Fakat o da ne?
Eski makineleri üreten milyar dolarlık başka bir tıbbi alet firması $100 milyon doları bastırır ve o küçük firmayı satın alır.
Hükümetler değişir ancak istenilen aletler bir türlü üretilmez ve sonunda konu kaybolur gider.
Aradan 10 sene geçer ve yeniden ihale yapılır. Yeni deneme sonunda, Mayıs 2020’de, yeni aletler teslim edilecek duruma gelinir.
Kısacası, serbest piyasa koşullarında, kar gayesiyle çalışan firmalarda, kamu yararı her zaman öncelik olmuyor. Başka bir deyişle, serbest piyasa her zaman verimli değil.
Kaynaklarının etkin tahsisi prensibi, her zaman kamu yararına olmayabiliyor.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere…
Yukarıdaki gerçek örneği bilerek verdim.
Öyle ki mevcut dünya düzenindeki kurulu sistemin şah damarının örneğidir.
Müesses dünya düzeninde ve ABD liderliğinde çalışan sistemde, serbest piyasa, serbest iş gücü, serbest ticaret, serbest sermaye hareketi ve bunun yansıması olan neo-liberal politik sistem hakimdir.
Bu politik sistemin işleyişi de konsensüsle yöneten lider ve aşırı güç kazanmış medyayı içerir.
Bu virüsün etkisi, bana, yukarıda sözünü ettiğimin sistemin mutasyona uğramasının vaktinin geldiğini gösteriyor.
EKONOMİK OLARAK…
Devletler, bu son pandemiden sonra, stratejik sektörlerinin yeni bir değerlendirmesini yapmak zorunda.
Kamu sağlığı, ulusal sağlık sigortası, sağlık altyapısı öne çıkacak.
Aynı zamanda tarım politikalarında kriz durumunda, yeterlilik, gıda tedarik zincirlerinin sağlamlığı ve hijyeni, ulusal güvenlik özelliği kazanacak.
Öyle gözüküyor ki, özel sektör, uzun soluklu, büyük stok taşıma maliyeti içeren ‘kamusal mal’ konusunun altından tek başına kalkamayacak!
Bu konular sadece devlet eliyle yapılırsa, bu sefer de verimlilik sorunu sıkıntı yaratacak.
Kısacası, özel sektörde fahiş fiyat riski ve fırsatçılık, devlette ise hastane bahçesinde ‘tavuk besleyen başhekim’ riski var.
Stratejik özellik taşıyan savunma sanayilerinde başarılı şekilde uygulanan ‘PPP = Kamu özel iş birliği’ modeli sağlık ve tarım sektöründe uygulanmalı.
POLİTİK OLARAK…
Küreselleşme, dünyanın her yerinde, durumdan memnun olmayan, ekonomik olarak pastadan fazla pay almayan geniş kitleler oluşturdu.
Bir tarafta milyonlarca dolar para kazanan futbolcular; yıllık geliri milyon dolarlara ulaşan moda mankenleri, TV sunucuları, diğer tarafta ise maaştan maaşa zar zor geçinen kitleler….
Evet, insanlar olayların farkında!
Bu kitleler memnuniyetsizliklerini sandıklarda, güçlü lider-tek adam şeklinde ifade ettiler.
Brezilya’da, Rusya’da, Çin’de, ABD’de, Türkiye'de, Hindistan’da güçlü liderler iktidarda.
Ayrıca...
Yaşanan virüs sürecinde tecrübe etmiş olduk.
Avrupa, maske konusunda, Amerika kendi eyaletleri arasındaki ventilatör konusunda, Hindistan ilaç konusunda, (örnekler çoğaltılabilir) herkes kendi başının çaresine bakmak zorunda kaldı.
Adeta küresel mahşer, gemisini kurtaran kaptan durumu…
Ülkelerin ve liderlerinin davranışlarının bana gösterdiği gerçek, küreselleşme konusunda romantik olmamam gerektiğini işaret ediyor.
Bence, Adam Smith’den bu yana dayatılan 'gizli bir elin piyasayı yönettiği' paradigması sona yaklaştı.
Bu sonla beraber, neoliberal sistem ve onun uzantısı olan çoğulcu demokrasi, medya özgürlüğü gibi 20. yüzyıl kavramları da (virüs gibi) mutasyona tabi olacak.
Ulus devlet, gümrük duvarları, yeni stratejik sektörler ve ulusal güvenlik, yeni yükselen değerler olacak.
Kısacası, işler tıkırındayken liberal ekonominin ‘gizli elinin’ kerametini methedenler, ’her gizli elin gizli bir ayağı olur’ aksiyonunu hatırlamıyorlardı.
Virüs geldi, gizli eli tamamlayan gizli ayakla dünyanın kıçına vurdu, dünyanın aklı başına geldi.
Engin Civan / 07. 04. 2020