Özal borsayı kurmakla iyi mi yaptı?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Borsa İstanbul'un öncülüğünde sermaye piyasalarının derinleşmeyi sürdürdüğüne dikkat çekerek
Borsa İstanbul'da işlem gören ve rekor seviyeleri test eden şirketlere 1-18 Ağustos 2022 tarihleri arasında 13,6 milyar lira yabancı yatırım girişi gerçekleştiğini” belirtmiş.
Bakan Nebati “Borsadaki şirketlerin değerleri 400 milyar lirayı aştı” demiş.
Bu yazıyı son zamanlarda rekor üstüne rekor kıran İMKB’ye ayırmak istedim.
Bölgemiz ile ne alakası var derseniz?
Son 20 yılda borsa oyuncularının Anadolu'da da çok yaygınlaştığını, insanların özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde paralarının değerini korumak ve ciddi kazançlar elde etmek için borsaya yöneldiklerini iyi bilirim.
Türkiye’de borsanın tarihi aslında Osmanlı Devleti’nin dış piyasalardan kredi almasına neden olan Kırım Savaşı’na kadar dayanmaktadır. 1854 Kırım Savaşı esnasında yapılan dış borçlanmalara ait olan tahvillerin yaygın şekilde el değiştirmesi, borsa faaliyetlerine zemin hazırlamıştır.
Galata bankerleri, 1864 yılında resmi olmayan bir para ve tahvilat borsası işlevi görecek dernekle borsanın temeli atılmış ve resmi olarak Osmanlı’da ilk borsa, 1866’da “Dersaadet Tahvilat Borsası” adıyla kurulmuştur.
1906 yılında çıkarılan bir düzenleme ile bu borsa “Esham ve Tahvilat Borsası”na dönüştürülerek bu yapısı ile Cumhuriyet Dönemine kadar varlığını ve faaliyetlerini sürdürmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra 1929 yılında bazı düzenlemeler yapılmış, menkul kıymetler ve kambiyo borsaları kanunu çıkarılmıştır.
Modern borsacılık dönemi ise 1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nu çıkartılması ile başlamıştır.
1982 yılında da sermaye piyasası kurumlarını denetlemekle görevli Sermaye Piyasası Kurulu oluşturulmuş ve 26 Aralık 1985' te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) kurulmuştur.
2013 yılında da İMKB, Borsa İstanbul olarak isim değiştirerek dünya sistemine entegre olma yolunda yeni gelişim dönemine girmiştir.
Evet, ülkemizde borsa tarihi neredeyse 175 yıla dayansa da asıl borsa İstanbul Karaköy’de 26 Aralık 1985 yılında başlamıştır.
O zamanlar sınırlı sayıda şirketin borsaya kote olduğu İMKB’de seans süresi 2 saat ve 1994 yılına kadar “tahta sistemi” denilen alış ve satış emirlerinin brokerler tarafından tahtaya yazılan bir sistem hakimdi.
Daha sonra bilgisayar bağlantılarına geçen ve “elit” denilen bir sistem ile işlerini yürüten İMKB ve 2013 yılında BİST adını aldı ve 2000’li yılların başında da halka arzlar borsada hızlanmaya başladı.
Son 3 yılda bu halka arzlar iyice arttı. Anadolu'da sermaye ve diğer kriterlerini tamamlayan birçok şirket halka arz oldu. Bu elbette borsanın hacmi ve derinliğini artırdı.
Yabancıların bizim ülkemizde portföy yatırımlarını daha çok sevmesinden dolayı borsada yabancı alışları bazı dönemlerde arttı.
Bakan Nebati’nin açıklamalarına bakarsak yine yabancı alışlarının yoğun olduğu bir dönem yaşıyoruz.
BİST endeksi yabancı borsalarda düşüş yaşamasına rağmen adeta borsacıların deyimi ile “ralli” yani hızlı ve kesintisiz bir artış dönemine girdi.
Burada tavsiye niteliğinde olmasa da artışlar genelde BİST 30 endeksinde ve banka kâğıtlarında daha çok görülüyor.
Sonuç ne olur, yükseliş ne kadar sürer; onu kestirmek zor ama Türk Borsası’ndaki şirketler bu örtülü devalüasyon ve yüksek enflasyon döneminde hayli ucuz kalmış hele iki yıllık pandemi sürecinde adeta dip yapmıştı.
Yazının başlığına gelirsek, borsada pek çok kişinin özellikle 1994 ve 2001 krizinde battığını gördüm. Ama uzun vadeli bakanlar, hisse senetlerini bir kumar aracı değil de, uzun vadeli yatırım olarak görüp temel ve tekniği sağlam hisselere yatırım yapan, açığa alış satış yapmayan yatırımcılar hep kazançlı çıktı.
Turgut Özal elbette İMKB’yi kurmakla çok iyi yaptı. Birçok şirket sermaye sıkıntısını borsa ile giderdi.
Bizim buradan yapacağımız öğüt, borsaya girmek isteyenlerin mutlaka uzun ve orta vadeli düşünmeleri ve mutlaka profesyonel bir destek almaları yönündedir.
Rıdvan Karapehlivan / Bakırçay gazetesi Genel Yayın Yönetmeni