İzmir'de Recep Tayyip Erdoğan'ı Temsil Etmek...
Uzun yazıları okumayı sevmediğimiz için olsa gerek. Bazen köşe yazısı, haber, bildiri vs gibi yayınların satır aralarına sıkışmış birbirinden ilginç ve iddialı detaylar gözden kaçabiliyor.
Huyum kurusun! Ben de aksine uzun yazıları satır-satır okumayı çok severim!.
Neyse lafı dolandırmadan konuya girelim.
Konu: geçtiğimiz gün Menemen Belediyesi'nden medyaya servis edilen bir basın bülteni. Daha doğrusu içeriği...
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in Menemen'e yaptığı ziyaretin ayrıntılarını aktaran bültenin içeriğine göre; CHP'li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, 16 Nisan referandumunda oyların çalındığını iddia ediyor.
CHP'li Şahin, aynen şöyle diyor: “...Çalınan oylarla referandumdan ne yazık ki ‘evet’ çıktı. Burada çok önemli bir cümle kurdu Sayın Recep Tayyip Erdoğan. ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti’ dedi. İlk cümlesi buydu balkonda. Biz öyle çalışacağız, öyle bir birlik ve beraberlik içerisinde olacağız ki; hiçbir zaman ayrışmayacağız. Atı alan Üsküdar’ı geçti mi, geçmedi mi? hep birlikte göstereceğiz..."
Şimdi...
-Referandumda oylar gerçekten çalındı mı?
-Tahir Şahin'in elinde mezkur iddiayı ispatlayacak yeterli delil var mı?
Bilemem, bilemeyiz!
Bu noktada benim merak duyduğum konu farklı!..
Tahir Şahin, nihayetinde ortaya bir iddia attı.
'Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış' misali, Başkan Tahir Şahin'e AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cevap vermesini bekleyemeyiz.
Ama...
Recep Tayyip Erdoğan'ı İzmir'de temsil edenlerin bu ve buna benzer açıklamalara (usulen de olsa) tepki göstermelerini beklemek ütopik değildir.
2009, 2014 yerel seçimleri öncesinde olduğu gibi...
Seçimler yaklaştıkça...
İzmir'de CHP'li Başkanların AK Parti'ye yönelik eleştirilerindeki dozaj giderek ağırlaşacaktır.
Hal böyleyken...
AK Parti'yi İzmir'de temsil edenlerin sergilediği ılımlı siyaset anlayışının sürdürülüp sürdürülmeyeceğini de zaman gösterecektir.
Emarelere bakacak olursak...
Misal, AK Parti Foça İlçe Başkanlığına atanan Beyefendi, daha ilk açıklamasında 'uzlaşmacı' bir kişiliğe sahip olduğuna vurgu yaparak kent siyasetinde birlik-beraberliğe işaret etti.
Dinleyince çok duygulandım, gözlerim yaşardı(!)
Gerçekten merak ediyorum; CHP'li belediye başkanları AK Parti'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı acımasızca eleştirirken...
İzmir'de Erdoğan'ı temsil edenler yine kardeşlik türküleri mi söyleyecek?
Hadi diyelim ki, parti politikaları gereği genel siyasete yönelik eleştiriler karşısında sessiz kalınıyor.
Peki, İzmir'i yöneten CHP'li belediyelerin hiç mi eleştirilecek bir yanları yok?
Yani, "Eyy sayın belediye başkanı, sen şimdi bırak referandumu da.. gel, bilmem kaç dönemdir yönettiğin şu kentin halini bir konuşalım" diye karşılık verilmiyorsa...
Ya İzmir'in CHP'li belediyeleri gerçekten 4-4'lük. Ya da AK Parti'nin İzmir'de belediye kazanma gibi bir derdi yok!
Son olarak şunu da ekleyip bitirelim: Yaşadığım şehir Foça'dan biliyorum. AK Parti'ye oy verdiği için CHP'li belediyelerde işi yokuşa sürülen insanlar, AK Parti'yi yönetenlerin CHP'li belediyerle ile uyum içinde olmasını bir türlü hazmedemiyorlar.