Kasım Ayında Pazardan Bu Besinleri Alın

NİLAY KEÇECİ ARPACI

Sağlıklı beslenme için tüketilmesi gereken vitamin ve mineral deposu besinler aslında Kasım ayının isminde gizli...

Kasım ayında soğuk rüzgarlar esmeye başlayınca bağışıklık sistemini daha da güçlendirmek için çanlar çalmaya başladı. Peki, sağlıklı beslenmek ve bağışıklık sistemimizi güçlü kılmak için Kasım ayında pazar çantamıza hangi besinleri ekleyelim?

KESTANE
Kasım ayı, kış mevsimi, soğuk havalar denildiğinde akla gelen besinlerden ilki kestane olur. Fosfor ve magnezyum kaynağı diyebileceğimiz kestane kalsiyum açısından zengin bir besindir. Haşlama, fırınlama gibi tekniklerle pişirerek tüketebileceğiniz kestane, aynı zamanda demir de içerir. Kasım ayının bize sunduğu faydalı besinlerden biri olan kestane; fındık, ceviz, badem gibi besinlere göre daha az yağ, daha yüksek C vitamini içerir. Ama nişasta da içerdiği için porsiyon kontrolüne mutlaka dikkat edilmelidir. Yaklaşık olarak 100 gram kestane 190-200 kaloridir. Günde 10 adet orta boy kestane tüketebilirsiniz. Bağışıklık sistemini güçlendirme ve kolesterol düşürücü etkisi vardır. Lifli yapısı ile sindirim sisteminin düzenli çalışmasına destek verir.

ALABAŞ LAHANASI
Görüntüsü ile turpu hatırlatan alabaş lahanasına Kasım ayı beslenme planınızda sık sık yer verebilirsiniz. Diğer adı yer lahanası olan alabaş lahanasının besin içeriği kış aylarında ihtiyacımız olan birçok vitamini kapsar. Demir, kalsiyum, potasyum, manganez gibi mineralleri içeren alabaş lahanası ek olarak A, B, C ve K vitaminlerini de barındırır. Lifli yapısı ile sağlık açısından çok faydalıdır. Turpgil ailesinden gelen alabaş lahanası, glukosinolat bileşiğine sahiptir ve bu özelliği ile kanseri önleme konusunda destek sağlar. Alabaş lahanası; demir, kalsiyum, potasyum üçlüsü ile vücutta kansızlığı engellemek için çalışır. Kalorisi oldukça düşük olan alabaş lahanasını çorba, yemek ve salata olarak tüketebilirsiniz.

SUMAK
Tam bir soğuk algınlığı, grip savar diyebileceğimiz bir besin olan sumak, aynı zamanda metabolizmayı hızlandırma konusunda da oldukça etkilidir. Antiinflamatuar etkisi olan sumak enfeksiyonlarla savaşma konusunda yüksek bir etkiye sahiptir. Antioksidanlar özellikle kış aylarında sağlığın korunması için çok önemlidir. Besinlerin antioksidan içeriğini ifade eden ORAK; yani “oksijen radikal absorbans kapasitesi” değeridir. Sumak, bu anlamda en yüksek değere sahip besinlerdendir. Genellikle yemek ve salatalara baharat olarak eklenerek tüketilen sumak, çay olarak da tüketilebilir. Tükettiğiniz yoğurdun içine katabilir; sabahları yumurta, peynir gibi kahvaltılıklarınızın üzerine de serpebilirsiniz. Yağ yakımını hızlandırmak ve ödem atmak için sumak tüketilebilir.

ISIRGAN
Birçok besin pişirildiğinde vitamini kaybedebilir; ama ısırgan bu besinlerden biri değildir. Pişirilme ile vitamin değerlerini kaybetmez. Bu nedenle yemeğini yapabilir; yemeklere ekleyebilir ya da taze-kuru ısırganı çay olarak içebilirsiniz. C vitamini ve demir deposu diyebileceğimiz ısırgan; folat, fosfor, riboflavin, niasin, A-B ve K vitaminlerini içeren bir şifa kaynağıdır. Isırganın vücudumuza birçok faydası bulunur. Bunlardan en önemli etkisi vücutta biriken toksinlerin dışarıya atılmasıdır. Hem toksinleri atar hem de vücutta ödemin azalmasını destekler. Kan dolaşım düzeninin sağlanmasına da yardımcı olur. Isırganın doğal bir idrar söktürücü olduğu söylenebilir. Bu anlamda hem böbrek taşlarının hem de idrar yolu enfeksiyonlarının önlenmesi açısından etkilidir.

MUŞMULA
Sağlıklı bir bağışıklık sistemi için sindirim sisteminin de düzenli bir şekilde çalışması gerekir. Lifli yapısı ile muşmula, dengeli bir sindirim sistemi için Kasım ayının vazgeçilmez besinleri arasında olmalıdır. Muşmula, bağırsak hareketlerini düzene sokarak sindirim sistemini destekler. Folik asit, potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum, A ve C vitaminleri içererek bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Antioksidan özelliği ile vücut iltihaplanmalarını önlemede etki sağlar. Mayhoş bir tada sahip olan muşmula için önerilen ve en faydalı tüketim şekli taze olarak yenmesidir. İstenirse blenderdan geçirip püre haline getirebilir; sade ya da yoğurtla karıştırılarak da tüketilebilir. Her besinde olduğu gibi muşmulada da porsiyon kontrolüne uymak gerekir.

Uzman Diyetisyen Nilay Keçeci Arpacı