Kasaba siyasetinde seçenler ve seçilenler

HASAN ESER

Adaya rağmen partiye oy verenlerin sayısı azımsanmayacak kadar yüksek.

“Aman oyum yazık olmasın…” diyerek, 2 seçenek arasında sıkışıp kalanların sayısı da yüksek.

“Parti genel merkezlerinin dayattığı adayları kabul etmiyorum! Bu sebepledir ki, sandığı protesto edeceğim” diye düşünenlerin sayısı çok az.

“Sandıktan bir tek benim oyum dahi çıksa, ben yine de tercihimi en liyakatli ve en güvenilir adaylardan yana kullanacağım” diyebilenlerin sayısı da yok denecek kadar az. 

İki seçenekten birini seçmeye zorlanan bir toplumun seçmen davranışları…

Toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir davranışlar silsilesi…

OY VERME GEREKÇELERİ:

Kol kırılır yen içinde kalır

Davaya ihanet etmek olmaz

Dedemin/babamın partisi

Atadan dededen sağcıyız

Atatürk’ün partisi

AK Parti mi gelsin?

CHP mi gelsin?

AK Parti gitsin diye

CHP gelmesin diye
Rasyonaliteden uzak, tamamıyla duygusal tepkiler üzerine oluşturulan gerekçeler ve tercihler.

SEÇİMLERDE KARŞILIK BULAN EĞİLİMLER

Popülizm

Örgütsel kronizm

Demagoji

Retorik

Hamaset
Peki; referansların, teminatların, eğitimin, başarı öykülerinin, deneyimli olmanın, güvenilirliğin ve özetle liyakatli olmanın bir önemi var mı?

SEÇMENİ (SÖZDE) ETKİLEYEN ADAY DAVRANIŞLARI

Bol bol polemik yapmak

Sürekli gülümsemek ve sempatik tavırlar sergilemek

Karizmatik görünmek

Demir leydi imajını oluşturmak

Çocukları severken, yaşlıların elini öperken fotoğraf vermek

Köylük yerlerde poşu kullanmak

Harmandalı/ zeybek oynamak

Şehir içinde sefer yapan minibüsün direksiyonuna geçmek

Eline bıçak alıp döner kesmek

Taksi durağında çalan telefonu cevaplamak

Her şeyi seçim şarkıları veya sloganlarla özetlemeye çalışmak

Bol keseden sallamak

Kasaba milliyetçiliği yapmak

Korku iklimi yaratmak

Yerel seçimi genel seçim havasına çevirmek ve bu sayede eksik olan her şeyi perdelemek.
Evet, bu tür bir siyaset anlayışının toplumda halen karşılığı var.

Ancak ‘z kuşağı’ olarak tanımlanan yeni kuşağın, fi tarihinden kalma siyasal iletişim yöntemlerine pek de itibar etmedikleri aşikar.

Öyle ki sokak röportajlarında bu konuda görüş bildiren gençler arasında, partilerin/ adayların seçim kampanyalarını gülünç bulanlar da var.

Not: Muharrem İnce, son yıllarda z kuşağı ile iletişim kurabilen ender siyasetçilerden biridir. Fakat onu da aforoz ettiler, iyi mi.