Çerkes Hasan'dan Ömer Halisdemir'e...

HASAN ESER

32. Osmanlı padişahı ve 111. İslam Halifesi Sultan Abdülaziz, reformist bir padişahtı.

O da ne! Sen misin Osmanlı'ya yeniden ihtişam kazandırmaya çalışan?..

30 Mayıs 1876'da askeri bir darbe ile tahttan indirildi.

Yetmedi!

Ailesi olmadık hakaretlere maruz kaldı, kötü muamele gördü. 

Yetmedi!

Gözaltında tutulduğu Feriye Sarayı’nda hunharca katledildi.

İntihar ettiğini öne sürenler; nedense cenazeye otopsi yapılmasına müsaade etmedi ve şehit sultan adeta yangından kaçırılır gibi apar topar defnedildi.

Yiğidin harman olduğu bu topraklarda cengaver biter mi?

Sultan Abdülaziz'in yaveri ve kayınbiraderi olan Çerkes Hasan, herkesin korkup sustuğu bir ortamda, darbeci paşaların (şimdiki adıyla; Milli Güvenlik Konseyi/Cunta) toplantısını bastı.

Genel Kurmay Başkanı Hüseyin Avni Paşa'yı ve Hariciye Nazırı Mehmed Reşid Paşa’yı gözünü bile kırpmadan, hemen oracıkta öldürdü.

Darbenin hazırlayıcılarından olan Midhat Paşa kaçarak canını zor kurtardı.

Çerkes Hasan etkisiz hale geldiğinde, 5 kişinin cansız bedeni yerde yatıyordu.

Sultan Abdülaziz'in tahtan indirilişini ve Çerkes Hasan'ın darbeci paşalardan nasıl intikam aldığını konu alan belgesel niteliğindeki ‘En Uzun Yüzyıl’ adlı sinema filminde; Çerkes Hasan'ı canlandıran Ferit Aktuğ'un repliği şöyledir:

"Cebir ile zor ile Padişah hal etmek, sonra da katletmek ne demek oluyor; hepinize göstereceğim.

Ben bunlara gününü göstereyim ki, bir daha hiç kimse milletin hakkına tecavüz etmesin.

İbret olsun!"

Abdülaziz'e yapılan darbenin üzerinden yaklaşık 150 yıl geçti.

Çok değil, bundan 3 yıl önce ülkemiz hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı.

Bu şu demek oluyor ki, darbeci zihniyet başka başka suretlerle, bir şekilde yaşamaya ve yaşatılmaya devam etmiş.

Tarihimizde, bedeninde/dışında Osmanlı üniforması taşıyıp da yüreğinde/içinde dış güçlere hizmet aşkıyla yanıp tutuşanların olduğu gibi, 15 Temmuz öncesinde şanlı Türk ordumuzun şerefli üniformasını giyenler arasında da sahtekar, aşağılık  vatan haini ve dış mihrakların maşası olan sözde bir din adamının emriyle ülkesine ihanet edenler de oldu.

Fakat bu topraklarda ne yiğit biter; ne de şehadeti göze alan kahraman... 

Bir Hasan gider, bin Hasan doğar! 

Ve o yiğitler hiçbir zaman unutulmaz! 

Misal, darbecilere ibret-i alemlik bir ders veren Çerkes Hasan'ın unutulmadığı gibi, 15 Temmuz darbe girişiminin unutulmaz kahraman şehidi Ömer Halisdemir'i unutmak, hayırla yad etmemek mümkün mü?

Bu bağlamda...

15 Temmuz'da darbeci generali gözünü kırpmadan alnının ortasından vuran, sergilediği kahramanlıkla ülkemizi sahipsiz zannedenlere gerekli dersi veren, darbecilere vurduğu darbeyle, darbe girişiminin seyrini, dolayısıyla tüm Türkiye'nin kaderini değiştiren şehit Ömer Halisdemir başta olmak üzere o karanlık gecede hain darbe girişimini püskürten ve şehadet şerbetini içen aziz şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle yad ediyor, 15 Temmuz gazilerini de hayırla anıyorum.

Not: Çerkes Hasan Beyazıt Meydanı'nda bir dut ağacına asılarak idam edildi.

Ömer Halisdemir de darbeci askerler tarafından defalarca kurşunlanarak şehit edildi.

Çerkes Hasan'ı idam edenler ile Ömer Halisdemir'i katleden darbeciler, sonsuza dek lanetle anılacaklar.

Vatan sevgisi anlatılırken hatırlanacak kahramanlarımızdan olan Ömerler, Hasanlar ise her daim milletimizin yüreğinde yaşayacak, hayır ve dualarla yad edilecekler.

Nice isimsiz kahramanlarımız ile birlikte vatan uğrunda kanlarıyla destan yazan nice şehitlerimiz gibi, onlar da Peygamber Efendimize komşu oldular.

Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.(Bakara Suresi 154. Ayet)