Belediyelerde işçi çıkarmak çözüm mü?

RIDVAN KARAPEHLİVAN

Yerel seçimler geçeli bir ayı geçti. Seçilen belediye başkanlarının mazbatalarını alarak göreve başlamaları da bir aya yaklaştı.

Yerel yönetimleri hem demokrasinin gelişimine yaptığı katkı hem de yerel unsurların sorumluluk ve inisiyatif alması açısından önemseyen kişiyimdir.

Özellikle bu yüzyılda Dünya çapında, birçok modern devlet yönetim sistemlerindeki değişikliklerle merkeziyetçilikten uzaklaşıp daha desantralize, demokratik yapılar kurma eğilimi göstermektedir.

Bizde neredeyse 170 yıldır var olan belediyeler hala merkezi hükümetten destek almadan ayakta durabilme kıvamına gelememişlerdir.

Yerel yönetimler demokratikleşmeye öncülük edeceklerine içine düştükleri borç batağı, profesyonelleşmemiş yönetim anlayışları ve hatalı uygulamaları ile ülkemizde doğru ve etkili kamu kaynaklarının kullanımında olumsuz bir fotoğraf çizmektedirler.

Yerel seçimlerin üzerinden bir ay geçmesine rağmen kamuoyunda konuşulanlar:  “belediye borçları, işçi çıkarmalar bu borçların nasıl ödeneceğidir.”

Bölgemizde bildiğiniz gibi 6 ilçeden 3 ilçede belediye başkanı değişti. Bergama’da Ak Parti'den CHP’ye, Kınık’ta da Ak Partiden CHP’ye Foça da ise bir CHP’liden başka CHP’liye geçti.

Üç belediyenin de devir aldıkları borçları resmi ve gayri resmi öğrendik. Bergama 473 milyon,  Kınık 165 milyon ve Foça da gayri resmi verilere göre 1 milyar lira borç devir almış.

Bergama belediyesi Nisan ayında maaşları tam öderken, Kınık ve Foça ancak işçilerinin hesaplarına 10 bin lira bayram öncesi  yatırdılar. Kınık belediyesi bayram sonrası tüm memur ve işçi maaşlarını ödedi. Belediye Başkanı Sema Bodur "toplam maaş ödememiz işçi ve memur olarak yaklaşık 270 personelin 8 milyon lirayı geçiyor. İller Bankasından gelen pay ise aylık 5 milyon lira ayrıca iller bankası teminatı ile kredi kullanıldığı için bu rakam bile ödenmiyor" derken için Foça da ise ayrıca aylardır maaşların ödenmediği ortaya çıktı.

Belediyeler aslında iller bankasından gelen kaynaklar ile maaş ödüyorlar. Bergama belediyesinin aylık 23 milyon lira maaş ödemesi varken iller bankasından gelen kaynağın 12 milyon lira olduğunu göreve gelen başkan Tanju Çelik söyledi.

Dikili ilçesin de de buna benzer bir durumun olduğunu biliyorum. Dikili ve Foça gibi turistik ilçelerde bu durum daha da çetrefilli, çünkü iller bankası ilçe belediyelerine yerleşik nüfusuna göre kaynak aktarıyor.  Mesela Dikili de yerleşik nüfus 50 bin bile değil ama yazın bu nüfus 10 katına çıkıyor.   Belediye kış nüfusuna göre gelen para ile hizmet etmeye çalışıyor ve personel sayısı haliyle daha kabarık oluyor. Keza Foça’da da durum aynı, hal böyle olunca ödeme krizine giren belediyeler ellerinde varsa arsa arazi satıyorlar ya da özel finans kurumlarından borçlanma yoluna gidiyorlar. (ki borçlanma maliyeti ve imkânı bu ortamda iyice zorlaştı)

Elbette ülkemiz son 2 yıldır ciddi bir enflasyonist baskı altında doğal ve haklı olarak belediyelerde çalışanlarına ciddi oranda zam yaparken bu artış,  belediyeleri artan inşaat,  imalat maliyetleri ile daha da zora soktu.

Belediyeler bunun için çözüm üretmeye çalışıyorlar mesela Foça Belediye Başkanı Saniye Hanım “makam aracını işçi maaşı ödemek için satışa çıkaracağım” dedi.  Elbette bu sembolik bir durum, 1 buçuk milyonu geçmeyen makam aracını satsan ancak 50 işçinin bir aylık maaşını verirsin.

İşçi çıkarmak ise sosyal maliyeti fazla ve başkanlara prestij kaybettiren bir yöntem.
Çıkarılan insanların yaşam düzenlerinin bozulması daha da üzücü bir durum
Aslında belediyelere artık vatandaşlarımız bir ekmek kapısı olarak bakmamalı. Belediyeler bulundukları yerdeki ticaret ve sanayi odaları merkezi hükümet ile el ele verip ilçe ve beldelerine yatırım çekmeli. Ve bu yatırımcıların bölge insanını çalıştırmaları için elinden gelen tüm gayreti göstermeliler.

Bu konuda belediyeler mesleki eğitim ve yatırım izleme birimlerini bünyelerinde kurarak hemşerilerine iş aş sağlayacak yatırımcının ilçesine yatırım yapmasını kolaylaştırmalıdır.
Aksi takdirde makam aracı satmak ve işçi çıkarmak ile soruna kalıcı çözümler bulamazlar. Çıkarılan işçilerin yerine parti baskısı ile yenileri gelir ve durum yine eski tas eski hamam devam eder.

Bergama- Dikili ve Kınık aslında bu yatırımcı konusunda hareketlenmenin başladığı ilçeler:  Kınık ve Bergama OSB’de yaşanan gelişmeler, Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri, Batı Anadolu Serbest Bölgesi bu üç ilçenin de makûs talihini yenecek önemli gelişmelerdir.  Bu şansı belediye başkanları iyi değerlendirmeli,  belediyeler istihdam kapısı olmaktan çıkmalıdır. İşsizlik sorunu özel sektörün yatırımlarının desteklenmesi ile çözülmelidir.

RIDVAN KARAPEHLİVAN