Hangi Cumhuriyet?

HASAN ESER

Hasan Eser / 02 Kasım 2016 - Cumhuriyet Gazetesi hakkında FETÖ ve PKK terör örgütleri adına faaliyette bulunmak iddiasıyla soruşturma başlatılınca tepkilerde beraberinde geldi. 

Özeliklede CHP ve HDP’liler tepki gösterdi bu operasyona...

Bu iki Parti’nin mensuplarına, ‘Neden tepki gösteriyorsunuz?’ diye soracak olursanız, şöyle yanıt veriyorlar: 

- Muhalefet susturulmak isteniyor. 

- Basın özgürlüğü elimizden alınıyor. 

-Cumhuriyet Gazetesi'nin isim babası Atatürk...

- Cumhuriyet adını taşıyan gazeteye bile tahammülleri yok!

Breh breh breh… 

Bilmeyen de CHP’nin tek parti döneminde yaşadığımızı sanır. 

Neyse geçmişe dönüp başınızı ağrıtacak değilim.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in 7 Haziran Genel Seçimleri öncesinde İzmir'de düzenlediği bir basın toplantısında, ''Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. 8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır''  şeklinde ifadeler kullandığını da hatırlatacak değilim. 

Ayrıca… 

Artık kabak tadı veren ‘basın özgürlüğü’ ve 'muhalefet engelleniyor' teranesini de geçiniz efendim.

Kaldı ki ülkenin Cumhurbaşkanına bile söylemediğiniz söz, yazmadığınız yazı kalmadı. 

Haa bu tepkiler arasında irdelenmesi gereken iddia:  söz konusu Gazete’nin kutsal kabul edilen adıdır. 

Duruma tepki gösteren bazı vatandaşlarımız şöyle diyor: Adı ‘Cumhuriyet’ olan bir gazetenin, ne FETÖ ile ne de PKK ile bir işbirliği olmamıştır olamaz da…

Neden? 

El cevap: Adı ‘Cumhuriyet’ olduğu için olamaz!

Yani şöyle mi demek istiyorlar: 

“Adı ‘Cumhuriyet’ olan gazeteye isnat edilen suçlamaların gerçek olmadığına inanıyoruz. 

Ama… 

Adı İstanbul ‘CUMHURİYET’ Başsavcılığı olan makamın iddianamesine inanmıyoruz?” 

Bu mantığa göre… 

Söz konusu Gazete’nin adı 'Cumhuriyet' değil de ‘Osmanlı Gazetesi’ olsaydı, yargısız infaz yapmamız gerekirdi, öyle değil mi?

Hiç kimse kusura bakmasın, hukukun üstün olduğu bir ülkede;  ‘Adalet’ hiç kimseye isminden dolayı pozitif ayrımcılık hakkı tanımaz. 

Eğer rejime özgü isim taşımak dokunulmazlık sağlıyorsa; o zaman 15 Temmuz kanlı darbe girişiminde kendilerine 'Yurtta Sulh Konseyi' diyen vatan hainlerini de serbest bırakmamız gerekmez mi?

Öyle ya  en nihayetinde 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ifadesi Mustafa Kemal Atatürk’e ait değil mi? 

Şimdiden birilerinin, “Evet, adını Atatürk’ün sözünden alanlar hain olamazlar” dediğini duyar gibiyim. 

Hadi oradan canım, yemezler-ki sizin bu, Cumhuriyet’e rağmen Cumhuriyet söylemleriniz, en çok  Muz Cumhuriyet’inde itibar görür-

Ancak 15 Temmuz'da gövdesini tanklara siper ederek; Ata'sının kurduğu Cumhuriyet'e sahip çıkanların ülkesinde rağbet görmez. 

Uzatmayalım… 

PKK'nın Kandil kampına muhabir gönderen, teröristbaşı Cemil Bayık ile röportaj yaptıran ve  ‘Yere izmarit bile atmıyorlar’ şeklinde terör örgütünü cici gösteren haberleri sayfalarına taşıyan Cumhuriyet Gazetesi’nin içinde bulunduğu duruma üzüldüğümü söyleyemem. 

Amma velakin her kim ya da hangi kurum olursa olsun, bir suçla itham edilen herkes suçluluğu mahkemece sabit görülünceye kadar masumdur.

Dolayısıyla isnat edilen suçlamalar mahkemece sabit görülünceye kadar, göz altına alınan Cumhuriyet Gazetesi mensupları da masumdur. 

Günün Sözü: "Adında Cumhuriyet olup da, Cumhuriyet değerlerine en çok zarar veren, Türkiye karşıtı oluşumları sevindirip umutlandıranların medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görülemeyecektir. Özgürlük demek millete küfretmek değildir"  (Dr. Devlet Bahçeli )

Yılın Sözü: "Cumhuriyet'te FETO'culuktan Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak" ( Mustafa Balbay / 4 Şubat 2016 )