Foça'da Çok Güzel Hareketler Bunlar
Siyasetin yazılı olmayan kuralları olduğu gibi, siyasi partilerin de tüzüğünde olmayan ama gelenek haline gelen kendi iç yapılanmaları vardır.
Yanılmıyorsam 2008 yılıydı.
Foça’ya o dönemin ismi öne çıkan bakanlarından biri gelmişti.
Foça’da kendisi için hazırlanan programın yoğun olmasına rağmen ilk ziyaretini AK Parti Foça İlçe Başkanlığı’na yapmıştı Sayın Bakan.
Ben de o dönem AK Parti Foça İlçe Başkanı olan Ramazan Genç’in basın danışmanlığını yapıyordum.
Uzatmayayım, Bakan Bey kendisini karşılayan AK Parti ilçe yöneticileriyle selamlaştıktan sonra İlçe Başkanı’nın makam odasına geçti.
Tabii bir iki kare fotoğraf alırım düşüncesiyle ben de girdim odaya.
Henüz kimse oturmamıştı. O anda gayriihtiyari davrandım ve İlçe Başkanı Ramazan Genç’in koltuğuna işaret ederek, ‘Sayın bakanım böyle buyurun efendim’ demiş bulundum.
Odada çok kısa bir süre sessizlik oldu.
Tebessüm eden Bakan Bey bana şöyle dedi: “O koltuk Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğudur. Bizim o koltuğa oturacak kadar rütbemiz yok”
‘Nasıl yani’ bile dememe kalmadan, Ramazan Genç duruma müdahale etti ve konu da kapanmış oldu.
Daha sonradan öğreniyorum ki, AK Parti’deki sıralama; Recep Tayyip Erdoğan, bakanları, milletvekilleri olarak gitmiyor.
AK Parti’nin bir numarası olan Erdoğan’dan sonra sıralama şöyle oluyor:
- Recep Tayyip Erdoğan
- İl Başkanı
- İlçe Başkanı
Yani teşkilatı temsil edenler, bakan ve vekillerin üstünde görülüyor. Ne bakan ne de milletvekili gelip de ilçe başkanının koltuğuna oturamıyor. Çünkü ilçe başkanının koltuğu, genel başkanın, yani Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğu olarak kabul ediliyor.
1976 yılında MSP Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı görevine seçilmesiyle başlayan siyaset serüveninde, siyasetin merdivenlerini birer birer çıkarak zirveye, Cumhurbaşkanlığına kadar yükselen Recep Tayyip Erdoğan, siyasette parti teşkilatlanmasının ne kadar önemli olduğunun fevkalade bilincinde olan bir siyasetçidir.
Bunun içindir olsa gerek, ailesi olarak kabul ettiği parti teşkilatlarına asla toz kondurmuyor.
Nitekim birbirine hiç benzemeyen ittifakların değil, ilk günden itibaren aynı yolda yürüyen ve aynı davaya baş koyan, kocaman bir siyasi hareketin lideridir Sayın Erdoğan.
(Bu vesileyle, Sayın Erdoğan’ın neden hiç seçim kaybetmediği sorusunun cevabını arayanlara da bir nebze olsun ışık tutabildiysem, ne mutlu bana!)
Bu uzun girizgahımızın ardından, gelelim asıl konumuza.
Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesiyle birlikte Bakanlar Kabinesinde de teknokrat bakanlar görev almaya başladı.
Bakanlar Kabinesine baktığımızda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun haricinde siyasetin temelinden gelen isimleri göremiyoruz.
“Peki, bu anlattıklarının Foça ile ne ilgisi var?” dediğinizi şimdiden duyar gibiyim.
Sebebini anlatalım o zaman…
Bilindiği üzere, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz’ü makamında kabul etti ve bu ziyaret Foça’nın AK Parti cenahında büyük tartışmalara yol açtı.
