23 Nisan'a Hazırlanmak ve Yeteneklerini Fark Etmek

PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ

Çocukluğumda Yaşadığımız 23 Nisan Etkinlikleri Bugünün Gözü İle Yeniden Bakmak

Ne güzeldi çocukluğumuzda kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günleri.

Yaşama sevinci olan, coşkulu öğretmenlerimiz bizleri haftalar öncesinde 23 Nisan törelerine hazırlardı.

Önce herkese şiirler okutulur, içlerinde sesi güzel olanları törende şiir okumak için ayırırdı.

Sonra tiyatro yaptırır ve oyunculuk yönü olanları ayırırdı.

Kişinin oynayabileceği role göre de rol verilerdi.

Trampet çalan, yürüyüş kolu, oyunlar ve yaraşılmalara katılacak kişiler ayrı ayrı yeteneklerine ve yapabilecekleri işlere göre görevlendirildi.

Her birimize duruma göre birkaç rol verilirdi.

Her birimiz, elbiselerin bugün ki kadar bol olmadığı o sınırlı kaynakların bulunduğu koşullarda görevlerimizi en iyi şekilde yapmaya çalışırdık.

23 Nisan ve 29 Ekim coşkuları öğrencilerin en çok kendi kendilerini hayata hazırladıkları dönemlerdi.

23 Nisan gününe kadar yaptığımız hazırlıklarımız arkadaşlarımız dışında çok paylaşılmazdı.

Çünkü izleyicilerin karşısına sürpriz ile çıkardık.

Temsilerdeki kıyafetlerimiz biz kendimiz bulur, boyaları kömürden ve diğer malzemelerden temin ederdik.

23 Nisan günü coşku ile uyanır ve görev başına büyük istek ile giderdik.

Önce bütün hazırlıklar gözden geçirilirdi.

Köy yerinde bizler gibi sınıf temsilcisi konumundaki öğrencilere daha fazla sorumluluk yüklenirdi.

Bizlerde günün önemine bağlı olarak kendimizi en iyi şekilde hazırlardık.

Yürüyüş kolu oluşturulur, trampetçi önde yürüyüş kolu köy içinde bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Sonra temsil yapılacağı okul bahçesine geçilir, aileler yerlerini alarak çocuklarının gösterisini izlemekle kalmaz, cumhuriyet coşkusunda ortak olmak ve dayanışma için de oraya gelirlerdi.

Tören sonrası öğretmenizim bizleri kutlar ve kritik yapar bizlere de yaptırılırdı.

Tören sonrası malzemelerimizi tekrar toplan bir sonraki yıla kadar depolanacak alana alınırdı.

Öğretmenlerimiz Cumhuriyetin Kuruluş Sürecinin Bilincine Sahiptiler ve Bizlere de Bu Bilinci Aktarmaya Çalışıyorlardı

Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda o eli öpülesi öğretmenlerimizin bizleri hayata hazırlamak için ne denli büyük işler başarmışlar.

Hocalarımız iyi birere eğitim uzmanı olarak bizlere nerde ne tür sorumluluk yükleyeceklerini bilerek bizleri sistematik olarak organize etmeye yöneltmişler.

Cumhuriyetin çok iyi yetiştirdiği o öğretmenlerimizin büyük bir bilince ve özveriye sahip olduğunu şimdi daha iyi anlıyor ve görüyorum.

Öğretmenlerimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ve Cumhuriyetin kuruluşunun önemini iyi anlamışalardı.

O dönemin zorlu koşullarında 23 Nisan 1920’de TBMM kurulması ve ülkenin bütün renklerinin temsil edilmesinin anlamı olan egemenliğin “kayıtsız şartsız” millete ait olduğunun önemini anlatırlardı.

Hepimize ülke ve vatan sevgisi aşıladılar.

Her birimiz yurttaşlık bilgisi dersi çerçevesinde ülkemizin nasıl kurtuluş savaşından çıktığını öğrettiler.

