Ayağa kalk Gökhan Demirağ
Belediye personeli deyip geçmeyin.
Yerel siyasette, iktidardaki partinin kaderini tayin edenlerin başında gelir.
Belediye personeli, mevcut iktidarı değiştirmeyi kafaya koyup, kendi içinde bu yönde bir karar aldıysa...
Cenab-ı Allah, o iktidarın yardımcısı olsun.
Neden mi? Anlatayım!
Seçim döneminde insanlar hassaslaşır.
Herkes sokağında, mahallesinde gözlem yapmaya başlar.
Özellikle seçimin son 30 gününde, belediye hizmetleri konusunda tespit edilen eksiklikler, apolitik insanlara, oylarını ne yönde kullanmaları gerektiği noktasında bir kanaat oluşturur.
Misal, 2004-2009 yılları arasında Aliağa'da hem de çok başarılı bir dönem geçirmesine rağmen, dönemin Belediye Başkanı Tansu Kaya'nın bahse konu realitenin kurbanı olduğu söylenir.
Tansu Kaya'nın iktidarına son vermeyi kafaya koyan bir grup belediye personelinin seçim sathı mahalline girildiğinde bilinçli olarak iş yavaşlattığı iddiası, yöremizin siyaset kulislerinde yıllardır örnek gösterilir.
Şimdi aynı durum Foça Belediyesi için geçerlidir.
Foça Belediyesi'nin 230 tane personeli olduğu söyleniyor.
Ne var ki şöyle bir Foça panoramasına baktığımızda, görevini layıkıyla yerine getiren, gerçekten çalışan 30 tane adam görebiliyor muyuz?
Sevgili ağabeyim Gökhan Demirağ'ın oturduğu sokaktaki çocuk parkında bile, yabani otlar neredeyse insan boyuna yaklaşmış.
Caddeler, sokaklar, meydanlar deseniz pislik içinde...
Acaba neden?
"İşte size CEHAPE'li Belediye" dedirtebilmek için olabilir mi?
Sevgili başkanım Gökhan Demirağ, biliyorum 1 Nisan'da görevin sona eriyor.
Fakat bu geminin kaptanı hala sensin.
İlk günün ile son günün arasında hiçbir fark olmamalı.
Nasıl ki Foça'ya belediye başkanı olduğunun ertesi gününde ve ondan sonraki günlerde de sabahın 5'inde sokakları denetliyordun...
Hadi sevgili başkan, ayağa kalk, şu kalan 10 günde öyle bir belediyecilik yap ki boşa tükettiğin 10 yıla bedel olsun!
Hiç olmazsa şu finali güzel yap ki, bir gün göreve yeniden talip olursan/olduğunda, insanlardan senin için oy istemeye yüzüm olsun.
Ayrıca...
Ben, senin ve belediye personelinin bilinçli olarak iş yavaşlaştığına ihtimal dahi vermiyorum.
Haa... İlla bir teşhis koymak gerekirse, şöyle diyebiliriz: Metal yorgunluğu.
Sevgili başkan, eski topçu olduğun için sana futboldan örnek vereceğim; Sergen Yalçın 89 dakika sahada yatardı; ama son dakikada topu 90'a çakar ve takımına maçı kazandıran isim olurdu.
Şimdi o son dakika golünü 90'a çakma sırası sende başkanım.
Bak küçük kardeşin (büyüğü benim) Fatih Gürbüz, CHP'nin Foça'daki iktidarını daim kılmak için canla-başla çalışıyor.
Peki, sen ne yapıyorsun?
Dost acı söyler: lay lay lom...
Sevgili başkan, 'Ben şöyle CHP'liyim, böyle Atatürkçüyüm' diye bol keseden atmakla olmuyor.
Son dönemde yetersiz kalan belediye hizmetlerinden dolayı, o çok sevdiğini ve mensubu olmaktan gurur duyduğunu söylediğin partin, senin eksik bıraktığın basit hizmetlerden dolayı zarar görüyor.
Ve sen buna seyirci kalıyorsun!
Senden istirham ediyorum sevgili başkan, seyirci kalma!
Foça'da tıpkı ilk dönemlerinde olduğu gibi, güzel bir temizlik harekatı başlat.
Park, bahçe ve yeşil alanları şöyle bir elden geç, gelişi güzel de olsa bir çevre düzenlemesi yaptır. Cadde ve sokakları baştan aşağıya yıkat. Özetle, Foça'ya biraz çeki düzen ver.
Özellikle de personelini tam kapasiteyle çalıştır.
Son günlerinde Foça'yı kaderine terk ederek, rakip partilerin eline koz verme!
Aksi halde vebalin büyük! Ki, sana 3 dönem üst üste Foça Belediye Başkanlığını bahşeden Cumhuriyet Halk Partililerin beddualarını almak da var filmin sonunda.
15 yıldır beni bir kez olsun dinlemedin! Hiç olmazsa şu son isteğimi yerine getir.
Sayılı günler çabuk geçer. Sonra da kimi anısıyla anılır; kimi de yap(a)madıklarıyla...
NOT: Bana ne diyebilirsin. Zira hiç önemli değil. Sen ekonomi eğitimi almış adamsın. Kârdan zararın ne olduğunu iyi bilirsin.
Fatih Gürbüz, yaşadığı bazı talihsizliklere rağmen bu seçimin galibi olacaktır.
Yaşanan olumsuzluklar da rakibine atacağı tarihi farkın en fazla biraz aşağı inmesine sebep olur.
Gerisi laf-ı güzaftır.