Hüseyin Mutlu Akpınar Huy mu Değiştirdi?
Hasan Eser / 19 Haziran 2017 - Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın faaliyetlerini gözlemlediğimizde…
Yönetmenliğini ve senaristliğini Gani Müjde’nin üstlendiği ‘Bizans Oyunları’ adlı komedi filminden bir sahne geliyor aklıma.
İzleyenler hatırlayacaktır, filmde ölen Bizans Kralı için cenaze töreni düzenleniyor. Törene çelenkler gönderiliyor.
Ve o da ne? Çelenkler arasında Mustafa Sarıgül’ün de çelengi var.
Sizi bilmem ama ben çok gülmüştüm. Yani Mustafa Sarıgül’ün reklam severliği ancak bu kadar güzel hicvedilirdi.
Şimdi sevgili Gani Müjde, hani olur da yine birBizans komedisi çekerse…
Bu seferde Bizans’ın caddelerini Hüseyin Mutlu Akpınar’ın posterleriyle süslü dev billboardlarla donatırsa 'hiç şaşırmayın' derim.
Zira görünen o ki, Hüseyin Mutlu Akpınarikinci Mustafa Sarıgül olmayı hedefliyormuş gibi bir izlenim veriyor kamuoyuna.
***
Bir insan kişisel reklamını yapmayı bu kadar mı sever?
Elçiye zeval olmazmış!..
Karşıyakalı vatandaşlar, Hüseyin Mutlu Akpınar’ın “daha güzelini yapacağım”diyerek, yıktırdığı “Atatürk, Annesi ve Kadın Hakları Anıtı”nın yerine at üstünde kendi heykelini yaptırmasından endişe ediyorlar.
Ana gövdesine de şöyle bir kaide olsun ister misiniz: "İlk hedefimiz; Konak kıyısındaki büyükşehir belediye sarayı…"
Yok artık daha neler!
Neyse işin latifesi bir yana…
Hüseyin Bey’i CHP İzmir İl Yönetiminde görev yaptığı dönemden bilirim.
Gerçekten mütevazi kişiliğiyle örnek bir siyasetçiydi.
Ne olduysa belediye başkanı olduktan sonra oldu. Acaba huy mu değiştirdi?
Öyle ki o alçak gönüllü adam gitti, yerine, boş bulduğu her yere resimlerini astıran bir adam geldi.
Bazen düşünüyorum da, Hüseyin Bey ezkazaülkemizin başına geçmiş olsa!
Ne yalan söyleyeyim, tarihin tekerrür etmesinden, ikinci bir İsmet İnönü vakasıyaşanmasından korkarım.
Malumunuz...
Milli Şefimiz İsmet İnönü de , Atatürk’ün vefatından hemen sonra; Atatürk'ün resmini devlet dairelerinden, paralardan ve pullardan kaldırtmış ve yerine kendi resimlerinikoydurtmamış mıydı?
***
Konu konuyu açıyor ki, aklıma gelmişken paylaşmak isterim!
Yerelde veya genelde iktidara gelen bazı liderlerin (seçim dönemi haricinde) cadde ve sokaklara kişisel dev posterlerini niçin astırdıklarının cevabını; Gazeteci-Yazar Ali Çimen, ‘Tarihi Değiştiren Diktatörler’ adlı kitabında okurlarına ayrıntısıyla aktarıyor.
Kitabında dev posterlerin sırrını; Nikolay Çavuşesku, Stalin ve Başkan Mao gibi liderlerin örnek görselleriyle destekleyerek anlatan Ali Çimen, karizmatik liderportrelerinin yanı sıra lider ve çocuk sevgisi, lider ve mutlu çocuklar, lider ve sağlıklı yüzler, lider ve neşeli çehreler temalı propaganda argümanlarını ‘sihirli iksir’olarak niteliyor.
Bu argümanların, toplumu, liderin kurduğu ‘sahte cennete’ inandırmak için hazırlandığını anlatıyor.
Bakanın içini açan ve ‘nurlu ufuklar’ çizen posterleri, totaliter sistemlerin en önemliiletişim silahlarından biri olduğunun altını çiziyor.
Bugünümüze şükür edelim ki, Ali Çimen’in anlattığı o totaliter rejimler dönemi tarihe gömüldü.
Dünya artık ‘demokrasi’ ile yönetiliyor(!)
Bu noktada...
Birkaç reklam sever belediye başkanımızı işaret ederek, ülkemizde demokrasinin olmadığını ima etme gibi bir niyetimiz olmaz, olamaz!
Biz sadece günümüz şartlarında dikkatimizi çekenlerin, yarın daha büyük yetkilere sahip olduklarında nasıl bir tutum sergileyebileceklerini, davranışlarından yola çıkarak ihtimaller üzerinden değerlendirmek adına sesli düşünüyoruz.
Ve soruyoruz:
Gökhan Demirağ, Büyükşehir Belediye Başkanı olsa İzmir’in adını ‘Gökhangrad’olarak değiştirebilir mi?
Ya da Hüseyin Mutlu Akpınar, Buca’daki dev Atatürk maskı büyüklüğünde bir maskıKadifekale sırtlarına inşa ettirebilir mi?