CHP'nin Tarım Bakanı Belli Oldu

HASAN ESER

Merhum Süleyman Demirel'in dediği gibi: Hamsi kavağa çıkarsa...

Yani CHP iktidar olursa...

Hani olmaz da, velev ki oldu diyelim. 

Olası CHP iktidarında Tarım Bakanlığı koltuğunu hakeden ismi açıklıyorum: Aziz Kocaoğlu

Dalga geçtiğimi düşünmeyin sakın.

Bakınız... 

Dün, Başkan Kocaoğlu'nun da katıldığı bir törende, katılımcılara hitap eden Gödence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Çağatay Özcan Kokulu,  Aziz Kocaoğlu'nu işaret ederek aynen şöyle diyor:  “Size Başkanım mı, Bakanım mı diyeceğim bilemiyorum.  Çünkü siz Türkiye tarımına, belediye başkanlığını AŞAN SORUMLULUKTA projeler geliştirerek,  bu projelerin finansmanı sağlayacak çok ciddi uygulamalarla destek çıktınız."

Sezar'ın hakkı Sezar'a...

İzmir Büyükşehir Belediyesi, bölge tarımının gelişmesine yönelik  ciddi çalışmalar yapıyor. 

Kırsal kalkınma yatırımları (basından okuduğumuza göre) büyük takdir topluyor. 

Her kim olursa olsun... 

Memleketin kalkınması için taş üstüne taş koyanın başımız üstünde yeri var.

Zira bir şeyler yapmak, hiçbir şey yapmamaktan evladır. 

Sayın Kocaoğlu, Foça başta olmak üzere hiçbir şey yapmayan/yapamayan ilçe belediye başkanlarına nispeten işgal ettiği koltuğun hakkını veriyor. 

Ancak...

Teşbihte hata olmazsa...

"Camiye lazım olan mescide haramdır" misali... 

-Tarımsal kalkınmaya yönelik yatırımlar İzmir'in önceliği midir?

-Aciliyet sırasına göre elzem olan daha başka yatırımlara ihtiyaç var mıdır?

-Tarımsal kalkınma İzmir'in olmazsa olmazı mıdır?

-İzmir'in ekonomik kurtuluşu bu yönde mi olacaktır? 

İşte tüm bu sorular tartışmaya açıktır.

Öte yandan...

Belediyelerimiz öz kaynaklarını tarıma aktarmak zorunda kalıyorsa...

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına gerek var mıdır?

Mezkur konudaki söylemleriyle Aziz Kocaoğlu'nun bende bıraktığı intiba: Tarım Bakanlığı gereksiz müessesedir.(!)

İnanın bu hususta ironi yapmıyorum!..

Ve Aziz Kocaoğlu'nun son açıklamasından satır başlarıyla aktarıyorum: 

"(...) Hep alırsanız, vermezseniz, dönüp bakmazsanız, köylünün sırtını bile sıvazlamazsanız, köylüyü bu duruma düşürürseniz bu topraklar,  bu insanlar size bakamaz" 

"(...)Büyükşehir Belediyesi olarak biz dokunduk, böyle oldu.  Bir de devletin, Tarım Bakanlığı’nın dokunduğunu düşünün..." 

"(...) Bu kadar büyük bir potansiyeli değerlendiremiyorsanız, sizin başarmaya niyetiniz yok demek ki! Siz siyaseti niçin yapıyorsunuz.  Siyaseti ülke için,  millet için mi yoksa başka şeyler için mi yapıyorsunuz?" 

İlaveten... 

Başkan Aziz Kocaoğlu,  sayın Ahmet Eşref Fakıbaba'nın temsil ettiği bakanlığı  tamamen işlevsiz bir kurum gibi tasvir etmekle kalmıyor. 

Hesap uzmanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bir tık üzerine çıkarak, Türkiye ekonomisinin nasıl kalkınacağının formülünü de açıklıyor. Hem de ne açıklama... 

