Foça'da hadi gel yıkalım şu CHP'yi desen...
CHP Foça'daki yerel iktidarının 30'uncu yılını kutluyor.
Dile kolay yarım asra yaklaşmış, çeyrek asrı çoktan geçmiş.
Bahse konu başarıyı "Foça zaten CHP'nin kalesi, kimi aday gösterse kazanır..." başlığı altında açıklamak kolaycılığa kaçmak olur.
Öyle ki, Foça'da (2009 hariç) hiçbir seçimini kolay kazanmadı CHP.
Nice fırtınalar atlattı CHP Foça İlçe Örgütü.
Foça Belediyesi'ni hem de en şaşalı olduğu zamanda ANAP'ın elinden alan CHP Foça İlçe Örgütü, İzmir halkının Doğru Yol Partisi'ne oy verdiği, Burhan Özfatura'nın büyükşehir belediye başkanı olduğu, hatta İzmir'de DSP rüzgarının estiği dönemde bile burada seçim kazanma başarısını gösterdi.
Bunun içindir ki, CHP'nin Foça'daki siyasi başarısını tahlil ederken, 30 yıl öncesinden bugüne ulaşan süreci irdelemek/sorgulamak gerekir.
30 yıllık iktidarın mimarı Nihat Dirim ve arkadaşlarıdır. ANAP'ın Türkiye'de tek başına iktidar olduğu yıllarda, şimdi ki MHP adayının Foça belediye başkanlığı koltuğunda oturduğu bir dönemde, yani siyasi kariyerinin zirvesindeyken...
Nihat Dirim'in önderliğindeki CHP İlçe Örgütünde görev alanlar; geceyi gündüze katarak, var güçleriyle çalışarak, üstelik dönemin belediye başkanından yaka silken sağ seçmenin de desteğini alarak, bugün 30'uncu yılına ulaşan iktidarın kurucusu, tabir yerindeyse mayası oldular.
Şimdi gözlüyorum da birileri kerameti kendinden menkul gibi davranışlar sergiliyor.
Bugün kendince kapris yaparak 'ben yoksam gerisi tufan' dercesine davranan bazı CHP'liler, acaba Foça'daki 30 yıllık iktidarın gökten zembille mi indiğini düşünüyorlar?
2002'den sonra İzmir'de oluşan AK Parti karşıtlığı üzerinden CHP'de siyaset yapmak, seçim kazanmak bence işin en kolay tarafıydı.
Asıl zor olan, AK Parti etkileşiminin olmadığı bir İzmir'de ve Foça'da CHP'ye seçim kazandırabilmekti.
Hatta daha geriye gidelim, siyasi yaşamlarında hiç mi hiç zorluk görmeden, iktidarın kuş tüyü yastıkları üzerinde oturarak belediye meclis üyeliği yapanlar oldu Foça'da.
Halbuki bir Sebahattin Karaca var ki, ANAP'ın Foça'da iktidar olduğu dönemde, hem de despotik eğilimler gösteren bir belediye başkanının karşısında, CHP'yi temsilen muhalefet sandalyesinde oturdu. Sayın Karaca, yaşadığı zorlukları anlatsaydı, roman olurdu herhalde.
Nihayetinde CHP'nin Foça'daki 30 yıllık iktidarı kolay kurulmadı; çok zor sınavlardan geçildi.
Foça'nın Fevzi Paşa Mahallesi ve Kaleiçi mevkiinde yaşayan yerli halkın ekseriyeti, merkez sağ parti adayının etrafında kenetlenirken, Foça'nın geleceğini teminat altına almayı kendine görev edinen diğer Foçalı seçmen grubu da adeta insanüstü bir efor harcayarak, canla başla çalışarak konsolide ettiler CHP'nin Foça'daki iktidarını.
90'lı yıllarda CHP'ye Foça'da seçim kazandıranlardan biri de partisi için kapı kapı çalışan, o yıllarda Kadın Kolları Başkanlığı da yapan Asiye Behçet'tir. Üzüntü vericidir ki, 2014 yerel seçimleri öncesinde, Asiye Behçet'in CHP Foça İlçe Başkanlığı binasından üzüntüyle, gözleri dolu bir vaziyette çıktığını bizatihi kendi gözleriyle gördü bu fakir.
Evet, Sebahattin Karaca'lar, Asiye Behçet'ler...
80'li ve 90'lı yıllarda Foça'da CHP'ye büyük emek veren insanları tek tek yazmaya kalksam sayfalar almaz.
Biliyor musunuz? Tutumlu babanın hovarda çocukları gibisiniz!..
Eminim ki, bugün 30 yaşına giren iktidarı adeta çocuğu gibi görüyordur sayın Nihat Dirim.
Peki ya 6 oklu CHP bayrağının Foça Belediyesi'nin surlarında dalgalanmaya devam etmesi için büyük emekler harcayan o eski CHP'lilerin hiç mi yürekleri cız etmiyor acaba?
