Sosyal Ağlarla Birbirine Bağlı Toplum Nasıl Yaratılır?
İşletme yeteneklerinin yansıtıldığı değerli ürünler üretmek her zaman için müşteri tarafından satın alma davranışını doğurmamaktadır.
Müşterilerin tercihlerinin arkasında yatan nedenlerin iyi tespit edilmesi gerekmektedir. İşletmeler bu konuda müşteri hakkında büyük bir veri setine sahiptir aslında, ama bu veriler çoğu zaman demografik ve psikografik bilgi niteliğindedir.
Psikografik ve demografik bilgiler müşterilerin değerleri ve yaşam tarzları, gelir durumu, yaşı, kişilik özellikleri gibi özelliklerine göre sınıflandırılması sonucu oluşur. Fakat bu özelliklere göre müşterileri segmente etmek her zaman doğru sonuçlar vermemektedir.
Önemli olan ürünün müşteri için ne tür bir fayda ya da çözüm ürettiği ve duygulara ne kadar hitap ettiği ile ilgili durumdur. Bunun için inovasyon(yenilikçilik) yaklaşımının doğru şekilde kullanılması tüm işletme süreçlerine yansıtılması gerekmektedir.
İnovasyon için girişimci ruhlu çalışanlar ve tüm işletme birimlerinin işbirliği son derece önemlidir. Girişimcilik bürokrasiyi olabildiğince azaltarak ve yaratıcılığı destekleyerek sağlanabilir ve işletme içerisinde ortak hedefler etrafında tam birlik yaratılmalıdır.
Bu konuda İnsan Kaynakları ve AR-GE departmanın desteğine ihtiyaç vardır. Dış paydaşlarla da(kamu kuruluşları, bankalar, toplum) iyi ilişkilerin geliştirilmesi gerekir.
Tekrar müşteri için değer yaratma konusuna dönecek olursak ürünün sosyal duyguları güçlendirme , gelişime hizmet etme, toplumu ataletten kurtaracak bir amaca hizmet etme gibi özelliklerinin olması gerekir.
İnovasyon için harcanan bütçenin hayal kırıklığıyla sonuçlanmaması için aşağıdaki özelliklere dikkat etmek gerekir.
Ürününüzü kimler ne için kullanıyor?
Ürünle ne tür bir bağlılıkları var, ya da kişisel gelişime hizmet ediyor mu?
Bunların yanı sıra kimler neden kullanmıyor?
Sorularının cevabı da son derece önemlidir.
Yukarıda bahsettiğimiz müşteri profilini belirleme, çalışanların girişimcilik ruhuna sahip olması, inovasyon gibi konu başlıklarının yanı sıra sosyal medya ve pazarlama içeriğinden bahsetmekte yarar var.
Sosyal medya geleneksel medyaya göre daha hızlı ve etkili bir şekilde tüketiciye ulaşır. Eğer müşteriye anlatacak bir hikayeniz, misyonunuz ve vizyonunuz varsa etkili bir mecradır sosyal medya.
Ancak müşteri için etkili içerik yaratmanın çok da etkili olmadığı görülmekte.
Sosyal medya fenomenleri, belli bir ideolojisi, yaşam tarzı olan içerikler, ünlüler, farklılık ve alt kültürlere de hitap eden paylaşımların şirket markalarının önüne geçtiği görülmektedir.
İlginç spor teknikleri, yemek tarifleri, organik tarım, cinsiyet eşitsizliğine dönük konular, kadınların odağı olan kişisel bakım fenomenleri, yaratıcı eğlence kültürü, sanat içerikleri, bilgisayar oyunları, eğlendirmenin yanı sıra öğretici filmler vb. içerikler sosyal medya kullanıcılarının daha çok ilgisini çekmekte ve bu içerikler kendi içinde sosyal ağlar ve gruplar yaratmaktadır.
Bu yeni kitle kültürü marka oluşturma ve bilinirliğini sağlamada yeni anlayışlar gerekliliğini ortaya koydu.
Coğrafi olarak birbirlerine ulaşamayacak pek çok insan işbirliği içerisinde sosyal sorumluluk projelerinde yer alabiliyor ve birer aktivist rolü oynayabiliyor.
Görünen o ki tüketiciler içerikten ziyade sosyal ağlar ve gruplara ilgi gösteriyor.
Tüm bu ifade edilen konuların kar amacı gütmeyen kuruluşlar için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Örneğin yerel yönetimler seçmenlerinin ve ailelerinin desteğini almak için vatandaşlarının profilinden hareketle faaliyetlerine yön veriyor fakat sadece vatandaşlarının profiline göre politikalar üretmek yukarıda saydığımız nedenlerden dolayı yeterli olmamakta.
Evet, vatandaşların profilinden yola çıkılmalı ancak bunun yanı sıra sosyal medya iyi kullanılmalıdır.
Tüm sosyal kanallar facebook, instegram, youtube vs. pek çok fırsatlar sunmaktadır. Bu mecrada örneğin alt kültürleri dikkate alarak ve kültürel, ekonomik, politik farklılıkları da gözeterek sosyal ağlar geliştirilmeli ve gruplar oluşturulmalıdır.
Örneğin gençlik grubu, çocuk grubu, organik beslenme gönüllüleri grubu, kadın grubu,uyuşturucuyla mücadele grubu, doğa grubu vb. Bu grupları oluşturmak için ünlü yüzlerden, fenomenlerden destek alınabilir.
Örneğin doğa grubu ünlü aktivistlerle ağaç dikim kampanyası düzenleyebilir ya da kent içinde organik tarım alanları yaratabilir, eğitim kampları düzenlenebilir.
Tüm bunları yaparken aynı bilinç çalışanlara da aşılanmalı, ortak bir inovasyon kültürü yaratılmalı ve iletişim güçlendirilmelidir.
Görüldüğü gibi çağımız artık sadece bir içerikle izleyicinin ilgisini kazanma değil fakat sürekliliği sağlayarak sosyal ağlar oluşturmaktan geçmektedir.
Özge Uğurlu / İşletme Bilimi Uzmanı