Bahçemdeki Ayı
2001... Bahçemdeki Ayı, Ankara Devlet Tiyatrosu.
Rejinin yanı sıra metni zorunlu olarak kökten değiştirdiğim dramaturji de bana aitti.
Hayatımda ilk ve son kez rejime en sert şekilde müdahale etmeye çalışan genel müdür ve başrejisörü gördüğüm, feci direndiğim, ekip halinde, sadece başarılı olarak dilleri ellere verdiğimiz, yüzü olanların mutlaka utanacağı süreçten sonra tebrik bile edilmediğimiz oyun.
Ne çok ödül aldık. En büyüğü 5 küsür sezon boyu seyirciden aldığımızdı.
Dekor tasarımcısını yazmayayım, başrejisör emriyle tamamlanmadı dekor, onu da avantaja çevirmeyi bildik, Mehmet Yaşayan’a önerdiğim, işlenmemiş karkas üstüne başarıyla uyguladığımız yanıp sönen basitin basiti yılbaşı lambalarıyla anlayana kurumun o zamanki hali pür melalini gayet güzel anlattık, sağolsunlar.
Refik Erduran’ın olmadık metnini kim bilir hangi hesapla bana zorla yönettiren aynı yönetim kadrosuydu.
Sonra, o zaman Cumhurbaşkanı danışmanı olan ve fena doldurduğum Refik Erduran’ın (Biz birbirimizi severdik) bunlara sert “Oyunu başlatın” talimatı olmasa, prömiyeri durduracaklar, bana nefret o boyutta.
Düşündüğümü söylüyordum çünkü gençken de. G... g.. diyebilecek gücüm hep oldu, şükür.
Kemal Günüç’ün müziklerinin hala hatırlanması tesadüf değil.
Berna Yavuz’un titiz kostüm tasarımı, Aşiyan Erarslan’ın koreografisi.
Şahane bir ekip çalışması yapan Ali İpin (Sonra Ahmet Erkut), Miraç Eronat, Adnan Erbaş, Benian Dönmez ile Dilara Günüç ve opera orkestrasının değerli müzisyenleri, sevgili dostlarım, eseri 5 sezon kapılarda seyircinin beklediği şekilde, 400 temsil mi, 500 temsil mi, hep kapalı gişe oynattı.
Ben müdür olup artık suyu çıktığından kaldırmasam, oyunu gösterimden kaldırmaya kimse cesaret edemezdi.