İş ve özel yaşamınızda mutlu musunuz?
Çalışan mutluluğu, iş-yaşam dengesi, işletmeye bağlılık ve iş tatmini için yönetime ve bireye bir takım sorumluluklar düşmektedir.
Öncelikle çalışan yaptığı işin takdir edildiğini düşünmüyorsa, yöneticileriyle sağlıklı ilişkiler geliştiremez.
Yönetici çalışan katılımını sağlamalı ve çalışanın potansiyelini açığa çıkarmaya yardımcı olacak, çalışanın kendisini kötü hissettirmeyecek geri bildirimde bulunmalıdır.
Yönetim düşünsel ve davranışsal çeşitliliği destekleyecek bir işletme kültürü yaratmalıdır.
Performansı geliştirmek için zaman zaman memnuniyet anketleri düzenlemeli ve bu anketlerin sonuçlarını baz alarak eğitim ve geliştirmeye öncelik vermelidir.
Ödüllendirme sistemini adil kurmalı ve böylece çalışanın adalet duygusunun zedelenmesine izin vermemelidir. Bu çalışanın örgütün amaç ve hedeflerini daha içten benimsemesini sağlar.
Sosyal etkinlikler düzenleyerek iş dışında çalışanlar arası etkileşimi geliştirmeli böylece çalışanların kendilerini değerli ve büyük bir ailenin parçası gibi hissetmelerini sağlamalıdır. Bunun yanı sıra çalışanın özel yaşantısıyla ilgili bir sorunu olduğunda yönetim çalışana yardımcı olmalı, ona yanlız olmadığı hissini yaşatmalıdır.
Çalışan, yönetimin her zaman yanında olduğuna inanırsa günlük stres ve sorunlarla daha kolay başaçıkabilecektir. Mutlu ve hayatının anlamlı olduğunu hissedecektir.
Birey açısından baktığımızda olumsuz duyguların yönetimi için farkındalık önem taşımaktadır.
Olumlu ve olumsuz duygularının farkında olmak ve bu duyguları kendisine ifade edebilmesi, bu duygu ve alışkanlıkları değiştirmeyi kolaylaştıracaktır; çünkü kişi kendisine dışarıdan objektif bir gözle bakacak, kendisini eleştirmeden olduğu gibi kabullenmesi kolaylaşacaktır.
Böylece büyük resmi görebilecek ve sorunların altında ezilmeden sorunun çözümü için yeni seçenekler bulabilecektir. Aslında sorunu ne kadar abarttığını ve felaket senaryosu haline getirmiş olduğumuzu fark edecektir.
Bu aslında kendi bilincinin sorumluluğunu almaktır ve böylece insan başkalarını suçlamak yerine değişimin kendisiyle başladığını anlar ve gücünün farkına varır. Böyle insanlar dışardan denetlenmeye ihtiyaç duymaz, iç dünyaları zengindir ve kontrolü eline almaktan hoşlanır. Başkalarıyla olumlu ilişkiler geliştirmesi kolaylaşır ve yaşamından memnuniyet duyar, bağımsızlık ve empati duygusu güçlenir.
Bu şekilde duygusal zekası gelişmiş bireyleri iş yaşamında görmek istiyorsak kişisel gelişimi ve psikolojik iyi oluş halini destekleyecek eğitim ve rol oynama etkinlikleri düzenlenmesinde fayda vardır. Bu aynı zamanda çalışanın iş-yaşam dengesini sağlamasında ve olumlu ilişkiler geliştirmesinde fayda sağlayacaktır.
Özge Uğurlu / İşletme Bilimi Uzmanı