Evet, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın son dönemde yaptığı konuşmalarda; FETÖ üyeliğinden ceza alan CHP'li eski Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz ile geçtiğimiz günlerde yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ile aynı torbaya koyduğu Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Bakan Ersoy’u ziyaret etti.
Foça Belediye Başkanına kapıların sonuna kadar açıldığı bakanlıkta, Sayın Bakan ile Sayın Başkan bir güzel hediyeleşti ve günün anısına fotoğraf çekimi de ihmal edilmedi.
Yetmedi!
Ziyaretini kamuoyuna sosyal medyadan duyuran Foça Belediye Başkanı, ziyaretinin sebebini de açıkladı. Bakan Ersoy'u, 2005 yılında kapanan ve yeniden nasıl açılacağı konusu adeta yılan hikayesine dönen Fransız Tatil Köyü için ziyaret ettiğini belirtti.
Buraya kadar her şey normal ve çok güzel!
Sayın Bakan’ın parti gözetmeksizin gelen her belediye başkanına kapısını açması, sorunlarını dinlemesi gerçekten çok güzel…
Foça Belediye Başkanı’nın Fransız Tatil Köyü meselesinin çözümü noktasında mücadele etmesi de çok güzel…
Fakat o da ne!
AK Parti Foça İlçe Başkanı Ethem Ali Haydar Çapçı’dan Foça gündemine bomba gibi düşen bir paylaşım geliyor…
Paylaşımında özetle şöyle diyor Sayın Çapçı: “Fransız Tatil Köyü ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığının hiçbir tasarrufu bulunmamaktadır; tasarruf tamamen Özelleştirme İdaresine aittir. Bu konuda Genel Başkan Yardımcımız Sayın Hamza Dağ süreci yakından takip etmektedir. Sizin bu konuda ya bilginiz yok ya da Foçalılara yalan söylüyorsunuz”
AK Partili Çapçı’nın bu paylaşımına Foça Belediye Başkanı’ndan da yanıt gecikmiyor.
Başkan Bey cevabında şöyle diyor: “(…) Kültür ve Turizm Bakanımıza kendisi de turizmci olduğu için Foça’mızın da bu tesise ihtiyacı olduğunu anlattık, kendisi de ÖZELLEŞTİRME DAİRESİNİN ÇIKTIĞI İLK RAKAMLARIN KOMİK OLDUĞUNU VE İSRAF OLACAĞINI ama Özelleştirme Dairesinin Turizm Bakanlığından ihaleye çıkmadan önce görüş alacağını iletti (…)”
AK Parti Foça İlçe Başkanı bu cevabı nasıl değerlendirir, bilemem!
Ama bahse konu cevapla ilgili “Eyy Hasan Eser var mı bu konuya da bir yorumun?” diye telefon açıp soru soranlara verdiğim yanıtı buradan paylaşmak isterim.
Bakan Ersoy nezaket göstermiş ve Foça Belediye Başkanı’nı makamında kabul etmiş.
Hatta ve hatta birebir yapılan görüşmede -sanırım samimiyete istinaden- konuya ilişkin şahsi görüşlerini de belirtmiş. (Yukarıda büyük harflerle okuduğunuz ifadeler!)
Ne var ki aradan daha 24 saat geçmeden, Bakan Bey’in söyledikleri Facebook’ta AK Parti hükümetine karşı eleştiri malzemesi olarak kullanılmaya başlanmış.
Hem de Devlet’in 2 ayrı kurumu olan Turizm Bakanlığı ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığını birbirine düşürme pahasına…
Neyse, top artık AK Parti Foça İlçe Başkanı Ethem Ali Haydar Çapçı’nın kucağında, bundan sonrasını da izleyip göreceğiz.
NOT: AK Parti’nin teşkilatları ile teknokrat bakanlar arasında kopukluk olduğuna yönelik eleştirileri işitiyor ama itibar etmiyordum. Mezkûr olaydan sonra, bu konuda daha kapsamlı bir gözlem yapmam gerektiğinin farkına vardım.
Hasan Eser / MahalliGündem.com