1999'da Nihat Dirim'in adaylığı düşürüldüğünde, CHP, Foça'da tam da yolun sonuna geldiğinde, geçkin yaşına rağmen ateşten gömlek giyerek sahneye çıkan ve 1999 seçimlerini kazanarak CHP'ye Foça'da adeta nefes aldıran, yani bir şekilde iktidarı daim kılan eski başkan Ali İlcan da, bugün yan çizme eğilimleri gösteren bazı yeni nesil CHP'lilere hakkını helal eder mi acaba?
Diğer taraftan, 2004 yılında yine 'buraya kadarmış...' denildiği bir dönemde, başlattıkları gençlik hareketiyle CHP'yi Foça'da küllerinden yeniden doğuran kadro, birilerinin CHP üzerinden kişisel egolarını tatmin etmesine seyirci mi kalacak acaba?
Gazeteci değil, bir vatandaş olarak hayatım boyunca Foça'da sağ bir partinin iktidar olması için çalıştım. Fakat yaşanan hezimetlerden yaptığım çıkarımlar, benim buradaki yerel siyasete olan bakış açımı da değiştirdi.
En basit örneğiyle şunu tahlil ettim: Foça'da kişiye yönelik siyaset yapanlar her seferinde kaybetmeye mahkum olurken, örgüte/partiye yönelik siyaset yapanlar her daim kazanan tarafta oldular.
Zaten 'biz' düşüncesini kendilerine şiar edinmiş bir CHP Foça İlçe Örgütü'nü 'biz' noktasından 'ben' noktasına getirmek değil midir? Gökhan Demirağ'ın en büyük hatası!
Trajikomiktir! Yaşamı boyunca CHP'nin karşısında olmuş (genel seçimde CHP'ye yine oy vermeyeceğim) sağ görüşlü bendeniz Hasan Eser bile, "Foça'nın geleceği için CHP iktidarının devam etmesi elzemdir" diye çağrıda bulunurken...
Yıllardır Atatürkçü ve atadan-dededen CHP'li olmakla övünen bazı isimler de kapris üzerine kapris yapıyorlar.
Allah'ın hikmeti işte! CHP'yi savunmak, yıllarca CHP'nin Foça'daki iktidarını yıkmaya çalışan bendenize nasip oluyor. Peki bir zamanlar beni "gericilikle" itham edenler; acaba şimdilerde kendileri ilericilik mi yapmış oluyorlar?
Derdimin CHP olmadığını, Foça'yı düşündüğümü, Gökhan Demirağ'ın özellikle 3'üncü kez aday gösterilmesinin Foça'nın geleceği adına büyük hata olduğunu savundum yıllarca...
Bugün Cumhur İttifakı'nın Foça adayı olan şahsı da 2009 ve 2014 yerel seçimlerinde desteklemediğim gibi, kendisine yönelik en ciddi eleştirileri de ben yaptım.
Kendimi savunmak için anlatmıyorum tüm bunları.
Daha önce de belirttim, Cumhur İttifakı mevcut adayının yerine herkesin kabul göreceği bir ismi aday göstermiş olsaydı, kuvvetle muhtemel, oyum Cumhur İttifakı'na olurdu.
Asıl konuya geri dönecek olursak...
CHP, Foça'da beklenen isimlerin aksine sürpriz bir ismi aday gösterdi.
Beğenmeyenler, yetersiz görenler olabilir.
Ancak...
Gökhan Demirağ'ın zihinlerde kötü iz bırakan 'Genç Başkan' imajını, sadece genç olduğu için getirip Fatih Gürbüz'e fatura etmek, yani bir gencin geçmiş hatalarını başka bir gencin omuzlarına yüklemek hiç de adil bir yaklaşım değildir.
Nitekim parti sizin partiniz, iktidar sizin iktidarınız, geride kalan 30 yıllık emek sizin emeğiniz, aday gösterilen genç sizin evladınız, karar sizin kararınız.
30 yıllık iktidarı sokakta mı buldunuz?
Size sesleniyorum eyy CHP'liler, fabrika ayarlarınıza dönün, adayınıza ve partinize sahip çıkın.
1989, 1994, 1999, 2004 ve 2009 ruhunu yeniden yaşayın/yaşatın...
Benlik duygularından vazgeçin, yeniden 'biz' olun. Partinizin bayrağını yere düşürmeyin. Cumhuriyet Halk Partisi'ni Foça'da bir kez daha şahlandırın. Yoksa olası ve telafisi olmayan bir durumda, "Hasan kardeş, Demirağ konusunda sen haklı çıktın" dediğiniz gibi, bana yine "sen haklı çıktın" demeyin. Çünkü ben artık haklı çıkmak istemiyorum.
Günün Sözü: Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen, İki kazma kürek, iki de ırgat gerek, Ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.