Aynen aktarıyorum: 
-Doğru bir siyasetçi modeli ile bu ülkenin kısa sürede kalkınıp borçlarını silebileceğine dikkat çeken Başkan Kocaoğlu, “Siyasetçi iyi insan meziyetlerine sahip olmak durumundadır. Siyasetçi dürüst, namuslu, çalışkan, onurlu, izzeti nefsine düşkün olacak. Yaşam felsefesi,  ilkesi olacak;  yalan söylemeyecek. Siyasetçi modeli buna dönerse, bu ülke kendiliğinden kalkınır” dedi.-

Evet, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolardı. Şimdi yok haberin var mı Kılıçdaroğlu" diye haykırırken...

Sayın Kocaoğlu ise İzmir'de borç edebiyatı yapıyor. 

Sayın Kocaoğlu, öyle bir portre çiziyor ki...

Sanki ülkemiz hemen her alanda sıfırı tüketerek iflas bayrağını çekmiş ve herşey kaderine terk edilmiş.(!) 

Ama... 

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "İzmir'i nasıl yönetiyorsak, Türkiye'yi de öyle yöneteceğiz" sözü gerçekleşirse; Türkiye kurtulacak(!)

Velhasılıkelam... 

Sanırım meydanı boş bulduğu için olsa gerek, sayın Kocaoğlu, İzmir'de dilediği gibi konuşuyor.

Zira AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican balık tutmakla meşgul!..

Hani Binali Yıldırım gibi gariban balıkçıların teknesine binip denize açılsa, onlarla birlikte ağ çekse yüreğim gam yemeceyecek!

Diğer tarafta... 

AK Parti Grup Başkan Vekili  Bilal Doğan, basın üzerinden yaptığı açıklamalarla  dik bir duruş sergiliyordu, ne var ki bir süredir onun da sesini duyamaz olduk. 

Gerçi bir zamanlar, selefi Yusuf Kenan Çakar da iyi konuşuyordu ama sonra özüne döndü, CHP saflarına katıldı. 

Ayrıca...

Foça, Menemen ve Karşıyaka başta olmak üzere İzmir'in AK Parti İlçe Başkanlarının siyaset anlayışı  da "Ne şiş yansın, ne de kebap" türünden. 

Hadi İzmir'de AK Parti'yi temsil eden siyasetçiler kendi havasında...

Yahu yok mu ilgili bakanlıkların bu konuları takip edecek bir basın danışmanı?

Zira Aziz Bey bu konuda ilk defa konuşmuyor ki!..

Niçin Tarım Bakanı çıkıp da, "Ey Aziz Kocaoğlu, sen öyle diyorsun ama bak biz de şunları sunları yaptık/yapıyoruz" demiyor, diyemiyor?

Siyasi kalabalık içinde  yalnız bırakılan sayın cumhurbaşkanımız Erdoğan, hangi birine cevap verecek?

Ya da şöyle diyelim: AK Parti hükümetine yöneltilen her eleştiriye sayın Erdoğan mı cevap vermek zorunda?

Siz ne işe yarıyorsunuz?

CHP'li Aziz Kocaoğlu, cumhuriyet dönemi öncesinde "Ekmede yok, biçmede yok / Yemede ortak Osmanlı." diyerek, Osmanlı'nın yönetimsel düzenini eleştiren  aşıkların  serzenişlerini anımsatan ifadeler kullanıyor. 

Bu noktada yineliyorum!..

Sayın Bakanım Ahmet Eşref Fakıbaba, İzmir'den yükselen bu eleştirileri niçin duymuyor sunuz?

Niçin cevap vermiyorsunuz? 

Yoksa duyuyorsunuz da ciddiye mi  almıyorsunuz?

Eleştiriler karşısında susmak, kabullenmek değil midir sayın bakanım!.. 

Sizi bilemem sayın bakanım, ama 2002'den bugüne tarımda, hayvancılıkta ve balıkçılıkta devrim niteliğinde büyük işlere imza atan AK Parti'nin lideri yani sayın Recep Tayyip Erdoğan mezkur eleştirileri işitmiş olsaydı adımın Hasan Eser olduğu kadar eminim ki, gereken cevabı kat be kat verirdi.