Bırakın kendinizi aldatmayı
Çocukluk yıllarımda, mahalledeki arkadaşlarımla futbol ve basketbol tutkunuyduk.
Sokak aralarında taşlardan kale yapıp kendi aramızda maç yapıyorduk.
Zengin aile çocukları değildik .
Üzerimize forma yaptıracak paramız da yoktu.
Bizim için büyük takımların formalarını giymek lükstü.
Ayakkabıcıdan aldığımız deri parçalarını beyaz fanilanın üzerine numara diye yapıştırır, kendimizce forma yapardık.
Orijinal basketbol ya da futbol topu da bizim için hayaldi; erişilmesi zordu. Naylon/plastik topa razı olmak zorundaydık.
Hele şimdiki gibi her mahallede basketbol potaları yoktu!..
Hiç unutmuyorum; kestiğimiz teneke kovayı 'pota' diye duvara çakar. Bu sayede basketbol oynardık...
Zaman çabuk geçti.
Bizimle beraber kentler de büyüdü. Teknoloji de ilerledi.
Hareketsiz yaşam ile birlikte özellikle çocuk ve gençlerimiz obezite tehlikesi altına girdi.
Toplumda obizete, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığını artıran önemli nedenlerden biri oldu.
Teknolojinin de katkısıyla zaman içinde hareketlerimiz azaldı.
Tabii ki şişmanlıyoruz. Ve fazla kilolarımızdan kurtulmak adına boş vakitlerimizde spor salonlarına/alanlarına gidiyoruz.
Spor için haftada en az bir, en çok iki gün ayırabiliyoruz.
Çok ilginç ama spora giderken bile (yakın mesafe olmasına rağmen) otomobil kullanmayı tercih ediyoruz.
Hatta sabahları ekmek almak için yürüme mesafedeki fırına bile aracıyla gidip-gelenlerin olduğunu gözlüyoruz.
Bir de ikinci kattaki ofisine merdivenle çıkmak yerine asansörü tercih edenler var.
Yine ilginçtir bahsettiğim bu insanlar spor salonlarımızın müdavimi...
Ama ben diyorum ki, bırakın kendinizi aldatmayı!..
Yürüyüşü alışkanlık haline getirseniz, asansör yerine merdivenleri kullansanız, hatta imkanlar elverdiğince bisiklet kullanıyor olsanız, şok diyetlere ve ağır spor yapmanıza gerek kalır mı?
Diğer taraftan araba su yakmıyor ki, gün geçtikçe benzine mazotta gelen zamlarla birlikte cebimizden eksilen para cabası.
Bir de trafik yoğunluna ve havaya saldığımız egzosgazı ile çevre kirliğine yaptığımız katkıyı da unutmamalıyız.
Halbuki sporu bir yaşam biçimi haline getirmek için hiçbir engelimiz yok!
Sevgiyle kalın...
İSMAİL HAKKI ERGÜN / İZMİR / ALİAĞA