İYİ Parti siyasetin neresinde?
İYİ Parti ile alakalı köşe yazılarını taramaya çalıştım. Elbette ideolojik gözle bakılmayanı, biraz bilimsellik kriteri taşıyan, objektif gözle yazılanları okudum.
İYİ Parti’nin kurulmadan önce sosyolojik analizini en iyi tahlil eden 26 Ekim 2017 tarihinde gazeteci Taha Akyol’un Milliyet Gazetesindeki köşe yazısı bana anlamlı ve tatminkâr geldi.
Yazar öncelikle okuldaşım olan Siyaset Bilimi Uzmanı ve Kamuoyu Araştırma Kurumu ANAR’ın Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu ile görüşmüş;
Uslu’nun referandumda AK Parti’den ve MHP’den soğuyan “beyaz sağ seçmen”den bahsettiğini söylemiş, bunların “hayır” diyeceklerini söylemişti; öyle de oldu demiş
Akyol Yazısında “Sayın Uslu, bugün seçmenlerin yüzde 30’unun mevcut partilerden memnun olmadığını, İYİ Parti’nin bunlara hitap edeceğini, fakat ne kadarının oylarını alacağı hususunun “performansına” bağlı olduğunu söylüyor.” demiş. Yazar "Uslu’nun tahlili bana gerçekçi görünüyor" diye de eklemiş.
Meral Akşener ve arkadaşları bu yazıdan bir iki ay sonra İYİ Parti’yi kurdular
Ve bir genel seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir de yerel seçim atlattılar.
Parti kurulmadan önce var olan ve işini gayet iyi bilen bir uzman olan Uslu tarafından açıklanan farklı eğilimleri olan (Milliyetçi, Muhafazakâr, Sosyal Demokrat ve liberal) bu kitle niçin İYİ Parti çatısı altında birleşmedi.
Elbette AK Parti'nin ve Sayın Erdoğan’ın siyasette çok dominant olduğu bir ortamda böyle bir çatı oluşturmak kolay değil.
Sayın Akşener’in çok zorlu bir süreçte yola çıktığı bu serüvende amacının partisinin küçük bir ideoloji partisi olarak kalmasını istemediği açıktı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun tüm itirazlarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı olması da bu nedendendi.
Bu amaçla merkez ve vatanseverlik kavramlarını Akşener öne çıkardı.
Ama siyasette önemli olan ve belirleyici olan pratiktir.
İYİ Parti iyi bir programı ve liderine rağmen kitle partisinden ziyade kadro partisi şeklinde kaldı. En azından şu ana kadar durum öyledir.
Parti çok genç olmasına rağmen çok iç hesaplaşma yaşadı en azından İzmir özelinde ben bunu söyleyebilirim.
Geçen hafta sonu Bergama kongresine gittim.
Niye bir milletvekili yoktu?
Niye partinin İzmir’deki güçlü isimleri Aytun Çıray kutlama mesajı gönderirken Müsavat Dervişoğlu göndermemişti?
Niye partinin topu topu iki belediye meclis üyesinden biri bu kongreye katılma gereği hissetmemişti?
Bence İYİ Parti teşkilatlarında en azından İzmir'de yanlış giden bir şeyler var gibi.
Aslında İYİ Parti merkez sağda öncülük edebilecek dinamiklere sahip bir parti görünümünde böyle yüzde 8’ler değil yüzde 20 oy potansiyelini içinde barındırıyor.
Ama teşkilatlara giren kurt partiyi içten içe kemiriyor.
Bu hastalık ANAP ve DYP’de Yılmaz ve Çiller döneminde de vardı
Rıdvan Karapehlivan / Bakırçay Bölge Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni