Testis kanseri olan erkeklere çocuk müjdesi
Testis kanseri teşhisi konan genç erkekler, hastalığı tedavi etmenin çocuk sahibi olma şanslarını tehlikeye atabileceğinden endişelenmekte, ancak yeni araştırmalar bu endişelere son verebilir ve zihinlerini rahatlatabilir.
Annals of Oncology'de yayınlanan bilimsel araştırmanın detayları...
“Yapılan bilimsel çalışmalarda, erken evre testis kanseri için ameliyat sonrası bir kür kemoterapi veya radyasyon tedavisi alan erkeklerde sperm sayılarının aynı seviyeye geri döndüğü gözlemlendi.
Daha ileri seviye testis kanseri olan erkeklere verilen birkaç tur kemoterapi veya yüksek doz radyoterapinin, sperm sayısını ve konsantrasyonunu azaltabileceği biliniyordu; ancak tek bir kemoterapi veya radyoterapinin benzer bir etkiye sahip olup olmayacağı konusu net değildi.
Araştırmacılar, bunu öğrenmek için, birinci evre testis kanseri nedeniyle ameliyat olan 18 ila 50 yaşlarındaki 182 erkeği incelediler. Ameliyatı ya bir kür kemoterapi ya da bir kür radyasyon tedavisi izledi veya başka bir tedavi uygulanmadı.
Erkekler ameliyattan altı ay, bir yıl, iki yıl, üç yıl ve beş yıl sonra sperm örnekleri verdi.
İsveç'in Stockholm kentindeki Karolinska Üniversite Hastanesi’nde yapılan incelemede, alınan postoperatif tedavinin türüne bakılmaksızın, toplam sperm sayısında veya sperm konsantrasyonunda klinik olarak önemli hiçbir zararlı uzun vadeli etki bulunamadı.
Radyoterapi alan erkekler arasında, ortalama sperm sayısı ve konsantrasyonunda, tedaviden altı ay sonra belirgin bir azalma görülürken, kemoterapi alan erkeklerde bu düşüş görülmedi. Ancak radyoterapi grubunda altı ay sonra sperm sayısı ve konsantrasyonu düzeldi.
ERKEKLERDE EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ
Testis kanseri, 15 ila 40 yaş arasındaki genç erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Tüm hastalar, orşiektomi adı verilen bir prosedür olan kanserli testisleri çıkarmak için ameliyat olur.
Testis kanseri hastaları genellikle bir noktada baba olmak isteyen genç erkeklerdir ve çoğu durumda hastaların kemoterapötik tedavinin neden olduğu potansiyel kısırlık riskinden korktuğunu görüyoruz. Bu veriler onlara biraz güvence ve rahatlık sağlamalıdır. Ayrıca, sonuçlar umut verici olsa da daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır ve yine de orşiektomiden önce sperm bankacılığını öneriyoruz. Çünkü bazı hastalarda postoperatif tedaviden sonra da devam eden tanı anında düşük sperm sayısı olabilir.
Bir kemoterapi kürünün sperm sayısı üzerinde minimum etkiye sahip olduğu bulgusu, dünya çapında binlerce hasta için umut vericidir, ancak hepimiz bu verilerin başlangıç niteliğinde olduğunu ve kliniklerde kullanmadan önce doğrulama gerektireceğini unutmamalıyız.’’
Op. Dr. Betül Kalay
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı