Kılıçdaroğlu'nun kuşundan mı korktunuz?

HASAN ESER

Hasan Eser / 12 Temmuz 2017 - Türk siyasetinin efsane isimlerinden Osman Bölükbaşı’nı büyüklerimizden dinlemişliğim var. 

Bölükbaşı, güçlü hitabeti, nüktedanlığı ve hazırcevaplığıyla öne çıkan bir siyasetçiymiş. 

Öyle ki, kendisini dinlemekten büyük keyif alan sayısız insan, Bölükbaşı’nın mitinglerini tıklım tıklım doldururmuş. 

Tam bir belagat ustası olan Bölükbaşı, meydanları dolduran coşkulu kalabalıkları heyecanlandırırmış. 

Ne var ki, Bölükbaşı’nı görmeye ve dinlemeye gelen halk, tercih günü geldiğinde, yani sandıkta Bölükbaşı’nın partisine oy vermeye pek yanaşmazmış. 

Bir de yaşadığım kasabadan, Foça’dan örnek vereyim; 1989’dan bugüne her yerel seçimde belediye başkanlığına talip olan ama her seferinde de kaybeden bir siyasetçi tanıyorum. 

Bu siyasetçi de tıpkı Bölükbaşı gibi kalabalıkları seçim meydanlarına toplamayı başarır, ama bu yeteneğini oya dönüştürmeyi başaramaz.

Böyle uzun bir girizgâhtan sonra; konuyu Kılıçdaroğlu’nun Maltepe mitingine getireceğimi tahmin etmişinizdir. 

Haklısınız! Kılıçdaroğlu öyle dillere destan bir hatip değil. Sadece hitap ettiği kitlenin duymak istediğini haykıran, ama bunu yaparken de sürekli söyledikleriyle çelişen bir siyasetçi… 

Şimdi sırayla gidelim.

‘Yenikapı’ mitingine alternatif gibi gösterilmeye çalışılan ‘Adalet’ mitinginin tarihsel manidarlığı ve amacı tartışılabilir. 

Ancak Maltepe’de toplanan hatırı sayılır kalabalığı yok saymak, görmezden gelmek, küçümsemek ve azımsamak abesle iştigaldir. 

Evet, birileri Maltepe mitingini katılım sayısı üzerinden itibarsızlaştırmaya çalıştı.

Mitingi katılım üzerinden hafife alma çabası, ‘endişe’ kaynaklıysa büyük hata yapıldı. 

Çünkü rakibinizi ne kadar dikkate alırsanız o kadar kıymetlendirirsiniz! 

Ha! “Kılıçdaroğlu’ndan iyisi Şam’da kayısı” düşüncesiyle…

Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sağlama almak, önünü açmak  adına bir algı yönetimi yapılmak istendiyse; hedefin amacına ulaştığını söyleyebiliriz. 

Zira sözde ‘Adalet’ yürüyüşüyle parti içi muhalefetin belini kıran Kılıçdaroğlu,  Maltepe mitingiyle de ‘Hayır’ cephesini konsolide etmeyi başardı. 

Ki bu saatten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tartışmasız rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. 

Yani Kılıçdaroğlu 2019’da isterse Devlet Başkanlığı’na aday olmaya,  canı istemezse de istediğini aday göstermeye muktedir olmuştur. Gerisi laf-ı güzaftır! 

CHP İKTİDAR OLUR MU?
16 Nisan referandumundan sonra ‘CHP’ye iktidarın yolu gözüktü’ başlığı altında bir yazı kaleme aldığımda birileri bana gülmüştü.

Hala bu sözümün arkasındayım! 

Neden?

Anlatayım... 

CHP’nin parlamenter sistemde yüzde 25’in üzerine çıkmasının mümkün olmadığı defalarca kanıtlandı. 

Fakat 16 Nisan referandum deneyimi bize gösterdi ki, 50 + 1’in iktidar olduğu yeni sistemde; muhalefeti tek bir çatı altında toplamayı başarabilen bir lider potaya girer, hatta AK Parti efsanesinin sonunu bile getirebilir. 

Yani her ne kadar karşı olsalar da, hükümet programının uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla getirilen yeni sistem, seçilme noktasında en çok CHP’nin işine yarıyor, yarayacaktır. 

KILIÇDAROĞLU DEVAM ETMELİ…
Geri gelelim sözde ‘Adalet’ yürüyüşüne…

Halk, basın, CHP ve Kılıçdaroğlu yaklaşık bir ay boyunca E-5 karayolunda oyalanırken…

Türkiye’de, Ankara’da, TBMM’de ve sınırlarımızda neler olduğunun farkında mıyız?

Sayın Kılıçdaroğlu, bu tür eylemlerine devam etmeli, etmeli ki yönetimsel işler daha rahat yürüsün. 

Bu sayede…

Hem daimi gündemde kalır. Hem muhalif cenahın gazını almış olur. Hem de koltuğunu sağlamlaştırır.  

Hatta AK Parti’ye de büyük iyilik yapmış olur. Ki Ankara’da kalıp hükümetin icraatlarına sürekli takoz koymaktansa, böyle kendisini yollara vurması daha hayırlıdır. 

Malumunuz! Kemal Bey, Adalet Mitingi'nin bir son değil başlangıç olduğunu söyledi.

O zaman önümüzdeki süreçte kendisinden daha yaratıcı atraksiyonlar bekliyoruz. 

Mesela…

Yine ‘Adalet’ için Ağrı dağının zirvesine tırmanabilir. 

Ne bileyim,  İzmir’den Yunanistan’a yüzebilir.

Ya da 10 bin fitten paraşütle Konya ovasına atlayabilir.

Ne var ki bu önerilerim E-5’te beyaz gömlekle yürümeye benzemez, naçizane tavsiyem sıkı giyinmesi yönündedir.

Zira Kılıçdaroğlu’nun sağlığı Türkiye’nin bekası için son derece önemlidir.

Son olarak…

Kılıçdaroğlu, Bülent Ecevit ile özdeşleşen yöntemleri kullanmaya devam ediyor. 

Daha önce başına  ‘Ecevit kasketi’ takan Kılıçdaroğlu, Maltepe mitinginde de güvercinler uçurdu. 

Yok! Mustafa Sarıgül gibi sarıya boyamadı,  orijinal rengiyle uçurdu. 

Şimdi hitap ettiği kitlenin bir bölümünü göz önünde bulundurarak…

Canlı yayın konuğu olduğu televizyon kanallarından birinde saz çalıp türkü söylemesini de bekleriz. 

Yazımın başlığına fena halde takıldığınızı biliyorum. 

Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse…

Kılıçdaroğlu’nun uçurduğu kuş temenniden öte değildir. 

Ne kimseyi ürkütür, ne MİT TIR'ları vatana ihanet davasından hapis cezasına mahkûm olan Enis Berberoğlu’nun tahliyesine vesile olur, ne de Kılıçdaroğlu’nun Ecevit’in yerini doldurabildiğinin kanıtıdır. 

NOT: “Ey Hasan Eser sen dünya basınını okumuyor musun? Yazdıklarının tamamı dünya basınının aksine…” şeklinde mesaj atan okurlarıma selam olsun. Olayları dünya basınının tersine değerlendiriyorsam, demek ki doğru yoldayım. 

Günün sözü: Türkün Türk'ten başka dostu yoktur.