Cumhuriyetin kurulmasının zorunluluğunun önemini ve o dönemin tarihi koşulları içinde büyük bir coşku ile anlattılar.

Ülkemizi çok sevmenin önemini o zaman onlar anlattılar ve bizde anladık.

Şimdi daha iyi anlıyoruz ki Atatürk TBMM’nin açılışının tarihi önemini gelecek kuşaklara iyi anlatmak için günü ve önemini “çocuklara armağan etmiştir”.

Evet deme ki “Büyük insan olmak kolay değilmiş”.

Küçük bir çocuğun düzeyine inebilmek onun gözü ile dünyayı okumak ve ona geleceği emanet etmek ancak büyük bilince sahip olmakla oluyormuş.  

Atatürk’ün büyüklüğü ve bugünkü önemi de ağırlıklı olarak toplumun gönlünde kazandırdığı bu ağırlığa bağlıdır.

Atatürk’ün önemini anlayan ve bu bilinç ile yetişen dönemin öğretmenlerimiz bizi ellerinde geldiğince anlatılar.

Adeta o zamanlar haftalar öncesinden uçan birere kuş gibiydik.

Heyecanlanmak neşelenmek ne kadar önemli bir duygu olduğunu şöyle hatırlıyorum.

 “Bugün 23 Nisan, mutlu oluyor insan”.

İlk şiirimizi böyle başlıyordu.

 Günün önemine uygun olarak o gün öğretmenleri heyecanlıydı, bizleri de heyecanlıydık.

Değerleri de Öğretiler

Bizlere erdemlilik anlatıldı.

Birlikte yaşamanın önemi anlatıldı. Kamu kaynaklarının korunması anlatıldı.

Anne, baba, kardeş, dost, akraba arkadaş sevgisini önemserdik.

Birlikte paylaşmayı öğrendik okuldaki tiyatro rollerimizde.

Bencillik yapmak ayıptı.

Doğaya zarar vermek çok kınanır ve öğretmenimiz tarafından hiç tasvip edilmezdi.

Çıkarsız Verici Olan Öğretmenler ve Anne-Babalara Sahiptik.

Ne güzel günler yaşatmışlar bize annelerimiz-babalarımız ve de eli öpülesi öğretmenlerimiz. Ne mutlu sizlere insan gibi insanlara.

Ne mutlu bize ki sizlerin o çıkarsız, paranın pulun hiç konuşulmadığı günlerde bizlere yalnızca sevgi, bilgi ve erdemlilik aşıladınız.

Karşılıksız sevgi ve öğretileriniz için sizlere minnettarız.

Çocuklara 23 Nisan Coşkusu Artarak Yaşatılmalıdır

Günümüzde köy okulları kapatıldı taşıma eğitim ile okullar birleştirildi, çoğu çocuğa bırakınız rol vermeyi, sanırım sembolik törenlerden sonra törenler sonlanıyor.

Çoğu okulda da sanırım tören yapılmıyor.

Geriye doğru bakınca o törenlerin, yürüyüşlerin bizlerde yaratığı heyecan, coşku ve ülkesinin tarihini bilerek sevinmenin ne denli önemli olduğu görülüyor.

Önerim yeniden Milli Eğitim bakanlığı bu etkinlikleri yaşatsın, öğrenmelerimiz o günün önemini iyi kavratsınlar geleceğimiz olan çocuklarımıza.

Evet, bugün yeniden o günleri anımsamak ve yaşamış olmanın verdiği duygular ile tüm çocuklara Mustafa Kemal tarafından armağan edilen ulusal egemenlik gününü ve bayramını candan kutluyorum.

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ / Adana / 23 Nisan 2018

Not: İlkokul öğretmenim Nizipli Mustafa ÖZCAN Bey hakkında bilgisi ve iletişim adresi olan varsa lütfen iletin. Kendilerine ulaşmak ve ziyaret etmek ve şükranlarımı iletmek isterim