Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.

HASAN ESER

Hasan Eser / 08 Ağustos 2016 - Bir zamanlar dünyaya kafa tutarak milyonlarca insanın katili olan Adolf Hitler’in Türkiye’ye saldırmaya cesaret edemediğini bilmeyen herhalde yoktur.
 
Öyle ki Adolf Hitler’in şöyle dediği rivayet edilir:  “Türkler öyle bir millettir ki hayatta bir tane bile kalsa devlet kurup intikamını alır.”
 
Geçtiğimiz pazar günü dünyada emsali görülmemiş bir gövde gösterisi yapan necip Türk Milleti,  Adolf Hitler gibi gözü dönmüş bir psikopatın bile Türklerden neden koktuğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
 
Yenikapı'da düzenlenen ve her siyasi görüşten vatandaşı 'tek yürek' haline getiren demokrasi ve şehitler mitingini televizyonda izlerken,  sevgili ağabeyim Mimar Metin Öngünşen beni telefonla arayarak, ‘Bu muhteşem manzara karşısında ne düşünüyorsun?’ diye sordu.
 
Aynen şunları söyledim kendisine:
 
Birçok Avrupa ülkesinin toplam nüfusu oranında kalabalığı bir araya getiren bu meydana baktığımda;
 
-Anadolu'yu bizlere vatan yapan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan'ın Malazgirt Zaferi'nde düşmanı dize getiren muzaffer ordusunu görüyorum.
 
-Fatih Sultan Mehmet Han’ın gemileri karadan yürüten, aşılmaz denen surları aşan ve İstanbul’u fethederek Peygamber övgüsüne mazhar olan kutlu ordusunu görüyorum. 
 
-Macaristan Krallığı ordularını iki saat gibi kısa bir sürede hezimete uğratarak Mohaç Zaferini kazanan Kanuni Sultan Süleyman’ın yenilmez ordusunu görüyorum.
 
-Tüm dünyaya karşı verilmiş emsalsiz bir mücadeleyle, düşman kuvvetlerine "Çanakkale Geçilmez" dedirten ecdadımızın ruhunu görüyorum.
 
-Dünyaya kafa tutarak Milli mücadeleyi başlatan ve düşmanı denize döken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şehadete koşarak giden askerlerini görüyorum. 
 
-15 Temmuz’da FETÖ eliyle ülkemizi işgale uğratmak isteyen Haçlıların karşısına dikilerek, vatanı müdafaa eden yüce Türk milletinin o karanlık gecede ortaya koyduğu azim ve kararlılığının artarak devam ettiğini görüyorum.
 
Dedim ve ekledim: Türk olduğum için bir kez daha gurur duydum kendimle…
 
MAKAMLAR GEÇİCİDİR! 
15 Temmuz Darbe girişimine saatler kala; Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a, “Sen Kenan Evren olacak mısın olmayacak mısın?” diye sorulduğunu itiraf etmişti vatan haini çıkan yaveri…
 
Kenan Evren,  sonsuza dek; insanlık dışı uygulamalarıyla bilinen 12 Eylül’ün darbeci generali olarak hatırlanacaktır.
 
Adını tarihe altın harflerle yazdıran Hulusi Akar ise, 5 milyon insanın hep bir ağızdan, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye haykırışına nail olmuş ve ülkesini düşman işgalinden kurtarmış efsane komutan olarak her zaman takdirle, minnetle yad edilecektir.
 
VİYANA’YI TİTRETEN KONUŞMA
Kimi konuşmalar sözde kalır, kimi ise tarihe geçer.  İşte o tarihe geçen konuşmalardan biri de Yenikapı’da yapılan mitingde MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli tarafından yapılmıştır.
 
Milyonlarca insana hitap eden Sayın Bahçeli, adına yakışır konuşmasıyla gönülleri fethetti.
 
Kendisini dinleyenlerin göğsünü kabartan, gururlandıran ve hainlere meydan okuyan konuşmasıyla devlet adamı kimliğini bir kez daha ortaya koyan Sayın Bahçeli, Cumhuriyet tarihinin en kalabalık mitingine adeta damga vurdu.
 
Konuşmasını,  Atatürkçü, ulusalcı geçinenlerin nedense söyleyemediği Büyük Önder'in 'Ne Mutlu Türküm diyene' sözü ile bitiren Sayın Bahçeli,  bu konuşmanın ardından, “Ey Yüce Türk Milleti düşün peşime Viyana seferine çıkıyoruz”  çağrısını yapmış olsaydı, meydanı dolduran milyonlar bir an bile düşünmeden arkasından giderdi. İşte Sayın Bahçeli’nin konuşması bu nitelikteydi.
 
DÜNYA’NIN İKİNCİ YELTSİN’İ OLMAYI KAÇIRAN KILIÇDAROĞLU…
Demokrasi ve Şehitler Mitingine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

15 Temmuz darbe girişiminde birleşen toplumu perçinleme adına büyük önem arz eden mitinge Sayın Kılıçdaroğlu’nun  (bir kısım taraftarından tepki alacağını bildiği halde) katılması takdire şayandır.
 
Ancak, Sayın Kılıçdaroğlu orada kendisinden beklenen konuşmayı yapamadı. Beş milyon insanımızı bir araya getiren mitingin amaçlarından biri de;  demokrasi şehitlerimizin, gazilerimizin ve yüce Türk halkının acısını dindirmek, birlik ve beraberliğimizi tüm dünyaya göstermekti. 
 
Böyle anlamlı bir mitingde Sayın Kılıçdaroğlu’na tıpkı Sayın Bahçeli’nin yaptığı gibi mitingin amacına uygun bir konuşma yapmak yakışırdı.
 
Sayın Kılıçdaroğlu ise karmaşık konuşmasıyla subliminal siyaset yaptı. Bundan sonra ne yapılması gerektiğini anlattı ama bu anlattıklarını halkı temsil ettiği TBMM’de de anlatabilirdi.

Meydanı dolduranların yanı sıra televizyonları başındaki milyonlar da Sayın Kılıçdaroğlu’ndan toplumun ruhuna, mantığına hitap eden, ışık tutan, umutlandıran ve moral aşılayan bir konuşma bekliyordu.

Sayın Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde dünyanın 2. Yeltsin’i olma fırsatını kaçırdığı gibi, sürekli oy almaya çalıştığı sağ görüşlü insanları etkileme fırsatını da iyi kullanamadı.
 
O kürsüden halka Sayın Kılıçdaroğlu değil de, bir Deniz Baykal hitap etmiş olsaydı, kuşkusuz meydanı sallardı.
 
Neyse ben buna da şükür ediyor, vasat konuşmasına rağmen mitingi onurlandıran Sayın Kılıçdaroğlu’na bir vatandaş olarak minnet duyuyorum.
 
Siz şimdi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması için ne düşündüğümü merak ediyorsunuz değil mi?
 
Üzgünüm!

Zira Sayın Erdoğan’ın alanı dolduran milyonları tek yürek haline getiren o muhteşem konuşmasını değerlendirmeye kalksam kelimeler kifayetsiz kalır.
 
Günün Sözü: İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. (Napolyon Bonapart)